Oruç istismarı
Sabah 8.30, Bakırköy... Afyonu patlamamış halk otobüsü şoförü, “Kaçta kalkıyorsun” diyen kadını “Kamp kurmadık, saatini gelince kalkacak” diye payladıktan sonra homurdandı: Elinde su şişesi, utanma da kalmamış...
Akşam 18.30 civarı... Yenibosna... Şoför otobüsü durdurdu, “Sabahtan beri dilim damağıma yapıştı zaten bir de laf mı anlatacağım sana...” diye gürlediği yolcuya doğruldu, diğer yolcular araya girip şoförü tutarken hedefteki adam da orta kapıdan kaçırıldı!
Ülkenin herhangi bir şehrinde, herhangi bir saatte ama özellikle iftara doğru yoğunlaşmak üzere bir “höt-zöt”, “hooop”, “heyt”, “hayt”, “huyt” halleri... Çarşı karışır, karakolda “oruca bağlı öfke kontrolsüzlüğü”nden sebep diye mesele itinayla tatlıya bağlanır!
Havlamasına dayanamadığı köpeği vuran adamın savunmasında belirtme ihtiyacı duyduğu ilk durum; “Oruçluydum...”
Oğlunu öldüren babanın ifadesinden:
O gün oruçlu olduğum için sinirliydim...
Oruç gibi bir arınma ibadeti, suç işlerken “ağır tahrik”, işlenen suçun affı istenirken de “hafifletici sebep” haline geldi “yüzde 99’u Müslüman ülke” de!
Allah bilir tabii ama böyle günahı sevabından fazla olacaksa tutmayın arkadaşım! Ya oruç tutmayı bırakın, ya orucun arkasına saklanmayı bırakın!
Hem kendinize yazık, hem çevrenize, hem sükunet ve sabır içindeki “niyetli” lere... Şu Mübarek ayı zehir etmeyin millete, gücünüz nispetinde farz nihayetinde...