Öcalan "diyalog" için güvendiği ismi söyledi; Hakan Fidan...

Türkiye’yi çadır tiyatrosuna çevirdiler.   Biz de seyretmeye meraklıyız ya!.. Ağzımız açık bakıyoruz olup bitenlere. Dün çok sevdiğim bir arkadaşım telefonda “Televizyonda haber seyrederken öğrendim. Açlık grevlerindekilerden biri 2 kilo almış. Bu nasıl oluyor yahu?” dedi. Arkadaşımın biraz kilo problemi var. İşin gerçeğini öğrenmek istiyormuş. Ne yapacaksa?..
Güler misin yoksa ağlar mısın?..
Başbakanın kebap polemiğinden, diyet sorgulamasına kadar geldik. İş bitirici medya yakında TV kanallarına diyet uzmanlarını çıkartıp açlık grevlerinin faydalarını tartışıp, açlık grevlerindekilere diyet listeleri sunarsa; sakın ha şaşırmayın..
Terör örgütü yandaşları ve uzantılarının açlık grevlerinden, İmralı canisinin idamını çağrıştıracak idam cezası tartışmalarının da sulandırıldığı bir süreç yaşıyoruz. Millette bezginlik yaratıp, en ciddi meselelerde bile duyarsızlık nasırını artırmanın diğer bir yolu bu.
Kavga gürültü, gırgır şamata derken bir de bakacağız;
Aaaa!.. Öcalan ev hapsine çıkmış.
Aaaa!.. Öcalan serbest kalıp mebus adayı olmuş.
Çiçek bahçesinin bütün gülleri bir araya gelmiş..
“Amca”larının dizi dizi demeçlerini yayınlayan gazeteleri görmüyor musunuz?..
“Diyalog kapısını tek adam açabilir; Öcalan” ...
“Öcalan, dağdakileri indirebilir”...
Esasında çok alışık olmamız gereken bu psikolojik harekat da neyin nesi?..
Anlatalım;
Hani bir süre önce ADSIZ’da sizlere aktarmıştık. “Terörist Abdullah Öcalan ile İmralı’da görüşmeler yeniden başlatıldı. Görüşmeler bu sefer MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile değil alt düzeyde isimlerle yürütülüyor” diye.
İşte, kaldığımız yerden devam edelim;
Tayyip Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın altındaki iki ismi İmralı’ya gönderdi. Ancak Öcalan, gelişmeler üzerine görüşmeleri durdurdu ve Tayyip Erdoğan’a şu mesajı gönderdi;
“Hakan Fidan’a güveniyorum. Onun dışında bundan sonra kimseyle görüşmem”...
Bu mesaj Tayyip Erdoğan’ın çok canını sıktı. Onun da nedeni;
Öcalan, Fidan’a güveniyor ama Abdullah Gül’e tam bağlılığını bildiği için Başbakan MİT Müsteşarı’na güvenemiyor..
Gelişmelerle ilgili görüştüğümüz Hükümet kaynaklarının anlattıklarına da göz atalım;
“Öcalan’ın avukatları ile görüşmesinde engel yok. Öcalan onları da istemiyor.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in en büyük korkularından biri, Öcalan’ın da açlık grevine başlaması.
Ergin tarihe, eski Bakanlar gibi kendi döneminde de açlık grevinde ölümlerin meydana geldiği Bakan olarak geçmek istemiyor.
Sadullah Ergin, eğer cezaevinden bir tabut bile çıkarsa PKK’nın başta büyükşehirler olmak üzere turizm bölgelerinde canlı bomba ve uzaktan kumandalı bombalı saldırıları yapacağını düşünüyor.”
Ben, fotoğrafı çekip önünüze koydum. Şu güzel(!) hafta sonu, kafanızı daha fazla ütülemek de istemiyorum. Müsaadenizle birkaç önemli notla yazıma nokta koyacağım.
NOT 1; AKP kulislerinden dışarıya Tayyip Erdoğan’ın ortaya attığı idam tartışması ile şu pompalanıyor; “Tayyip Erdoğan Devlet Başkanı olursa tüm sistem değişeceğinden AB ile imzaladığımız tüm protokol ve sözleşmeler geçersiz kalacak. Onun için idamı rahatça geri getiririz. (Nasıl dümen ama değil mi?.. Yerseniz pazarı!..)
NOT 2; Asker hastanelerinin de Sağlık Bakanlığı’na devredileceği haberleri. Askeri yetkililer bu gelişmeyi yalanlıyorlar, “Biz zaten asker hastanelerinde sivil sayısını artırdık. Bu hastaneler tamamen sivile devredilirse herhangi bir savaş durumunda ne olur?” diyorlar. (Ben yine de haberi veren topluluk medyasına inanıyorum.)
NOT 3: Yeni angajman kuralları çerçevesinde askere “vur” yetkisinin devredilmesi. Asker, Esad’ın bombaladığı yerlere dikkat çekiyor. Onlara göre Esad, çok bilinçli bir şekilde nokta operasyonları yapıyor, ABD ve iktidarın tampon bölge olarak düşündüğü yerlere bomba atıyor. Askeri gözlemcilere göre de “TSK’yı Suriye’ye sokamayan AKP, yeni manevrası ile askere sorumluluk yanında yetki de yükledi. Şimdi daha kolay ABD’ye şikayetlenecek. ‘Biz elimizden gelen her şeyi yaptık. Askere yetki de sorumluk da verdik ama onlar Suriye ile savaşmıyor’ diyecek.
Son not: Yazarımız Ahmet Seyhan’ın MHP MYK’sı ile ilgili yazısı aynen gerçekleşti. MHP’nin yeni başkanlık divanının belirlenmesi ile ilgili yapılan ilk toplantıda, yeni seçilen üyelere boş karar defteri imzalatıldı. Sonra da bu imzaların üstü doldurulup, Devlet Bahçeli’nin belirlediği parti yönetimi okundu. Kimsenin de gıkı çıkmadı.

Yazarın Diğer Yazıları