Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Öcalan’ın AKP’ye kıyağı

Bağımsız adaylar yerine seçime parti olarak gireceğini açıklayan HDP’nin bu kararını İmralı’daki terörist başının da onaylayarak uygun bulduğunu yazıyor haber bültenleri. Oysa bu kararı Öcalan çok önceden verip HDP’li milletvekillerine tebliğ ettiğini biliyoruz. Hatta kararın MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile yapılan görüşmelerden sonra alındığını Ahmet Takan Yeniçağ’da yazmıştı bile. Kamu Düzeni eski Müsteşarı Murat Özçelik de dün Necdet Pekmezci’ye verdiği röportajda, açılım projesinin en başta müzakereleri HDP ile yürütme kararı olduğunu ancak Hakan Fidan’ın bundan vaz geçerek yol haritasının merkezine Öcalan’ı yerleştiğini belirtti. Nereden bakarsanız rezalet...
İstihbarat örgütlerinin çalışma metotlarının başında hedef kişinin öncelikle zaaflarını keşfetmek vardır. Bu zaaflar üzerinden hareket edilen operasyonlar gerçekleştirilir. Fidan da bunu biliyor elbette. Paketlenip Türkiye’ye getirildiği andan itibaren dizleri titreyerek salya sümük “hizmet etmek istiyorum” diyen Öcalan’dan faydalanma zamanı gelmiş görünüyor. Onu sorgulayan ekip arasında bulunan Hasan Atilla Uğur ve Cemal Temizöz gibi subaylar da Öcalan’ın kendi çıkarları için yapamayacağı şeyin olmadığını vurguluyorlar. Kürtçülük hareketinin en eskilerinden olmasına rağmen silahlı eyleme karşı çıkmış ve eleştiriler getirdiği için örgüt tarafından infaz kararı verilen Orhan Miroğlu da bizzat bana bir televizyon programının arasında “dağlarda binlerce Kürt gencinin ölmesi Öcalan’ın umurunda bile değildir. O üç-beş günlük keyfi için her şeyi feda eder” demişti. Suriye’de “yoğunlaşma eğitimi” adı altında tecavüz edip öldürttüğü kadın militanların bilinen sayısı yüzü geçmiştir. Dolayısı ile Öcalan’ın ömrünün geri kalan kısmını lüks içinde geçirebilmek için veremeyeceği ödün yoktur. Şu günlerde görevinden istifa ederek AKP milletvekili olmaya hazırlanan daha sonra da Dışişleri Bakanlığı ve Başbakanlık koltuğunun rüyalarını gören Hakan Fidan’ın Öcalan’a götürdüğü teklifler hiç de fena değil. Milletvekillerini ta baştan beri hakir gören, üstelik her fırsatta aşağılayıp azarlayan Öcalan da parlamentoda HDP’nin temsil edilmesinden vaz geçti. Zira her şeyin merkezinde olmak hoşuna gidiyor. Narsizmin sınırlarını hep zorlayan Öcalan, HDP’yi seçime sokarak barajın altında kalmasını sağlayacak. Ve erimekte olan AKP’ye can simidi uzatmış olacak. HDP’nin barajın altında kalmasıyla özellikle Doğu ve Güneydoğu’da milletvekillerinin çoğu AKP’ye kaymış olacak. Türkiye genelinde bu yöntemle 50’den fazla vekilliğin AKP’ye geçeceği hesaplanıyor. Alan razı veren razı. AKP, bunun karşılığında yerel yönetimlere geniş yetkiler verecek yasaları çıkaracak. Ne de olsa şehir merkezlerinde bile güvenliği örgüte teslim etmiş durumdalar. Böylece yerel meclisler oluşturmaları sağlanacak ve özerklik ilan edilecek. Bir taş ile üç kuş vurmayı alışkanlık haline getiren Tayyip Erdoğan’ın asıl prensi Hakan Fidan, seçimler için hazırladığı raporda bazı illerde HDP adayları seçilmesin diye diğer partilerin AKP’ye oy vermek zorunda kalışlarını da yazmış. Üstelik seçim arifesinde milliyetçi söylemlere sarılıp, yetmez ama evetçilerin reylerinin devşirileceği de hesapların içinde. Nasıl olsa muhalefet partilerinde hareket yok. Üstelik vekillik sıralaması ve aday listelerinde hata yapılacağı aşikar. Bu şartlarda yüzde 30’lara düşmesi halinde bile AKP’nin çoğunluğu sağlayacağı ön görülüyor. Yeni anayasa rakamına ulaşamasa da fiilen başkanlık sistemini yürüten Erdoğan için işler yolunda gidiyor. Peki bu oyun bozulmaz mı? Her şeye rağmen ümit varım. Doğu ve Güneydoğu’da örgütün kararına rağmen bağımsız adaylar çıkabilir. CHP ve MHP, aday listelerinde hata yapmaz ve seçmenini küstürmezse AKP’yi sandıkta geçip iktidarı devralabilirler. Bunun formülleri vardır. Sırası geldikçe paylaşmaya çalışacağız.

Yazarın Diğer Yazıları