Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Pirinç ve Buğdayın Liberal Hikâyesi!

Bir zamanların gıda ambarı olan Türkiye’nin son zamanlarda içine düşürüldüğü hale bir bakar mısınız? Kişi başına geliri bir kalemde dokuz bin doları bulan Türkiye, buğdayı Rusya’dan, pirinci Amerika’dan ithal etmenin yollarını arıyor. Bu durumu kimse de yadırgamıyor.

Yabancıların açtığı alış veriş merkezlerinde muzdan tuza, çanak çömlekten makarnaya kadar her türden yabancı mal Türk tüketicisinin emrindedir. Halk bu alış veriş merkezlerinden kredi kartı taksitleriyle yabancı olan her şeyi almaya zorlanıyor. Bu arada yabancı gıda maddeleri de yerliye duyulan ihtiyacı en aza indiriyor.

Bu ülkenin iktidarları üretim yapılmayan arazi için dönüm başına halka para ödemişti. Kredi kartı zengini halk da tüketim demokrasisinin imkânlarını bu anlamda sonuna kadar kullanıyor.
Ancak denizin bir gün tükeneceğinin hesabını kimse yapmamıştı. Hâlbuki perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Uygulanan ekonomik politikanın zorunlu sonucu olarak son 6 ayda pirinç fiyatlarına yüzde 130 oranında zam yapıldı. Kredi kartlı vatandaşlar için de böylece bir kez daha kuyruk dönemi başladı.

Piyasada kilosu 2.5- 3 YTL’den satılan Osmancık cinsi pirinç, Toprak Mahsulleri Ofisi’nde (TMO) kilosu 1.80 YTL’den satılınca da talep, yani kuyruk patlaması yaşandı. Küresel ısınmaya bağlı kuraklık nedeniyle ülkeler kendi vatandaşları için stoklarını artırıp ihracatı kıstı. İhtiyacı için ithalatı esas alan Türkiye’de bu durum, pirinç fiyatlarında şok artışa neden oldu. Adamlar pirinçte milliyetçilik yapıp önce kendi vatandaşlarını düşününce Türkiye’de durum vahim bir hal almıştır. Türkiye yönetenler milliyetçiliğe karşı olduklarından, kendi vatandaşından önce dünya vatandaşlarını ve ABD/AB’nin şirketlerini düşündüğünden olaya pek de bir anlam verememişlerdir.
İktidarlar uzun zamandır sulama projelerini ihmal ederek, kuraklık karşısında çiftçiyi zarara sokup, Türkiye’yi de Rus buğdayına muhtaç etmişlerdi. TÜİK’in 2007 Yılı Tarım Ürünleri İkinci Rekolte Tahminleri’ne göre buğday üretimi geçen yıla göre yüzde 13,3 oranında düşüşle “20 milyon ton” dan “17,3 milyon ton” a geriledi. Arpa üretimi de yüzde 22,4’lük bir düşüşle 7,4 milyon ton oldu.
Türkiye’nin buğday üreten çiftçisinin tohum sıkıntısı da had safhadadır. Buğday ekimi için gerekli olan 800 bin ton sertifikalı tohumun ancak yüzde 25’i ülkede üretilebiliyor. Geri kalan yüzde % 75’lik bölüm, yabancı büyük tekeller tarafından ülkeye getiriliyor. Gübre fiyatlarının sürekli yükselmesi, diğer ürünlerde olduğu gibi buğdayda da üreticiyi çok zor durumda bırakmıştır. AKP iktidarının üretmek ve üretici gibi bir derdi olmadığından -ithalat, ticaret ve tüketimi düşündüğünden- bu konuyla yeterince ilgilenmemektedir.

AKP iktidarı, bu meyanda Bakanlar Kurulu kararıyla, hububat ithalatında uygulanan gümrük vergilerini de “kaldırırcasına” indirdi. Bu durum hububatta ithalatın tavana vurmasını sağladı.
Pirinç konusu ise ABD’nin müdahalesine muhatap oldu. Türk pirincini korumaya kalkan hükümete ABD Dünya Ticaret Örgütü’nden karar çıkartıp, Türkiye’yi, ABD’nin ucuz pirincine mahkûm etti. Türkiye, 2004 yılında yerli üreticiyi korumak amacıyla “yerli ürün alana ithalat izni” uygulayınca, ABD tarafından DTÖ’ye şikâyet edildi. ABD’nin 2005 yılında açtığı dava geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi haksız bulan bir kararla sonuçlandı. Dünya Ticaret Örgütü, Türkiye’nin “yerli ürün alana ithalat izni” uygulamasının, uluslararası ticaret yasalarıyla uyuşmadığına karar verdi.
Ancak iktidar, DTÖ’nün aldığı bu karardan çok daha önce geri adım atmış ve “yerli üreticiyi koruma” uygulamasından vazgeçmişti. Bunun nedeni ABD Ticari Temsilcisi Rob Portman 2006 yılının 27 Mart ayında Bakan Tüzmen’e, Beyaz Saray’dan gelen bir zarf vermesiydi. Zarfın içindeki mektup, pirinç ithalatındaki engellerin kaldırılmasını istiyordu. İktidar da bunun gereğini yapmıştı.
Türkiye’yi yönetenler milliyetçilik karşıtlığı yapadursunlar, elin oğlu liberalizmi bile milliyetçiliğinin aracı olarak kullanmaktadır. Üreticisini, yatırımcısını, tüketicisini ve inançlarını yabancıların insafına terk etmeyi liberalizm olarak algılayanlara birileri gıdada bile milliyetçilik yaparak cevap veriyor. Bir türlü anlamak istemeyenlere duyurulur!

Yazarın Diğer Yazıları