Nur topu gibi bir suçumuz daha oldu

RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanlığı, Gezi Parkı’ndan yaptığı yayında mikrofon uzattığı vatandaşın sözleri dolayısıyla Barış TV’ye uyarı cezası verdi. Barış TV’nin “suç”u, sokak röportajında konuştuğu kişinin sözlerini küfürle noktalayacağını tahmin edememiş olması!
Darbe yapmamış yüzlerce komutanın “ama yapacaklardı”, “yapmayı düşünmüşlerdi” diye niyet okuma yoluyla cezalandırılmasından sonra...
Cumhuriyet mitinglerinde, 1 Mayıs’ta, Gezi olaylarında isyan, kaos, şiddet ortamı yaratmamış insanların “ama yapacaklardı”, “yapmayı düşünmüşlerdi” diye niyet okuma yoluyla fişlenmesinden, sorgulanmasından, tutuklanmasından sonra...
Bir televizyon kanalına “niyet okuyamama” cezası verilmesine şaşıran kaldı mı?


***


Biz iyisi mi hukuk eğitimini boş verip, yerine kahinlik, müneccimlik fakülteleri kurmaya girişelim.


***


Yalnız bir hususu sormadan edemeyeceğim:
Barış TV’ye “dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımı” nedeniyle uyarı cezası veren yüksek hassasiyet sahibi RTÜK’ün, Ramazan ayı başladığından bu yana her gece iftar saatinde, naklen “Bir millete hakaret ediliyor” dizisi yayınlayan kanalları çoktaaaan kapatmış olması gerekmez miydi?

Bugün belgeseli, yarın Cumhuriyet’in kendisi

Günün ikinci RTÜK skandalı, geçtiğimiz günlerde Kaçkar TV’ye verilen “Cumhuriyet” belgeseli cezasıyla ilgili. Cezanın gerekçesi, elinde sigara bulunan sahnelerde Atatürk’ün buzlanmaması idi!
Yaptıkları ortak açıklamadan anlıyoruz ki, RTÜK’ün CHP’li üyeleri Ali Öztunç ve Süleyman Demirkan ile MHP’li üyesi Esat Çıplak önceki günkü toplantıda “konunun yeniden görüşülerek, cezanın iptalini” talep etti. Ve fakat RTÜK’ün AKP’li üyeleri bu talebi reddetti.
Halbuki CHP ve MHP’li RTÜK üyeleri “cezanın iptali”ni isterken “referans” aldıkları kişi de bir AKP Milletvekili.
Öztunç, Demirkan ve Çıplak, AKP’li Cevdet Erdöl’ün TBMM’de “tutanaklara geçsin diye” söylediği “Maksat asla belgeseller ve dokümanter filmler değildir. Tutanaklara geçmesi bakımından arz ediyorum ki, belgeseller ve dokümanter filmler gerekli yönetmelikler çerçevesinde televizyonlarda yayınlanabileceklerdir” cümlelerine “güvenerek” demişler ki:
- Eeee hani belgesel ve dokümanlar “sigara” gibi bahanelerle sansürlenmeyecekti?
Cezanın “Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok az sayıdaki siyah-beyaz görüntüsü üzerinden verilmiş olması”na dikkat çeken Öztunç, Demirkan ve Çıplak’ın tepkisine minik bir ekleme yapmak isterim:
Sigara ve hatta içki içen biri tarafından kurulduğu gerekçesiyle belgeselinden sonra “Cumhuriyet”i de yasaklamayı düşünüyor musunuz?

Alem fikir görsün

Aslı Aydıntaşbaş: Eski Apaçi numaraları bunlar... Ben buna pabuç bırakmam...
Akif Beki: Kadınlığını öne çıkarman çok ucuz ve zavallıca...
Bu üslubun, bu diyalog tarzının adına ne dediler biliyor musunuz?
Fikir tartışması!

Bekliyoruz hadi kükre yine:

Camilere saldırılar...

Ramazan ayında... Teravih namazını kıldıkları sırada... “Müslümanların” alınları secdedeyken yani... AKP’nin “müttefik olmaktan gurur duyduğu Barzani’nin gasp ettiği Kerkük’te” iki camiye bombalı saldırı düzenlendi.
“Yine” onlarca insan hayatını kaybetti.
Ne dersiniz;
Can havliyle sığındıkları camilere “ayakkabıyla girdiler” iddiasıyla bu ülkenin gençlerine TOMA’sıyla, biber gazıyla, plastik mermisiyle savaş açan siyasi iktidar, “Allah’ın evi”ni bombalayan, “Allah’ın huzurunda” Müslümanları katleden “ortakları”yla imzaladığı “Büyük Kürdistan oluşturma” sözleşmesini fesh eder mi?
Haydi bakalım; iktidar için kime, neye iman ettiğini ispat vakti!

Yazarın Diğer Yazıları