Ömrüm, Kitaplarım, Yazdıklarım ve Sayılar…

"Yazarlığı anlatmak da yazarlığa dâhildir" demiştim bir tarihte…

Dün, gün aldım 68'den, dün doğum günümdü… O bir gün, 67 yılın 24471 gününe eklendi, işte hesabı: 67X365=24455, 24455+16 (artık yıllardan)=24471. Demek ki ben, 24472 gündür hayattayım.

Tanrısal bir lütuf, armağan ve imkân, ben de kadrini bildim, geldik bu yaşa, bu güne işte…

24472 gün… Bu sayı beni hesaplaşmaya itti, eh ne de olsa sayıların yabancısı ve yalancısı değiliz, Yeminli Mali Müşavir ve de Bağımsız Denetçiyiz bugüne bugün…

Fakat sayısal bilgilerim kitaplara, yazılara ve yazarlığıma dair olacaktır, mesleki kariyerime değil…

Şöyle bir hesap yaptım, günde 1 saat kitap okusam (daha da fazlasını da okumuşumdur ya, çocukluk, hastalık ve diğer özürlerimizi düşelim), bu, bugüne dek 24472 saat kitap okumuşum demektir. Bir kitaba ortalama 8 saat zaman ayırmış olsam 24472/8=3059 adet kitap okuduğum çıkar ortaya. Okumuşumdur, zerre kadar abartım yoktur. Şu anda bu rakama yakın sayıda kitap var kütüphanemde. Dahası, dağıttıklarım, armağan ettiklerim, çaldırdıklarım da var. Ve son 25 yılda hakkında yazı yazdığım kitap sayısı 500'e yaklaştı. Yayınevi bulsam "Hakkında Yazdıklarım" diye kitap bile ederim bunların bir bölümünü…

Elif Şafak "Aşk gibiydi okumak da…" der bir romanında, benim için de okumak bir aşktır, bitmeyen, bitmeyecek bir aşk…

Ve 12 tane kitap yazmışım. Tamı tamına 2148 sayfa… Bu kitapların ikisi 2 baskı yaptı… Yayınevi bulursam ya da finansmanını sağlarsam kitap olmaya hazır 5 dosyam daha var… Haa hazır söz buraya gelmişken diyeyim, ben bu kitapların çoğunu kendi paramla bastırdım. Niye? Çünkü cemaat, tarikat, holding ve banka yayınevleri, benim kafamda olanlara sımsıkı kapalıdırlar; diğer yayınevlerinin ise ya aklı ve ufku almadı kitap içeriklerini ya da "satmaz" diye dudak büktüler, kitaplarımın üçü şiir, şiir kitabını zaten artık hiçbir yayınevi basmıyor. Yani bunların yayınlatma paralarını da kazandım ve sarf ettim bu yola, bundan böyle de Görklü Tanrım fırsat verirse böyle yapacağım. O yayınevleri ise bir gün kapıma gelecekler, bekliyorum o günü, bana gelmeseler, ömrüm vefa etmese, mirasçılarıma gelecekler, bunu da bir not olarak düşeyim buraya.

Voltaire "Vahşiler hâriç bütün insanlar kitapların hükmü altındadır" der, biz de öyleyiz işte, öyleden de öteyiz…

Gelelim yazılarıma… Ne kadar yazı yazmışım? Sayamam, hesabı yok, tüm yazılarım da elimde yok… Yazdığım gazeteler belli de, yazdığım dergilerin sayısını unuttum… Şöyle bir söz ve iddiada bulundum bir tarihte, bunu yine seslendirebilirim. Bir akademisyen arkadaş bana bilgiçlik taslamıştı bir toplantıda, sinirlendirmişti fena halde beni, ona "Yazdıklarımı üst üste koysam senin boyuna erişir" demiştim. Bunu yine derim.

Evet, ortalama Türk insanı, hatta Türk aydını, bir yazarın ömrüne neler sığdırdığını bilmek şöyle dursun, tasavvur bile edemez. Bu edememezlik de zaman zaman küçümsemelere, kadir bilmezliklere, bilmeden konuşmalara, densizliklere yol açar…

Ülkü Tamer'in bir sözü buraya pek uygun düşecek, onunla bitireyim:

"Amerika'da sadece başarılı yazarlar önemlidir. Fransa'da bütün yazarlar önemlidir. İngiltere'de hiçbir yazar önemli değildir. Türkiye'de ise önce yazarın ne olduğunu anlatmamız gerek."

Yazarın Diğer Yazıları