Özel-Erdoğan görüşmesi ve çifte standart
Anlaşılan Özgür Özel, İYİ Parti’nin akıbetinden pek ders almamış. Genel Başkan seçilir seçilmez CB Erdoğan ile görüşmek istediğini söyledi. Erdoğan da kabul etti.
İYİ Parti’yi Akşener'in müstakil politikası bitirmişti. Parti tabanı bunu Erdoğan'a destek olarak okudu İYİ Parti’den desteğini çekerek ana muhalefet partisi CHP'ye yöneldi. Yani muhalif seçmenin Erdoğan'la muhtemel bir iş birliğine tahammülü yok.
Görüşme ile ilgili basına fazla şey sızmadı. Oldum olası gizli-kapaklı işlerin içinde bir çapanoğlu olduğunu düşünürüm. İyi şeyler görüşmüşseniz bunu vatandaştan niye gizliyorsunuz? Gizlemek, tek başına yeterli bir şüphe sebebidir.
Daha önce Akşener'in her davranışından Erdoğan destekçiliği çıkaran CHP medyası da bu görüşmede iyi bir sınav vermedi. Bu görüşmeyi mesela İYİ Parti’nin çiçeği burnunda genel başkanı Müsavat Dervişoğlu yapsaydı, CHP medyası kıyameti koparır, Dervişoğlu'nu hain ilan ederdi. Ama Özgür Özel-Erdoğan görüşmesini bir iki cılız ses dışında sükûtla karşıladılar. Görüşen bizdense sorun yok, başkasıysa mutlaka satılmıştır, psikoloji bu.
CHP medyasının ikiyüzlülüğünü başka örneklerde de görmek mümkün. Defalarca Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un kardeşinin FETÖ’cü olduğunu yazıp durdular. İşlerine gelmediği zaman suçun şahsiliğini unutuyorlar. Ama mesela hâlâ PKK'nın eğitim komitesinde yer alan Selahattin Demirtaş'ın ağabeyi Nurettin Demirtaş'ı hiç yazmadılar. Ağabeyi Kandil'de olan birinin siyasette ne işi var demediler. Çünkü özellikle geçmişte yolu Filistin kamplarına düşenlerin çoğu Öcalan'a büyük sempati duyuyor. Kin ve nefretlerini böyle tatmin ediyorlar.
CHP yerel seçimde kazandığı başarıyı korumak istiyorsa seçmeninin psikolojisini iyi düşünmek zorundadır. Erdoğan'ın yeni anayasa tuzağına düşmek, CHP'den beklenen umutları söndürür. Mevcut anayasanın değiştirilmesi için iktidar cenahının gösterdiği tek gerekçe 'darbe anayasası' olduğudur. Bir anayasayı darbecilerin yapması onu değiştirmek için yeter sebep olabilir mi? Önemli olan anayasayı kimin yaptığı mıdır yoksa içeriği midir? Ne yazık ki içerik üzerinden hiç konuşulmuyor. Sivillerin yapacağı bir anayasanın çok demokratik olacağına dair bir yasa mı vardır? Sonra AKP ve Erdoğan'ın, anayasa ve Anayasa Mahkemesi kararları için takındığı tavır ortada. İşine gelmediğinde anayasayı takmayan bir siyasi heyetten demokratik bir anayasa beklenebilir mi? Kaldı ki, bu anayasanın üçte ikisi AKP tarafından değiştirildi. Anayasalar parti veya kişilerin şahsi ihtiyaçlarından dolayı değil, toplumun ve şartların getirdiği ihtiyaçlardan dolayı değiştirilir. Bugün yönetimi zorlayan böyle bir ihtiyaç mevcut değil. Hele geçmişte AKP ile Öcalan arasında yapılan anayasa pazarlıkları da dikkate alınınca bu yolda AKP ile atılacak her adım CHP'nin ve Türk milletinin aleyhine işler.
Özgür Özel'in bu esnek ve müsait politikası zamanla seçmen güvensizliğine dönüşebilir. Bu durumda muhalefet partileri içinde fikir damarı millete en yakın olan parti veya partiler öne çıkabilir. İYİ Parti’de Müsavat Dervişoğlu kazandı, bu süreci iyi yönetir, partinin kanatlarını geniş açarsa, kaçan seçmen geri gelebilir, İYİ Parti’nin ibresi yeniden yukarı dönebilir.
Temennim milletin dibinin oyulmaya çalışıldığı şu dönemde milliyetçilerin bir yerde toplanması ve güç birliği yapmasıdır. Aksi takdirde millî bünyede açılan etnik gedikler daha da büyüyecek, Türkiye sonu belirsiz yerlere sürüklenecektir