'Orduda benden başka asker yok mu?'

Filenin Sultanları, Potanın Perileri.. Türk kadını tarih yazıyor. Tarih boyunca erkeği ile birlikte cenk eden, yurt kuran Türk kadını yine dünyaya meydan okuyor.
Kaynana Semra, “seviyeli manken ilişkileri”, çöpçatanlık programları ile bozamadılar onları.
Türk’ün genetik yapısını bozmak kimin haddine!..
Batı’nın başı bozuk ağzı salyalıları, en son Kurtuluş Savaşında cephede görmüşlerdi onları.
Yine tarih sahnesine çıktılar.
Türk kadının o müthiş özgüvenli gücünü yine gösterdiler.
Türkler, ataerkil değil anaerkil bir millettir.
Filenin Sultanları ile Potanın Perileri, düğmeye bastı ..
Türk yurdunun üstünde boş hayaller kuran ve onların yerli işbirlikçilerinin tokat yeme vakti yaklaşıyor..
Onun için “kürtaj”dı, “sezeryan” dı deyip, sancıdan kıvranıyorlar.

***

Gelelim gündeme dair fıkralarımıza..
Temel başarılı bir askermiş. Birliğinde örnek gösteriliyormuş. Komutan her seferinde bir şey olduğu zaman, birliğin önünde Temel’i çağırıp sorular soruyormuş. Aldığı cevaplardan sonra da, “bakın böyle olun” diyormuş.
Komutan yine bir gün birliğin önünde Temel’i çağırıp sormuş;
- Söyle bakalım Temel, düşman önden gelirse ne yaparsın?
- Tam siper yatarım ondan sonra tarar dökerim.
- Arkadan gelirse ne yaparsın?
- Ters takla atar yine tararım.
- Sağdan gelirse ne yaparsın?
- O tarafa yuvarlanır, yine tararım.
- Soldan gelirse ne yaparsın?
- Yine ters takla atar düşmanı haklarım.
- Yukarıdan gelirse ne yaparsın?
- Sırtüstü yatar, uçaksavarla indiririm oni!..
- Ya yer altından gelirse?
- Ha Komutanım!.. Bu orduda benden başka asker yok midur?.

***

Bir gün, Mısır’da bir mumya bulunur ve bunun hangi tarihe ait olduğu öğrenilmek için Amerika, İngiltere ve Türkiye’den uzmanlar istenir. Tabii ki Türkiye’den emniyet görevlileri gider. Neyse, ilk Amerikalılar başlarlar. 3-5 saat sonra çıkarlar ve, “olsa olsa 300-600 senelerine aittir” derler. İngilizler girerler. Bir kaç gün sonra çıkarlar ve, “olsa olsa 300-420 arasıdır” derler. Nihayet sıra Türkiye’den giden emniyet görevlilerine gelir ve içeri girerler. Girerler girmesine de, aradan 10 gün geçtiği halde hala dışarı çıkmazlar. Nihayet 15. gün çıkarlar ve merakla gözlerinin içine bakan Mısırlı bilginlere, “tam tamına 427...” derler. Tabiî ki herkes şaşar bu işe ve, “nasıl olur yahu?..” derler. Bizimkiler gayet ciddi cevap verir;
- Biraz zor oldu amma, sonunda dili çözüldü keratanın!..

***

Temel ve arkadaşları ava çıkmışlardı. İlk önce küçük bir in gördüler. Bu tavşan iniydi. Önüne atlayıp avladılar. İleride daha büyük bir in vardı. Bu tilki iniydi. Önüne atlayıp avladılar. İleride daha daha büyük bir in vardı. Bu ayı iniydi. Yürüdüklerinde Temel:
- Bu ne ini bilmiyorum, dedi.
Fakat önüne atladılar. Ertesi gün gazetede şu haber vardı:
- Üç avcı trenin altında ezilerek can verdi!..

***

Genç bir çocuk heyecanla eve gelir, aşık olduğunu, evlenmek istediğini ve o kızı annesiyle tanıştırmak istediğini söyler. Ama sadece eğlence olsun diye eve üç kız getireceğini ve annesinden evleneceği kızı tahmin etmesini ister. Ertesi günü eve 3 kızla gelir. Otururlar, bir süre sohbet ederler. Sohbetin sonunda çocuk heyecanla annesine sorar;
- Tahmin ettin mi?
Anne hiç duraksamaz:
- Ortadaki kızıl saçlı
Oğlan hayretle annesine sorar;
- İnanılmaz nasıl bildin?
- Bir tek ondan hoşlanmadım!..

İyi Pazarlar efendim.



Haftanın Sözleri
* Bir milletin başarısı, mutlaka bütün milli güçlerin bir istikamette oluşmasıyla mümkündür. Bu nedenle bilelim ki, elde ettiğimiz başarı, milletin güç birliği etmesinden, ortak hareket etmesinden ileri gelmiştir. Eğer aynı başarı ve zaferleri gelecekte de tekrarlamak istiyorsak, ayni esasa dayanalım ve aynı şekilde yürüyelim. “ (Atatürk)
* İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal, onu ” ben “ kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur! (Atatürk)
* Gerektiğinde vatan için bir tek fert gibi yekpare azim ve karar ile çalışmasını bilen bir millet elbette büyük bir geleceğe layık ve aday olan bir millettir. (Atatürk)
* Benim hayatta yegane fahrim, servetim Türklükten başka bir şey değildir. (Atatürk)
* Bu millet kılı kıpırdamadan dava uğruna canını vermeye razı olmasaydı ben hiçbir şey yapamazdım. (Atatürk)
* Milli mücadelelere şahsî hırs değil, milli ideal, milli onur sebep olmuştur. (Atatürk)
* Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. Milletlerin esirliği üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkûmdurlar. (Atatürk)
* Mal kaybeden, bir şey kaybetmiştir, onurunu kaybeden birçok şey kaybetmiştir. Fakat cesaretini kaybeden her şeyini kaybetmiştir. (Goethe)
* Akıllı adamlar söyleyecek sözleri olduğu için, aptallar illa konuşmak zorunda oldukları için konuşurlar. (Elatun)

Yazarın Diğer Yazıları