Papa, Uluç Gürkan ve Yemen...
Türkiye’yi yönetenler; Türkiye ve Türkler aleyhine, dünyanın herhangi bir yerinde çıkacak bir ‘olay veya psikolojik bir ortam’ gerçekleşmeden, ‘önleme’çalışması yapmıyorlar; veya yapamıyorlar... Nitekim, Vatikan’daki Papa’nın 12 Nisan 2015’te yapacağı ayinde -gerçek dışı- ‘Ermeni Soykırımı’ sözünü edeceği biliniyordu. Ne yazık ki, Papa ayinde bu sözü ettikten sonra Dışişleri Bakanlığımız harekete geçti! Ama Papa, bu yalan ifadeyi kullanmadan günler önce, bilge devlet adamımız Sayın Sadi Somuncuoğlu’nun öncülüğünde oluşan “Türkiye Sivil Toplum Birliği” görevini tam olarak yaptı! Papa’ya ayinden günler önce “Sayın Papa 1. Franciscus’a ve Hıristiyan Kiliselerine Tarihî Çağrımızdır” başlıklı, altı sayfalık -yüzlerce yıl Ermenilerle kardeşçe nasıl yaşadığımızı; soykırımın emperyalist bir yalan olduğunu anlatan- gerçeklerle örülü tarihî bir mektup gönderdi. (İliştiri: İsteyen okuyucularıma bu mektubu e-posta ile iletebilirim.) Ben, açıkçası, böyle bir önleme gayretini devletimi yönetenlerden beklerdim. Ama yapmadılar!
Efendim; mazlum Türk milletinin haklarını savunan insanları, hep gönlümün en yüce yerinde ağırlarım. O insanların pek çoğuyla da tanışmamışımdır bile. Ama onlar benim canlarım... İşte o değerli insanlardan birisi de Sayın Uluç Gürkan’dır. Sayın Gürkan önemli bir farklılık. Bu görkemli insanın yalanlarla bezeli Ermeni iddialarını gerçeğin tezgâhında çürütmesi, alkışlamanın da ötesinde bir olaydır. Geçen ay Kaynak Yayınları’ndan çıkan “Ermeni Katliamı Suçlaması, Yargılama ve Karar” başlıklı eseri, iftiracıların yüzlerine inen okkalı bir şamardır! Bu muhteşem eserden hangi bölümü, hangi cümleleri seçip de size sunabilirim ki? Her cümle ’gerçeğin efendisiyim’diyor. Özellikle, 165-167 arasındaki sayfalar, sözde yazar yurttaşlarımızın acınacak hallerini anlatıyor... Sayın Gürkan 284 sayfalık eserini 56 kaynak ve 13 fotoğraflı gerçek belge ile oluşturmuş. Bu eseri lütfen okuyunuz. Esere Kaynak Yayınları’nın 212 252 21 56 numaralı telefonundan ulaşabilirsiniz.
Ve Yemen...
Sevgili okuyucum, 08 Nisan 2014’te Orta Doğu Uzmanı, Sayın Arif Keskin Millî Düşünce Merkezi’nde, kan-revan içindeki ’Yemen’i anlattı. Sayın Keskin tüm Orta Doğu’nun ayrıntılı etnik yapısını avucunun içi gibi biliyor. Sayın Keskin’in sözlerinden bir-kaç cümle sunuyorum: “Irak İngiltere’nin askeri marşıyla kuruldu”, “Arap Baharı İran’ın aleyhine işledi. İran ’hesaba katılmak için’nükleer konusunu öne çıkardı”, “İslamcılar açık bir şekilde selefi-mezhepçi kampa evriliyor”, “Yemen %35 Zeydi’dir. Husiler Zeydiler içinde Carudi adlı ekole sahipler”, “Husiler 1990’dan sonra örgütlendiler”, “Araplar, Bab-ül Mendep ve Hürmüz Boğazları İran’ın eline geçerse Arap devletlerinin yıkılacağına inanıyorlar”, “Mezhepçilik Sünnî devletlerin hayrına değildir. Arabistan bu konuda en büyük kötülüğü yapıyor. Mezhepçilik ahlakî ve dinî olarak yanlıştır”, “Mezhepçi siyaset Arap coğrafyasında yaşatılıyor”, “Laiklik Türkiye’yi kurtarıyor”.
Efendim; Millî Düşünce Merkezi, 09 Nisan 2014’te Ankara Hamamönü’ndeki tarihî Kabakçı Konağı’nda beşinci kültür sohbetini düzenledi. Sevgili Hakan Paksoy’dan edindiğim bilgilere göre; Yağmur Tunalı’nın yönettiği toplantıda, Prof. Dr. Sayın Ahmet Bican Ercilasun Azerbaycan şiirini örneklerle anlattı. Sayın Emine Işınsu, E. Kur. Albay Oğuz Kaleli gibi değerli konuklar huzurunda Molla Penah Vakıf, Vidadi, Mirza Elekber Sabir, Aliaga Vahit, Samet Vurgun, Mikail Müşfik, Resul Rıza, Hüseyin Cavit, Bahtiyar Vahapzâde, Şehriyar, Bulut Karaçorlu, Sehend, Halil Rıza Ulutürk, Sabir Rüstemhanlı ve Rüstem Behrudi anıldı...
Esen kalın efendim.