Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Öcalan'n zırvaları soruşturulmalıdır!

İmralı’daki hükümlü, Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, huzurunu ve kardeşliğini silahla bozmaya çalışan kişidir. Amacına ulaşmak için her yöntemi meşru gördüğünü yaptıklarıyla ortaya koymuştur. Hedefini ele geçirmek için kundaktaki çocuktan, kadın, yaşlı ve yatalak insana kadar herkese kurşun sıktırmış kişidir. Şimdi bu adamın iddiaları var. “Sorgu için geldiler” diyor. O gelen komutanlara o da devletin politikasını sormuş. Komutan da “Devlet, bu düşük yoğunluklu savaşla sizi dikkate almaz, savaşı tırmandırın, daha ciddi bir savaş verin. O zaman dikkate alınırsınız” demişler. Bu iddialar İmralı’daki hükümlüye ait. Kendisi gibi siyasi Kürtçü olan bir şahıs tarafından yazılan “Öcalan’ın İmralı Günleri” adlı derleme kitapta bunlar yazıyor. Taraf gazetesi de “Kanayan ülkenin hakikati bu” başlığı yanında terörist başının bu sözlerini manşet yapmış.
Kitapta başka iddialar da var. Sözgelimi Öcalan, kendisinden Tansu Çiller’in öldürülmesiyle ilgili talepte bulunulduğunu ancak bunu kabul etmediği iddiası bunlar arasındadır.

Kamu vicdanı rahatlatılmalıdır!
Açıkça ifade edelim ki bunlar tam da eskilerin “şuyuu vukuundan beter” yani söylentisi olmasından kötü, dedikleri türden iddialardır. Yüzeysel açıklamalarla geçiştirilecek türden sözler değildir. Bu inanılmaz ithamlar derhal yetkili makamlar tarafından en ince ayrıntılarına kadar soruşturulmalıdır. Gerçekler bütün çıplaklığıyla kamu oyuna duyurulmalıdır. İddialara yönelik en ufak bir şaibe ve kuşku bırakılmamalıdır. Kamu vicdanını sızlatacak karanlık bir nokta orta yerde kalmamalıdır. Başka türlü spekülasyon ve komplo teorilerinin önüne geçilemez. Kahraman silahlı kuvvetleri şaibe altında bırakmaya yönelik bu iddia ve ithamlar mutlaka soruşturulmalıdır. Çünkü burada resmen devlete ve millete karşı cinayet işlemesi için terör örgütünün yönlendirildiği iddia ediliyor.
Bunlar, aklın alacağı ya da yenilir yutulur türden sözler ya da ithamlar değildir. Söylenenler, toplumu şoka sokacak kadar vahim iddialardır. Bu tür iddiaların toplumda güvensizlik ve şaşkınlık yaratacağı kesindir. Yüzde yüz yalan olsa bile insanların zihni “ya doğruysa” sorusunu kendi kendine soracaktır.

Halka hâkim olmak!
Öcalan, İmralı’ya tıkılınca Güney Doğu coğrafyası üzerinde hâkimiyet kurmak yerine bölge halkı üzerinde hâkimiyet kurma stratejisini devreye sokmuştur. İtiraf etmek gerekir ki bu konuda da son derece başarılı olmuştur. Ancak bu başarıda Öcalan’ın rolü son derece sınırlı olmuştur. Bölge halkının, belediyelerinin, BDP’nin hatta Kandil’in üzerinde hâkimiyet kurma imkânını Öcalan’a bizzat iktidar vermiştir. Öcalan’a bölgedeki milisleriyle, yerel bağlılarıyla ve Kandil’deki teröristleriyle sürekli iletişim içinde olma olanağı tanınmıştır. Bunlar akıl almaz şeylerdir ama gerçektir.
Bu gerçekler ışığında akla şu sorular geliyor: Acaba iktidar Öcalan’ı kullanarak askeri köşeye sıkıştırmak ya da ona karşı yeni operasyonları devreye sokmak mı istemektedir? Eğer böyle olmasaydı, İmralı’da tutuklu olan zata askere karşı sürekli psikolojik saldırılarda bulunma imkânı verilir miydi? Nasıl olmuş da İmralı canisi sekizinci yılını dolduran AKP iktidarı zamanında azımsanmayacak bir kesim tarafından bir “Mesih” gibi algılanır hale gelmiştir? Terörist başı bugün bir demokrasi öğretmeni, yol haritaları hazırlayan âkil kişilik olarak nasıl pazarlanır olmuştur? Bunlar cevabı aranan sorulardır. Üzerinde durulmaya da değerdir.

Yazarın Diğer Yazıları