"Öğretmeniz ve mağduruz"!
Geçen yılın Ocak ayından itibaren Yeniçağ’da önce haftada bir, sonra iki gün yazarken 2012’de değerli okurlarla Flaş köşemizde haftada üç defa buluşmak gerçekten de kıvanç veriyor.
Pazartesi, Perşembe ve Cumartesi günleri, meslek yaşı 52 yılı bulan bir gazetecinin tespitlerini Flaş’a aktarmaya çalışırken hâlâ büyük bir heyecan duyduğumuzu öncelikle belirtmemiz gerekiyor.
Kim ne derse desin, yeni yılın girişinde gündeme, yine “sessiz çoğunluk” damgasını vuruyor.
Bütün emekli, dul, yetim, işçi, memur ve görevli, her dönemde olduğu gibi yine perişanlığı oynuyor.
Milletvekillerine ve parlamenter emeklilere “muazzam”miktarda aylıklar tasarlanırken, geride kalanlara gülünç zamlar veriliyor.
Bu arada, belki de, en çok asgari ücretliler ve öğretmenler mağdur ediliyor.
Söz öğretmenlerden açılmışken, özellikle eşi “bankacı”olanların büyük haksızlığa uğratıldığı iddiaları çığ gibi büyüyor.
Mustafa Sayın, Ayten Baysu, Ali Taş ve Murat Macit gibi onlarca okuyucumuz, âdeta feryat ediyor.
Onlardan gelen şikâyetlerden bazılarını kamuoyu ile paylaşmak gerekiyor.
“Lütfen sesimizi duyurun. Bizi kimse duymuyor. Bankacıyız, öğretmeniz ve mağduruz.
Öğretmen eş durumu atamaları yılda bir yapılacak kararı ile üzülen, sonra yaptığımız eylemler ile Aralık 2011öğretmen eş durumu yapılacak kararı ile sevinen, sonra kendimiz, eşimiz özel sandığa bağlı bankacı olarak çalıştığı için öğretmen eş durumu atamasından çıkarıldığımızı öğrenerek kahrolan bir grubuz.
Ben özel sandığına sigorta primi ödeyen bir bankacıyım.
Her çalışan gibi vergimi ve sigorta primini ödüyorum. Tek fark dediğim gibi primlerimin bankanın özel sandığına yatması ki buraya yatması benim tercihim değil, zorunluluk.
Daha önceki yıllarda kılavuzlarda özel sandığa bağlı bankacıların öğretmen eşlerine eş durumu tayini hakkı verilmişken 2011 Aralık ayı kılavuzunda bu madde çıkarılmış, yaptığımız öğretmen eş durumu tayin talebimiz reddedilmiştir.
İçimizde çocuklarına, eşlerine, evlerine kavuşmak isteyen kişiler var.
Başvurduğumuz, telefon ettiğimiz, mail attığımız yerlerden bir sonuç alamadık.
Sizden rica ediyorum. Lütfen sesimiz olun. Cılız sesimizi güçlendirin.”
Eşinin bankacı olduğu için tayin hakkının elinden alındığının savunan bir başka öğretmenin de değişik iddiaları bulunuyor.
“Ben 5 yıllık öğretmenim. Temmuz ayında evlendim, bir ay evli kaldıktan sonra görevim sebebiyle eşimden ayrı kalmak zorunda kaldım. 2011 Aralık tayin isteme döneminde eş durumu tayini istedim ama isteğim reddedildi. Gerekçesi ise eşimin banka personeli olması ve vakıf sandığına bağlı olmasıymış. Bundan önceki özür durumu atamalarında ise, böyle bir uygulama yoktu. Bu kadar insanın hayatını, aile bütünlüğünü etkileyen, eşleri ayrılmanın eşiğine getiren, öğretmenlerin ruhsal dengesini alt üst eden bir konuda bu kadar keyfi davranılmamalıdır.
Bakanımızın eski çalışma bakanlığından kalma bir mevzudan dolayı mağdur olan ben ve benim gibi kişilerin bu haktan mahrum bırakılması insan haklarına, ailenin bütünlüğü ilkesine ve Anayasanın Eşitlik ilkesine aykırılık arz etmektedir.”
Bu arada, mağdur olan öğretmenler durumlarını; Çetin Altan, Melih Aşık, Fikret Bila, Mehmet Ali Birant, Hasan Cemal, Can Dündar, Selcan Taşcı, Arslan Bulut, Abbas Güçlü, Sami Kohen, Metin Münir, Hasan Pulur, Derya Sazak, Güngör Mengi, Reha Muhtar, Zülfü Livaneli ve Fatoş Karahasan gibi ellerinde elektronik posta adresi olan çok sayıda yazara defalarca aksettirdiklerini de yana yakıla açıklıyor.