Alerjinin daha önce herhangi bir duyarlılığı olmayan maddelere karşı, sonrasında duyarlılık oluşmasıyla bu maddelere karşı vücudun vermiş olduğu tepki durumu olduğunu ifade eden Dr. Nesrin Gök, “Bu maddelere alerjen denir. İnsan vücudunda bu alerjen maddelere özgü oluşan karşıt antikor (IgE tipi) ile ciddi reaksiyonlar oluşabilir. Vücudumuzun bağışıklık sisteminin alerjenlere karşı gereğinden fazla yanıt oluşturması aşırı duyarlılık olarak da isimlendirilmektedir. Kişinin bağışıklık sisteminin antijen ile karşılaşması sonrası belleğe alınması ve ona özel antikorlar üretmesi durumu duyarlılığın oluşması olarak adlandırılır” diye konuştu.
GENETİK YATKINLIK
Genetik olarak yatkın kişilerde alerjenlere yoğun olarak maruziyetin sonucunda alerjik reaksiyonlar oluşacağını söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Nesrin Gök, “Kalıtım önemlidir. Çocuklarda her iki ebeveyn alerjik ise, alerji gelişme oranı ortalama yüzde 70, bir ebeveyn alerjik ise yüzde 30 – 40 düzeylerindedir. Alerjik reaksiyon gösteren kişilerin büyük bir kısmı hijyen kurallarına çok dikkat edenlerdir. Daha önceden hiç mikropla karşılaşmayan kişilerde bağışıklık sistemi daha çok alerjik reaksiyon gösterebilmektedir” diye konuştu.
Alerji çeşitlerini sıralayan Dr. Gök, “Solunum yolunun alerjik hastalıkları, cildin alerjik hastalıkları, mide barsak sisteminin alerjik hastalıkları, ölümcül sonuçlar doğurabilen anafilaksi reaksiyonları ve arı alerjisi gibi böceklerle oluşan alerjik hastalıklar olarak sınıflandırılabiliriz” diye konuştu.
EN ÇOK GÖRÜLEN ALERJİK HASTALIKLAR
“Egzama, alerjik astım, alerjik rinit en sık rastlanan alerjik hastalıklardandır” diyen Gök, “En sık rastlanan alerjenler ise, “Çevresel alerjenler (Ev tozu akarları, polenler, küf mantarları, hayvan alerjenleri), böcek alerjenleri, ilaç alerjenleri, mesleki alerjenlerdir” dedi.
BULGULAR ÇOK ÖNEMSENMELİ
Reaksiyonların ciltte ortaya çıktığında herkesin alerjinin farkına varabileceğini belirten Dr. Gök, “Ancak bazen üst üste hapşırmalar, göz yaşarması, gözlerde kaşıntı, nefes darlığı yaşanması gibi durumlarda hasta hayatın normal seyri ile alakalı zannedip farkına varmayabilir. Bahar aylarında özellikle gözlerde kaşınma, hapşırma, burunda kaşıntı veya su gibi akıntı olursa bahar nezlesi olabileceği akıllara getirilmelidir. Bu bulgular önemsenmezse hastalık ilerde öksürük, nefes darlığı, hırıltılı solunum gibi şikayetler oluştuğunda alerjik astımın habercisi olabilir. Bu tür bulguları olan kişilerin mutlaka zaman kaybetmeden bir göğüs hastalıkları uzmanına, alerji ve immünoloji uzmanına başvurması gerekiyor” şeklinde konuştu.
AA