Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

PKK'nın tasfiyesi ya da taksimi!

Uzun süredir yabancı basında “PKK’yı dağdan indirme planları” yapıldığı ya da “PKK’nın tasfiye” edilmesinden söz edildiği yönünde haberler geliyor. Türkiye ise her zaman olduğu gibi bu konuda sessizliğini sürdürmeye devam ediyor. Aslında konuyla ilgili dikkat çekici gelişmeler yaşandığı da biliniyor. Hatırlanacağı gibi sonuçta İngiltere PKK’lılara karşı harekete geçti. Bazı tutuklamalar oldu. Ardından PKK’nın uzun zamandan beri ilk kez cephanelik denilecek türden silahları Türkiye’de ele geçirildi. Bu arada AB Terörle Mücadele Koordinatörü Ankara’ya geldi. Görüşmelerde PKK’nın uyuşturucu kaçakçılığındaki rolüyle, AB’deki faaliyetleri ve finans kaynaklarının kesilmesi konusunun ele alındığı basına sızdırıldı.
Son gelişme olarak Türkiye’nin, PKK’nın bitirilmesi için 4 aşamalı bir planı Kürt ve Iraklı yetkililere sunduğu haberi geldi. 2009’da K. Irak’ta yürürlüğe konacak planın, ABD Irak’ı terk etmeden PKK sorununa çözüm bulma amaçlı olduğuna dikkat çekiliyor. Talabani tarafından da doğrulanan planın aşamaları şöyle: Öncelikle Kandil’de PKK tecrit edilecek, örgüt yasadışı sayılacak, silah bıraktırılacak ve PKK için kısmi af çıkarılacak.
Bu arada Irak Başbakanı Maliki aniden Ankara’ya geldi ve PKK’nın Kuzey Irak’tan tasfiyesine ilişkin kapsamlı bir plan sunduğu ileri sürüldü. Arap El Hayat gazetesine göre, PKK’nın genç kadrosu için af talep eden Irak, lider kadronun iadesine yanaşmamış. Ortalıkta bir tasfiye yok ama tasfiyeye yönelik planlar havalarda uçuşuyor. Acaba bu planlar gerçekçi midir? PKK’nın misyonu onu kullananlar için bitmiş midir? PKK’nın tasfiyesini niçin şu sıralarda bölgesel güçler daha çok gündeme getirmektedir? PKK için tasfiye mümkün müdür?


Barzani gerçeğinin kabulü!
Yetkin ve Berkan’ın yazdıklarına göre devletin içinde de tasfiye konusu uzun zamandır tartışılıyormuş. Onlara göre, Kuzey Irak yönetimiyle konuya ilişkin uzlaşma tartışmaları şöyle gerçekleşmiş: Öncelikle Irak’ta ve özellikle de Kuzey Irak’taki gerçeklerin kabulü önemliymiş. Çünkü güneydoğu sınırımızın hemen ötesinde bir ‘Kürt Federe Devleti’ olduğu gerçeği kabul edilmezse ve Mesud Barzani’nin de yasal yöneticisi olduğu inkâr edilirse olmazmış. Hele hele Barzani’den de ‘Aşiret lideri’, ‘Daha düne kadar bizden maaş alan adam’ veya ‘Düne kadar Ankara pasaport vermedikçe bir yere gidemeyen adam’olarak söz edilmeye devam edilirse, PKK’nın tasfiyesi planının işlemesine imkân yokmuş.
Bu bağlamdaki gerçekler kabul edildikten sonra devlet harekete geçiyor ve planın ilk aşaması olarak MİT Müsteşarı Emre Taner, ‘Yakın dostum’dediği Barzani’yi ve ardından da Irak Cumhurbaşkanı Talabani’yi ziyarete gitmiş. Barzani, Taner’e, “PKK yönetici kadrosunun Irak dışına, tercihen bir Kuzey Avrupa ülkesine gitmesine Türkiye’nin ses çıkarmaması” nı söylemiş, Talabani de PKK’lıların Türk topraklarına geri dönmesi konusunda ancak eve dönmelerine evet deriz, hapishaneye değil” demiştir.
Aslında yapılan, PKK’nın tasfiyesi değil, bir anlamda taksimidir. PKK’nın yöneticilerinin bir kısmının Avrupa’ya, bir kısmının Barzani’nin kontrolündeki bölgeye, militanların genç olanlarının kovuşturmaya uğramamak ya da af edilme koşuluyla Türkiye’ye gelmesi planlanmaktadır. Kalanların önemli bir kısmı PJAK saflarına itilirken ciddi bir kısmı da Barzani bölgesinde (zamanı geldiğinde Türkiye’ye karşı kullanılmak üzere) tutulacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları