Parti devleti istikrarı bozdu

BDDK, devlet kurumudur. BDDK''ya devredilen bankalar halkın ortak malıdır. Bu bankalar nasıl ve kimin talimatı ile satıldı? Çok söylenti var. Açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Aksi halde bu tür söylentiler güven sorunu yaratıyor ve sermayeyi ürkütüyor.

Cumhurbaşkanının faizleri düşürmek planının istikrarı bozacağının bilgi ve bilincinde olan Merkez Bankası başkanları, başkan yardımcıları, para politikası kurulu üyeleri değiştirildi. TL reel faizi, eksi 30''lara çıktı ve TL yüzde 47 değer kaybetti. Yaşadığımız enflasyonun nedeni bu faiz şoklarıdır. Eğer kurumsal devlet anlayışı olsaydı, devlet aklı galip gelir ve Türkiye hiç yoktan bu buhranı yaşamazdı.

Şimdi de TÜİK başkan ve başkan yardımcıları değiştirildi? Eğer hedef enflasyonu düşük göstermekse, bunun da bir sınırı var. Bürokrat bu sınırı geçerse, toplumun yakasına yapışacağını bilir ve bu bilinçle ihtiyatlı olur. Ama anlaşılan odur ki siyasi iktidar için önemli olan ülke istikrarı değil, seçim hedefidir.

Bugünkü ekonomik bunalımda, demokrasi, hukuk altyapısının bozulması ile kurumsal devletin kaldırılması etkili oldu.

AKP seçimi kazanmış bir parti olarak devleti halkın devleti değil, partinin malı olarak görüyor. Onun içindir ki her seçimde devlet memurlarını, devlet imkânlarını kullanıyor. Popülizm harcamalarını artırıyor. Kamu bankalarına ucuz konut kredisi verdiriyor. Devlet kefaletli kredileri artırıyor.

Gerçekte ise demokrasilerde devlet yönetimi halk tarafından geçici olarak siyasi iktidarlara verilmiştir. Devlet kurumsallaşmıştır. Kurumsal denetim mekanizmaları gelişmiştir. Bu mekanizmalar siyasi iktidarların devlet üstünden keyfi ve ideolojik tasarruf yapmasına izin vermez.

AKP iktidarına kadar kurumsal devlet oluştu. AKP''den sonra zayıflamaya başladı. Başkanlık rejimi ile de devlet, parti devleti oldu.

AKP''nin devlet anlayışını Hazine ve Maliye Bakanı''nın söyledikleri daha net gösterdi. Bakan; ''''En sevmediğim konu da şu yatırımcılara zorluk çıkaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim, bürokrasiyi alaşağı ederiz, arkamızda cumhurbaşkanımız var rahat olun, mevzuatı da değiştiririz. ''Cumhurbaşkanlığı sisteminde hızlı adımlar atıyoruz. İşte bir örnek, 2020-2021''i bu kadar hızlı ve başarılı geçirmemizin nedeni de sistem değişikliğinin krizler karşısındaki denenmişliğini de yaşamış olduk.'''' diyor.

Böyle söylemekle bakan kendinin ele veriyor. Türkiye nereye gidiyor, farkında değil. Acaba ekmek ve yağ kuyruğunda olanların ne dediği aklına geliyor mu? Belki de bakan olmasının nedeni de dünyaya halktan farklı bakabilme yeteneğinin olmasıdır.

Çin''de demokrasi yok ve fakat devlet var. Kararları tek kişi değil, kurumsal devlet yasalara göre veriliyor. Bu yasalar her gün değişmiyor. Onun içindir ki Çin, yabancı yatırım sermayesi gitti, gidiyor. Türkiye''ye hep sıcak para geldi. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi, kârlı şirketleri satın aldı. Şimdi de hiç biri gelmiyor.

ABD ve Avrupa gibi gelişmiş ülkelerde ve herhangi bir demokratik ülkede bir siyasi iktidarın veya bir grubun devleti ele geçirmesi ve devlet imkânlarını kendi siyasi misyonu için kullanması kimsenin aklına gelmez. Zira "devlet; toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel bir varlıktır.'''' Parti devleti halkın bu varlığını gasp edip, toplumda belirli bir kesime verilmesidir. Fetöcüler de darbe teşebbüsü ile devleti ele geçirmek istemişti.

Kurumsal devletin, parti devletine dönüşmesi, bir yandan ekonomik istikrarı bozdu, diğer yandan halkın huzurunu ve sosyal düzeni bozdu. Dahası Türkiye''de uygulamaya bakılınca, AKP de, devlet de tek kişiye aitmiş gibi bir görünüm ortaya çıkıyor.

Ecevit, kırmızı ışıkta dururdu. Necdet Sezer hanımının özel arabası ile hastaneye gidip kuyruğa girmişti. Bunlar halkı rahatlatan uygulamalar idi.

Şimdi Cumhurbaşkanının geçeceği yollar saatlerce trafiğe kapatılıyor. Helikopter eşliğinde yüzlerce arabalık konvoylar nedeni ile halk karşıdan karşıya geçemiyor. İştirak eden korumalar çevreye daha çok rahatsızlık veriyor.

Başbakanlığı sırasında VIP''te Erdoğan varsa, milletvekilleri yolcu salonlarına yönlendiriliyordu. VIP''te Başbakanın odası ve tuvaleti ayrıldı. Tuvaletin kapısına başbakan yazıldı.

Devlette; belediye başkanları, rektörler, genel müdürler ve partide; AKP il ve ilçede, gençlik kollarında görevli olanlar yasalara aykırı olarak polis çakarı kullanıyor. Trafikte adeta on arabadan biri çakar kullanıyor.

Aslında kurumsal devlet kalkarsa, devlet boşluk bırakırsa, partizanlar ve tarikatlar devleti ele geçirir. Başı bozuk düzen oluşur.

Yazarın Diğer Yazıları