New York'ta neler olacak?
Asrın lideri, bu hafta ABD'de. Tam da işler karıştığı sırada. Amerika, Suriye'de ateşkesi ihlal edip, IŞİD'i vurma yerine, bu katillerle savaşan Suriye ordusuna ait askerlerden 80'ini öldürdüğü anda. Amerika her ne kadar hata yaptık dese de, bu durum, IŞİD'i ABD'nin yarattığı tezlerini kuvvetlendiriyor. (Afganistan'da da Taliban yerine, Afgan askerlerini vurmuştu, sık, sık da kendi askerlerini vurur ama.)
Ne tesadüfse aynı zamanda, İsrail, Suriye ordusunu hedef alıp, hava saldırıları başlattı. Bu arada ABD'nin yardım ettiği Suriyeli cihatçılar, yanlarından geçen ve Kürtleri desteklediğini bildikleri Amerikan özel kuvvet askerlerini yuhaladı. Rusya, bölgedeki bu karmaşık durum için, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ni acil toplantıya çağırdı. ABD'de ise tam da Birleşmiş Milletler Genel Kurul çalışmaları başlamadan önce, New York ve New Jersey'de bombalar patladı. Öte yandan Yemen'de, İran yanlısı birlikler, Suudi Arabistan topraklarına girdi.
***
İşte bölge ve dünya böylesine karışık ve sorunlu bir dönemdeyken, dünya, asrın liderinin çözüm önerilerini dinlemeye hazırlanıyor. Ama onun bu gidişteki amacı, dünyadakilerin beklentilerinden farklı. O, Amerika'da olduğu sırada Fetö'ye biraz daha yakın olup, (birkaç yüz kilometre yakında olacak) şu Fetöcüleri temizleme adıyla maskelenen, muhalifleri ayıklama hareketine, kuvvet ve destek sağlama, moral bulmaya çalışacak.
***
Geçen yazımda vurgulamıştım, Amerikan Büyükelçisi, "hükümetinin görüşlerini dile getiriyor" diye. Nitekim Amerikan hükümeti büyükelçisine sahip çıktı. ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Ankara'daki Büyükelçi Bass'ın, Obama yönetiminin görüşlerini yansıttığını söyleyiverdi. Ama ben şimdi Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun yeni girişimini merak ediyorum. Senin mensubu olduğun iktidarın bakanları kalksın Amerika'yı suçlasın, sonra kulaklarına ne söylendiyse, ardından yok canım, biz onları suçlamıyoruz desinler. Oldukça komik kaçıyor bu konuşmalar. Gerçekte ise ülke dış politikası, geleneğe, Osmanlı mehter yürüyüşüne uyarak ilerliyor. İki ileri, bir geri. Şimdi de Mısır ile flört. Hem de askeri yönetimin Dışişleri Bakanı ile görüşme.
İşin şakası bir yana, Türkiye her zaman olduğu gibi dış politikalarında bir bıçağın keskin ağzı üzerinde yürüyor. Ben Türk dış politikasının bir plan veya program çerçevesinde yürütüldüğüne inanmıyorum. Birilerini bir şeyle suçlayıp sonra ters tutum ve azar görünce çark et. Rusya ile ABD, Suriye konusunda bir çatışmanın, çatışma değilse bile dünya politika ve haritalarını etkileyecek gerginliğin eşiğindeler. Asrın liderinin, Putin ve Obama ile yaptığı görüşmeler ve çıkarlar ağır basacak göreceğiz.
***
New York temasları yoğun geçeceğe benzemiyor. Zaten tüm seyahat 3 gün sürecek. Bu temaslarda en önemli olay, Obama'nın Genel Kurul'a katılan dünya liderlerine vereceği kabul resminde kapıda 5 dakikalık hal hatır sorma. Gerisi fasarya. New York'taki cami cemaati ile görüşme. Fetö'cü olmadığını kanıtlamaya çalışan bir grup yandaş kabulü. Ve bir de yandaşlar tarafından kurdurulan düşünce üreten kurumlarda düzmece konuşmalar. Bakalım New York'taki Musevi kurumları Erdoğan ile görüşecekler mi?
Bu arada memleketteki manzara, turizm gelirleri içinde, şimdiden 2017 rezervasyonlarının iptal edildiği haberleri. Ekonomi zor bir dönemden geçiyor. Çalışanlara ve emeklilere yapılan zamlar çoktan eridi, şimdilerde geriye gidiyor. Güneydoğu'dan her gün şehit haberleri. Tüm bunların sorumlusu iktidar ise her şeyi Fetö'nün sırtına yıktı gidiyor.