Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Sadi SOMUNCUOĞLU
Sadi SOMUNCUOĞLU

Ozan Arif'i de yolcu ettik

Nereye mi? Yahya Kemal'in "Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden/Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden" dediği sonsuzluğa. Ozan 69 yıl yaşadı. Hakk'ın yanında, haksızlığın karşısında, daima Türk'ün haykıran sesi oldu. Ümitsizliğe, korkaklığa, teslimiyete, mürailiğe, satılmışlığa, dönekliğe, kahpeliğe, ihanete meydan okudu. Yüreğiyle, haysiyetiyle, vicdanıyla hep savaştı; ölmezliğe ulaştı. Ömrünü Türk Milletine hizmetle geçiren bir dava adamının meziyetlerinden bahsetmek bizim insani ve millî görevimizdir.

Arif kardeşim, seni böyle tanıdık, böyle anacağız.

***

Türk Milletinin düşmanını düşman bildin. Yıkımı, ihaneti, ahlaksızlığı görünce, aman sen de deyip başını çevirip geçmedin, üstüne gittin. Haksızlığa bayrak açtın, şairlere ozanlara ilham kaynağı oldun. Ozanlar da şairdir, ama tarzları farklı. Anında toplum hissiyatının sesidirler. Ağırlıkla siyasetçileri, yöneticileri, iş adamlarını, sahnedekileri hicvederler. Âşıkların atışmaları meşhurdur. Ancak her ozanın dili ve üslubu kendine hastır. Dili keskin, yalın, etkili olan, iz bırakır unutulmaz. Ozan Arif, türünün temsilcisiydi. Türk Milletine mal oldu. Nereye gittiyse, yurt dışı dâhil, kitleler salonlara, meydanlara sığmadı. Sanatının, davasına inanmışlığın gücüyle haykırdı; "tuzak var, uyanın tehlike büyük" dedi. Sesini düşmandan önce kısmaya çalışanlar oldu. Salonların yerini sosyal medya aldı, gür sesiyle milyonlara ulaştı. Ozanın ne kadar sevildiğini, ebedi âleme yolculuğunda bir defa daha gördük. Törene gönlüyle milyonlar, varlığıyla 10 binler katıldı. Türk Milleti yaşasın diyenler, fark gözetmeden oradaydı.

Ozan Arif Türk Milliyetçisi bir ülkücüydü, Türkçüydü. Bu şuura erişmesi, çocukluğunda başladı. Özgeçmişi bize; çocuk yaşlarında Kerem ile Aslı'yı, Leyla ile Mecnun'u, Karacaoğlan'ı, Köroğlu'nu, Dadaloğlu'nu, Yunus'u vb. okuyarak engin Türk kültürüyle tanıştığını, kaynaştığını gösteriyor. Adına halk kitapları denilen bu eserlerde özümüzü hikâye eden gerçek aşk, kahramanlık, yardımlaşma, fedakârlık, dürüstlük, zulme başkaldırmak gibi temel değerler vardır. Demek ki Ozan, millî davayı kökten kavrayan, şuurlu, özü sözü bir kahramandı.

Arif kardeşim, sen Türk milletine âşıktın, milletin de seni sevdi. Allah rahmet eylesin, mekânın cennet olsun!

Ermeni kimliği; nefret ve intikama dönüştü

Osmanlıyı parçalamak için, "size iki deniz arasında devlet kurduracağız" yalanıyla emperyalistlerin tuzağına düşen Ermeniler 159 yıldır Türk düşmanlığı yapıyor. Osmanlı Devletine karşı ilk silahlı saldırı 1860'da Zeytun'da başladı. 1914 Birinci Dünya Savaşı'na kadar yurdun her tarafına yayıldı. Savaşı fırsat bilen Ermeni çetelerin vahşete dönüşen katliamları karşısında, yarıya yakını yollarda ölen ve kaybolan 1.5 milyon Türk, Batı Anadolu'ya göç etti. 30 Ağustos 1918'de savaşı kaybedince ateşkes imzalandı. Ülke galip devletlerin işgalindeydi, 1920'ye kadar, hiçbir direnişle karşılaşmayan Ermeni vahşeti büyük boyutlara ulaştı. Kâzım Karabekir Paşa'nın komutasındaki 15. Kolordu, büyük bir Ermeni birliğiyle savaştı ve yendi. 1920'de, Gümrü Antlaşması yapılıp, bugünkü sınırlar çizildi.

Bu dönemde Doğu Anadolu'da devlet kurmak için silahlı Ermeni çeteleri 60 yıl saldırdı, Osmanlı 60 yıl meşru savunma yaptı.

Mesele yine bitmedi. Ermeniler 1920'de Sevr'de "Osmanlı ile, 160 bin askerimizle biz de savaştık masaya oturacağız" dediler, dikkate alan olmadı. Lozan'a geldiler, "Vaadiniz var, devlet istiyoruz" dediler; hüsrana uğrayıp, emperyalistlere küskün ayrıldılar.

Bu kadar aldatılmışlığa rağmen mesele yine bitmedi. Emperyalistlerin kışkırtmasıyla 50 yıl sonra 1973, 1985 arasında Ermeni ASALA terör örgütü, ABD ve Avrupa ülkelerinde 43 diplomat ve elçilik görevlimizi katletti. Sonra Türkiye'yi bölme işini PKK'ya devretti.

Katledilen bu masum insanların kabahati(!) Türk olmalarıydı. Bunun hukuki adı, BM sözleşmesine göre "soykırım"dır. Bugüne kadar Ermeni iddialarıyla ilgili 1'i millî, 4'ü uluslararası olmak üzere açılan 5 davada kazanan Türkiye oldu.

Hocalı Soykırımı, Yukarı Karabağ'ın işgali

Aradan 7 yıl geçtikten sonra, Ermeni katliamı bu defa kardeş Azerbaycan'da karşımıza çıktı. 1992 yılında Rus Motorize Alayının desteğindeki Serj Sarkisyan (2008'de Ermenistan Cumhurbaşkanı)'ın elebaşılığını yaptığı Ermeni çeteleri 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece Hocalı kasabasına saldırdı. Giriş ve çıkışı tutup kasabadaki Türklerin tamamını imha etmek üzere silahlı baskın yaptı, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'den fazla yaşlı dâhil olmak üzere toplam 613 Azerbaycan Türk'ü vahşiyane usullerle katledildi, 487 kişi ağır yaralandı. Esir alınan 1275 kişinin akıbeti belli değil. Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si, 27 yıldır Ermeni işgali altında. Ermenistan işgali kaldırmıyor, Türkiye'den özür, tazminat ve toprak istiyor.

BM ve BMGK, Ermeni işgalinin uluslararası hukuka aykırı olduğuna defalarca karar verdi. AGİT'in Minsk Grubu eş başkanları, Rusya, Fransa ve ABD olunca, Türkiye'nin siyaseti de ortadayken, bu millî meseleyi gündemde tutmaktan başka bir çaremiz yoktur.

***

Kırım ve Doğu Avrupa Müslümanları Müftüsü, 23.2.1918'de şehit edilen kahraman Noman Çelebicihan ile sürgün, göç ve işgalde hayatını kaybeden şehitlerimizin ruhu şad olsun Allah rahmet eylesin.

Yazarın Diğer Yazıları