Obama bu kez ne getirecek?
Ve Obama yeniden seçildi. Türk basını, sanki Obama ABD’ye değil de, Türkiye’nin başına geçiyormuş kadar mutlu oldu. Başbakan ve Cumhurbaşkanı diplomatik teamülün dışına taşarak, mutluluk fermanları yayınladı, mektuplaştılar. Ne diyelim hayırlı olsun.
Seçim öncesi atılan fetvaların ve bizimkilerin hiçbir değerlendirmesi gerçekleşmedi. Obama, Amerika kurallarına göre açık farkla rakibini yendi. Bizim, Amerikan sistemini bilmeyen arkadaşlarımız, durumu yakın bir farkla diye verdiler. Oysa Seçiciler Kurulu’na seçilen delege sayısı arasında 100’e yakın fark vardı. Neyse olan oldu.
Gelelim önümüzdeki dört yılda Türk-Amerikan ilişkilerinin beklentileri ve olabilecek sonuçlarına. Öncelikle Obama daha önce seçim kaygısı taşıdığı için yapamadığı bir dizi işlemi veya politikayı bu kez uygulayacak. Obama’nın bu döneminde bence ilişkiler bir inişe geçecek. Ama bu iniş yeni bir tırmanma sonrası olacak. Zira Obama’nın siyasi anlayışı bu.
Tırmanış, Obama’nın bir Türkiye ziyareti ile simgelenebilir. Şaşırmayın, İsrail ile ilişkiler gerginleşmeden önce de, onlarla temaslarını yoğunlaştırmıştı. Seçim kampanyası sırasında bir yardımcısı, Başkan’ın ikinci döneminde İsrail’i ziyaret edeceğini açıklamıştı. Bence Türkiye’ye yapacağı bir ziyaretle birlikte İsrail’i birleştirip bu iki müttefik arasındaki soğukluğu giderip, bizimkileri İsrail’le barıştıracaktır.
Aklınıza, Mavi Marmara konusunda Türkiye’de süren, İsraillileri yargılama ne olacak sorusu gelebilir. Zaten tüm dünya Türkiye’deki bu davanın bir siyasi gösteri olduğunu biliyor. İsrail de bu yargılamalar için resmi açıklamalarda “tiyatro” deyimini kullandı. İsrail-Türkiye barışması, İran saldırısı için önemli bir gelişme olacak.
Obama’nın önümüzdeki döneminde girişeceği belki de tek saldırı, İran nükleer tesislerinin bombalanması olacak. Amerikan ve İsrail kuvvetleri, bir süredir Irak sınırı yakınlarında bu işin manevralarını yapıp duruyor. Hava saldırısı sırasında İsrail uçakları Arap yarımadası üzerinden uçamayacağı için, Türkiye üzerinden geçecekler. Amerika ise kendi saldırısını Basra Körfezi’ndeki uçak gemilerinden gerçekleştirecektir.
Orta Doğu’da Araplar arasında giderek itibar kazanan Şiilere böylesine bir darbeye, ABD politikalarına göre, hem Suudi Arabistan hem de İsrail açısından gerek var. Zira İran’dan destek alan Irak Şii hükümeti de hem Kuzey Irak’taki Kürt bölgesi hem de bölge için sorun olmaya başladı. Ancak bu saldırının İran’a misillemede bulunma şansı yaratmaması şart.
Bu da İran’ın füze bataryalarının ve hava kuvvetlerinin de bu işten yara alması ile sağlanabilir.
Bir de ABD’nin beklentileri arasında Erdoğan hükümetice değiştirilerek Türkiye’nin parçalanması yolunu açacak yeni anayasa var. Onunla da Güneydoğu’da ilan edilecek bir federasyon yapısı ve ardından bir referandum ile Güneydoğu’da koparılacak parça ile Kürt bölgesinin baraj ve su işleri çözülecek. Erdoğan da bu arada yerini sağlama almak ve mutlak hâkimiyetini, diktatörlüğünü mühürlemek için kendine göre yazdığı başkanlık sistemini iteleyecek.
Bu konuda üzülmeyin AKP iktidarına muhalefet partileri de payanda olacaklardır.
Bu yazdıklarımın çok zaman alacağını sanmayın.
Tamamı iki yıl bile sürmez. İşleri bittikten sonra ise zaten dışarıdan şimdilik Türkiye’yi ayakta tutan ve borsalarımızda kumar oynanan dış sermaye çekilerek iktidar kolayca düşürülür. Bu oyun, tüm düşürmek istedikleri iktidarlarda işe yaradı. Denenmiş ve tutmuş bir plan.
İşte bu süreç bitince, Washington’un şimdiden belirleyip hazırlamaya başladığı yeni lider, gene Obama yönetimi sona ermeden Türkiye’nin gelecek seçimlerde başına geçmeye hazırlanacak.
Ha bu arada Suriye ne olacak diyebilirsiniz. Başından beri yazıyorum, hedef hiçbir zaman Suriye değildi diye.
Suriye, İsrail’e tehdit olamayacak kadar zayıflatıldıktan sonra, iç savaş nedeniyle ortaya çıkan onarım ve inşası da sağlanarak bir kenara şimdilik bırakılabilir, gelecek Arap projeleri veya baharları için.
İşte bence ikinci Obama döneminin kısa bir bilançosu.
Hayırlı olsun.