PKK artık Barzani'dir!
Bu satırları yazamaya başladığımızda Irak'ın kuzeyinden geçerek Türkiye'ye sızan tahminen 150 kişilik bir PKK grubu 8 Mehmetçiği şehit etmişti. Şehit sayısı 12'ye yükseldi, 13'e yükseldi. Kulağımız televizyonlarda, gözümüz ajanslarda. Bir yandan, "İnşallah sondur!" diye dua ediyor, diğer yandan, "Bu iş ne iştir?" sorusunun cevabını arıyoruz.
Üzüntü ve öfkeden arşivlere girecek halde değiliz. Amma, eminiz ki en az bir bir buçuk yıl önce yazdık ve şöyle dedik:
"- Barzani Türkiye'yle savaşmak istiyor!"
Bu görüşümüze kimse inanmak istemedi. Bizler bir şey söylerken ufak tefek hatalar yapabiliriz. Gün yanlış, rakam, sayı isim yanlış olabilir. Amma, "Temel meselelerde görüşlerimiz" granitten sağlamdır. Bu "Dinlerarası Diyalog" bahsinde böyledir, "Ilımlı İslam" ve "Büyük Ortadoğu Projesi" ve bu "Avrupa Birliği" bahsinde böyledir. "Barzani Türkiye ile savaşmak istiyor!" derken de, fazla yanıldığımızı sanmıyoruz, çünkü bu görüşe de biz, tabii mümkün olduğu kadar "Kendimizi Barzani'nin yerine koyarak" vardık.
(Şu anda şehit sayısı 15'e, yükseldi. 16 Mehmetçik de gazi. İnşallah doğru değildir, bize gelen özel bir haber, şehit sayısının 21 olduğu yönünde.)
"Kendimizi o çapulcunun yerine koyduğumuzda" Barzani'nin Irak'ın kuzeyinde oluşturduğu konumu sağlama almak için Türkiye ile savaşmaktan başka çaresi olmadığını görüyoruz. Zâten Barzani de öyle yapıyor, Türkiye ile savaşmak için her türlü yolu deniyor. Musul ve Kerkük başta olmak üzere Türkmelere ait arazilere el koyuyor ve oralara taşıma Kürtler yerleştiriliyor. Yetmiyor, Kerkük ve Telafer'de kelimenin tam anlamıyla bir "Türkmen katliamı" gerçekleştiriliyor. Türkiye, "Yapmayın, etmeyin!" dedikçe, "Sana ne, istersem Türkiye'nin içini karıştırırım!" mealinde "meydan okumalar" art arda geliyor!
Bu da yetmiyor, PKK'ya fiilen hamilik ediliyor.
Şimdi soru şu:
"- Barzani Türkiye ile niçin savaşmak istiyor?"
Çünkü ABD'nin Irak'ı işgali ile Barzani ailesinin eline ilk defa bir, "Kürt devleti kurma" fırsatı geçti. Üzülerek ifade edelim ki, Barzani'ye bu fırsatı verenlerin içinde ve başında, geçmişi ve şimdikileriyle,Türkiye'yi yönetenler de var. İşte Barzani bu fırsatı değerlendirmek, işi sağlama bağlamak için Türkiye ile savaşmak istiyor. Görünen o ki, bunun bedelini ödemeye de hazır. Çünkü, yarın öbür gün işgal güçleri Irak'ı terk ettiğinde Barzani'nin Irak'ın kuzeyinde bugün için elde ettiği kazanımlar çok kısa sürede sıfırlanacaktır. Zira Kuzey Irak'taki mevcut durumu Türkiye istemiyor, İran istemiyor, Suriye istemiyor, yetmiyor, Irak'ın geride kalan unsurları, Şii Araplar ve Sünilerle Türkmenler de istemiyor. Demek ki işgal güçleri Irak'ı terk ettiğinde Barzani, çevresi "kendini istemeyenler" tarafından kuşatılmış olacak. O "istemeyenlerin" hiç biri fiili bir müdahalede bulunmasa bile, "içerden operasyonlarla" Barzani'nin elde ettiği her kazanım sıfırlanacak.
İşte Barzani bunu senden benden iyi biliyor ve bunun için Türkiye ile savaşmak istiyor. Türkiye Irak'a girdiğinde Barzani, MOSSAD ve ABD'lilerin eğittiği peşmergeleriyle Türk askerine karşı koyacak, böylece iki unsur arasında "fili bir savaş" çıkacak.
Sonra ne olacak?
Irak'ı işgal etmiş, Irak'ın kuzeyindeki bu fiili durumu oluşturmuş bir güç olarak ABD, İngiltere ve diğerleri bu, "Barzani-Türkiye savaşını" bir futbol maçı seyreder gibi seyretmeyecek! Elbette ABD Türkiye ile savaşmayacak amma elindeki maddi manevi bütün imkanları kullanarak önce bir "Ateşkes!" dayatacak. Ardından BM devreye girecek, Avrupa Birliği devreye girecek. Zaten bunlar Lozan'ı içine sindirememiş, Sevr'i adım adım Türkiye'ye dayatmak isteyen, PKK'nın üretici ve hâmisî olan unsurlar, sanki Türkiye saldırganmış ve sanki mağdur olan Barzani ve PKK imiş gibi, meseleye el konulacak. Irak'ın kuzeyindeki durum "uluslar arası bir mesele" olarak "uluslar arası kurumlar" tarafından, "uluslar arası zeminlerde" bir "karara bağlanacak" yani Irak'ın kuzeyindeki "Güney Kürdistan" Birleşmiş Milletler başta olmak üzere, "fiilen tanınmış" olacak.
İşte Barzani'nin Türkiye ile savaşmak istemesindeki esas amaç ve ısrar budur.
İkinci amaç ise, Türkiye sınırları arasında bir "Türk-Kürt" kapışması, bir "kardeş kavgası" başlatabilmektir.
Onun için PKK artık Barzani'dir.