O Japon askerleri gibi kalmak

Japon askeri Hiroo Onoda 1974'te Filipinler'e bağlı Lubang Adası'nda bulunmuştu... Adalara seyahate çıkan kâşiflik özentisi içindeki Japon öğrenci Suzuki onu bulmuş fakat İkinci Dünya Savaşı'nın bittiği konusunda kendisini bir türlü ikna edememişti...

Savaşın 30 yıl önce bittiğinden habersiz Onoda, silahını ancak komutanı Binbaşı Yoşimi Taniguchi emir verirse bırakacağını söylemişti... Tokyo'da artık kitapçılık yapan Taniguchi, bunun üzerine adaya getirilmiş, Teğmen Onoda tüfeğini, elinde kalan bir miktar mermiyi ve el bombalarını emekli komutanına teslim ederek ülkesi Japonya'ya dönmeyi kabul etmişti...

***

Savaşın en ilginç insan hikâyelerinden birisi şöyleydi: Onoda, savaşın bitmesine kısa bir süre kala 1944'te istihbarat ve gerilla faaliyetlerinde bulunmak üzere başka askerlerle birlikte Filipinler'in Lubang Adası'nda görevlendirilmişti... Görevleri, adayı işgal etmiş olan Amerikan piyadelerinin mevzilerine sızıp sabotajlar düzenlemekti...

Aldıkları emir netti: "Tek kişi de kalsanız asla teslim olmayacaksınız ve intihar etmeyeceksiniz..."

***

Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombaları atılınca Japonlar teslim olmuş, savaş bitmişti artık... Bu sonucu, Pasifik adalarındaki askerlere o günün iletişim tekniklerinde ulaştırmak zordu... Savaşın bittiğinden habersiz bir süre daha savaşmaya çalışan askerler oldu...

Bu savaşçıları haberdar etmek için altında Japon İmparatoru'nun imzası olan bildiriler Amerikan uçakları tarafından her tarafa atılıyordu... Onoda ve üç arkadaşı da bu bildirileri okuyor ama bunun dirençlerini kırmak için 'Amerikan taktiği ve düşman propagandası' olduğuna inanıyorlardı… Üstelik Amerikan foyasını ortaya çıkarmış olmanın gururunu yaşıyorlardı...

O yüzden ormanlarda saklandılar ve kendilerince savaşmaya devam ettiler... Amerikalılar çoktan adayı terk etmişlerdi ama onlar gerilla taktiğiyle yerli halka saldırdılar, tarlaları yaktılar, yıllar içinde başa bela olup, onlarca Filipinli askeri öldürdüler...

***

Dört kişilik gruptan Akatsu 1950'de yakayı Filipinli askerlere kaptırır... Diğerleri savaşı sürdürmeye çalışır... 1954'te Shimada, 1972'de Kozuka Filipinli askerlerle çıkan çatışmada öldürülünce Onoda tek başına kalır...

Ormanın derinliklerinde, muz, Hindistan cevizi ve vurabildiği kuşlarla beslenmeye çalışır... Yaban hayatıyla boğuşur... Giyilemeyecek hâle gelmiş elbisesini bitkilerden yaptığı iğne ve yamalarla idare edecek duruma getirir...

Adaya 23 yaşında ayak basan Onoda, çoktan emekli olmuş komutanın bulunmasıyla, tam 52 yaşında ikna olur ve onun emriyle Japonya'ya dönmeyi kabul eder... Filipinler'de işlediği suçlar, Devlet Başkanı Marcos tarafından affedilince ülkesine dönüş için herhangi bir engel kalmaz...

***

Savaşın bittiğinden habersiz bir şekilde hâlâ ormanlarda saklanan Japon askeri kalmış mıdır, bilmiyoruz... Oysa şunu iyi biliyoruz ve daha doğrusu bilmek mecburiyetindeyiz: Değişen kuralları, değişen dünyayı ve bu değişkenlikler karşısında fikrimizi dirençli kılmanın ya da galip getirmenin yolu, olanı biteni bilmekten ve buna göre yeni stratejiler geliştirmekten geçiyor... Yoksa bu dünyada 'Onoda olarak kalmak' ve değişen şartlardan habersiz şekilde 'mücadele verdiğini zannetmek' var...

Onoda bir idealistti, hiç şüphesiz... 'Tanrılar ülkesi' olduğuna inandığı Japonya için "100 milyon canımız onura feda olsun" sloganını beynine kazımıştı... Ama o, zavallı köylülerle savaşadursun, ona talimatı veren komutan çoktan maliyeye kayıtlı bir kitapçı olmuştu Tokyo'da...

***

Dünyada savaşlar bitmedi... Siyasî, ekonomik, dinî, kültürel savaşlar bitmeyecek de… Sadece kuralların dinamik olduğunu ve sürekli değişebildiğini, değişen şartlara uyum sağlayanların ve geleceği iyi öngörenlerin bu rekabette daha iyi şartlarda hayatta kalabileceğini hatırlatmakta fayda var...

Not: Bu yazı, irili ufaklı cemaat, tarikat, STK, parti vs. hemen her grubun pazarlıkla payını aldığı bu tuhaf seçimlerde yine 'potansiyeliyle paralel yer bulamayan' Türk milliyetçilerine 'tekraren' gelsin!..

Yazarın Diğer Yazıları