Obama ve Rasmussen eniştem beni niye öptü?

Ah benim sevgili okurlarım, boş verin boş tartışmalara. Yok Anayasaymış, Avrupa Birliği’ne girmekmiş, boş laflar ile PKK’yı bitirmekmiş, bırakın bu fasaryaları. Bunlar demokrat ve özgür ülkelerde tartışılması gereken konular. Siz görün veya görmeyin, kabul edin veya etmeyin, Türkiye özgür ve demokrasi ile idare edilen bir ülke statüsünü kaybetti.


Adını koyalım, Türkiye bir sivil dikta ile yönetilen, yasalara ve kurallara uymayan, baskı rejimi uygulayan bir polis devletidir. Türkiye’nin başında bir hanedan ve onun yardakçıları vardır. Bunlar ileride bir şekilde düzeltilir. Nasıl Osmanlının çöküşünde bir Mustafa Kemal çıkıp da, ülkeyi gâvurlara teslim edenlerin elinden memleketi kurtarmışsa, gün gelecek gene vatanı gâvurlara peşkeş çekenlere karşı mücadele edip ülkeyi kurtaracak yeni Mustafa Kemaller çıkacaktır, bundan emin olun. Benim hiç kuşkum yok.


Asıl tehlike başka. Bilmem farkında mısınız, Obama eniştemiz, Gates enişte yarısı, NATO’lu Rasmussen eniştemiz, sonra İngiliz Hague enişte neden birden bire bizi öpmeye başladı acaba. Şimdi önümüzdeki günlerde Alman Merkel yengeyle, Fransız Sarkozy ve İtalyan Berlusconi eniştelerimiz de başlayacaklar bizi öpmeye. İşte gerçek felaketin habercileri bu öpüşler. Bu takım daha önce Vahdettin ve Turgut Özal’ı da böyle enişte hesabı öpmüştü. Sonuç ortada.
Onlar, için Türk halkı ekonomik sıkıntı çekermiş, Türkiye’de özgürlük, adalet yokmuş hiç fark etmez. Onların çıkarlarıdır önemli olan. Ancak çıkarlarına halel geldiğinde adalet, özgürlük falan gibi kalemler gündeme gelir. Bakın tarihe. Özgürlüğü bu kadar sevenler neden hiç gıkını bile çıkarmaz bir Suudi kral ailesine, Ürdün krallığına, Suriye diktatörlüğüne, Kuveyt şeyhliğine veya öteki Arap emirliklerine. Kaç yazar. Onlar icabında çıkarları için askeri darbelere de göz yumarlar. Bakın tarihe, tarihimize.


Şimdi Irak petrolleri üzerinde ne dümen hazırladılarsa onun öncü sallantıları geliyor. Henüz petrol dışı yeni bir enerji kaynağı ellerinde olmadığından sanayi ülkelerinin enerji kaynakları için Kürtleri kullanmaları normal. Daha önce de küp küp altın dağıtmışlardı. Tarih tekerrürden ibarettir derler; Birinci Dünya Savaşı öncesi Osmanlıyı parçalara ayırdıkları gibi şimdi de Atatürk’ün Cumhuriyeti’ni içerideki yandaşlarıyla ile birlikte parçalıyorlar.


Türkçeyi, Kayseri aksanını kibarlaştırarak kullanan başkomutan açıklamalara kızıyor. Oysa bana Özal’a haber verilmeyen Irak operasyonlarını hatırlatıyor. Neden acaba? Yakında kokusu çıkacak. Ama benim çok bilmiş, her konudan anlayan köşe köşe yazarlar ve muhabir meslektaşlarım, sizler hiç mi hiç elinizdeki belgeleri okumazsınız, illa Anadolu Ajansı ne verirse onun üzerinden ahkam kesersiniz?


Hatırlarsanız ABD Başkanı Obama geçen hafta İtalyan gazetesi “Corriere Della Serra” ya bir demeç vermiş, burada Türkiye’nin AB üyeliği için konuşmuştu. Güzel. Güzel de bu demecin sonunda Türkiye’yi İran ile ilgili Güvenlik Konseyi yaptırımı konusunda Hayır oyu kullandığı için çok ağır bir şekilde eleştirisi var.


Üşenmedim geçen haftanın tüm gazete ve televizyon haberlerini elden geçirdim. Bir tanesinde bu ikinci paragraf yok. Yani siz bu eleştiriyi görmeyeceksiniz, o eleştiriyi yok sayacaksınız? İçime şüphe düştü, acaba ben mi yanılıyorum diye gazetenin internet sitesinden söyleşiyi buldum. Öyle ağır laflar var ki al bir kaya nerene dayarsan daya hesabı. Siz görmediniz veya görmek istemediniz diye o sözleri yok sayamazsınız.
Evet başta da söylediğim gibi bu iş
“bayram değil, seyran değil eniştem beni neden öptü” hesabı. Yakında neden öptüğünü tüm halkımız anlayacak ve dizimizi dövmeye
başlayacağız.

Yazarın Diğer Yazıları