Özel Paşa, Arınç’ı Genelkurmay’ın kozmik fotoğraf arşivine s

Söze önce, “Muhteşem”in akıl kutusu, siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın bir gazetede yazdıklarından başlayalım. Akdoğan, bir yandan Başbakan Yardımcısı ve “Muhteşem”in “abisi” Bülent Arınç’ı aklamaya, bir yandan da vaziyeti kurtarmaya çalışmış. Anketler yine düşük geldi, “Dimyat’a pirince giderken, evdeki bulgurdan olacağız” korkusu sardı herhâlde.. Bülent Arınç’ın terörist başı ve teröristleri öven, onları “Müslüman çocuklar” olarak niteleyen sözleri imaj çalışması değilmiş. Hele hele, Öcalan’ın affına ve onu ev hapsine çıkarmaya yönelik bir çalışma hiç de değilmiş.. Bunları ileri sürmek de büyük yalanmış.. Bülent Bey’e büyük haksızlık olurmuş..
Vay canına!..
Peki, neymiş?..
“Buradaki tahşidat, silahlı mücadeleyi mazur göstermek için değil, işkence gibi zulümlerin vahametine vurgu yapmak için”miş..
Yazıda, “tahşidat” sözcüğü dikkatimi çekti. Sizler belki de manasını biliyorsunuzdur. İtiraf edeyim; ben ilk kez duydum. Türk Dil Kurumu’nun sanal ağdaki sözlüğüne sordum. “Bulunamadı” cevabını aldım. Değişik kaynakları taradım, “tahşidat”ın Osmanlıca kökenli olduğunu ve “konuşarak fazla üzerinde durma” manasına geldiğini de öğrendim.
Gazetecilik şüpheciliği!.. Acaba Yalçın Akdoğan “Muhteşem” adına Bülent Arınç’a ince bir uyarı mı gönderiyor?.. “Çok konuştun. Yeter artık fazla üzerinde durma” mı diyor?..
(...)
Her türlü sinsi tezgaha, buldukları masum ve de makul gerekçelere bir yenisini daha eklediler.
Oslo görüşmeleri de bir ara büyük yalandı. Hatta bunu dile getirenler de “şerefsiz” di..
“Müslüman çocuk; Abdullah Öcalan” açılımının farklı bir boyutuna daha bakalım;
Ne zaman Türk Silahlı Kuvvetleri’ne cerrahi bir operasyon düzenlenecekse Bülent Arınç’ı başrolde görüyoruz.
Ne oldu kozmik oda operasyonuna?
Ne oldu Bülent Arınç’a suikast planına?
Hani askerler, Bülent Arınç’a suikast düzenleyeceklerdi?..
Genelkurmay’ın kozmik odasına girildi. Her yeri talan edildi. Üzerinden onca zaman geçti.. Yargılama, mahkeme süreci... Ne olup bittiğinden haberdar olan var mı?..
“Müslüman çocuk; Abdullah Öcalan” açılımı ile birlikte tezgahlanan “işkenceci Türk askeri” imajı.
İşkence kim tarafından yapılırsa yapılsın, karşı durmak insanlık borcumuz.
Fakaaat!..
Buradaki esas hedef; canını hiçe sayarak eli kanlı teröristlerle mücadele eden Türk askeri ve onların zaten sıfır olan moral ve motivasyonlarını iyice harap etmek.
Bebekleri katleden, ırza geçen, çocukları yetim, analarını dul bırakan katiller; masum, “gitarist çocuklar”.. Şimdi de kader kurbanı “Müslüman çocuklar”..
Kolu bacağı kopup, kör olan, sakat kalan gaziler, şehitler; “İşkenceci, Türk askeri”!..
Bülent Arınç, Irak’ta Amerikan askerlerinin masum ve Müslüman Irak halkına yaptığı en iğrenç işkence görüntüleri, Batı medyasında bile yayınlanırken neredeydi?
O da “Muhteşem” gibi herhalde ellerini açmış, Amerikan askerlerinin burunlarının kanamaması için dua ediyordu.
Müsaadenizle; buradan bir öneride bulunmak istiyorum;
Genelkurmay Başkanı Sayın Necdet Özel.
Sizden küçük bir isteğim var. Ne olur!.. Bu seferlik “AKP ve Tayyip Erdoğan ile aram nasıl olur” çekincenizi bir tarafa bırakın. Müsait olduğunuz en yakın zamanda Bülent Arınç’ı Genelkurmay’a, “bir kahve içme” bahanesi ile çağırınız. PKKsever Bülent Bey’e Genelkurmay’ın gizli arşivlerinde bulunan, Türk askerine terör örgütü PKK tarafından yapılan işkence görüntü ve fotoğraflarını gösteriniz. Hatta gazi askerlerimizden, şehit ailelerinden ve hatta terör bölgesinde hâlâ görev yapan subaylarımızdan gelen ve acı gerçekleri anlatan mektuplardan bir kaçını da okutunuz.
Bize de, Bülent Arınç’ın fotoğraf ve mektuplara nasıl bön bön baktığını, bırakın ağlamayı, gözlerinin buğulanmadığını bile, sakın ha söylemeyin!.. “Muhteşem” ile aranızın açılmasını istemem!..

Yazarın Diğer Yazıları