Neoliberalizm ve Üçüncü Dünya Savaşı

Hani hep derler ya “serbest pazar”, “serbest piyasa”, “tam rekabet” diye. Alpaslan Işıklı bunun aksini diyor (aslında hepimizin gördüğü bir yalanı dillendiriyor): “Pazar sahipsiz değildir, pazarın sahibi tekelci kapitalizmdir”. Tekelci kapitalizm, bir dizi ayarlamalarla kendi düzenini kuruyor. Bu düzenin politbürosu Dünya Bankası ve İMF’dir. Bu düzen sosyal devlete ve demokrasiye karşı... Neoliberallere göre özgürlükler ekonomik büyüme için ayakbağı. Ulus devlet ve demokrasi, dünya egemenleri için söz konusu olmalı, mazlum milletlere ise “küresel totalitarizm” uygulanmalıdır. Amma öyle bir uygulanmalıdır ki, orta zekâlı insanlar ve işbirlikçiler, bu uygulamaları, bazı şehvetli kavramlarla savunsunlar. Ne mi onlar? Biliyorsunuz aslında: “Değişim”, “Çağ Atlama”, “Sivil Toplum”, “Devleti Küçültme”, vb...
Bunlar dev hoparlörlerle anons edilirken dünyaya, sosyal güvenlik yerine sadaka ve negatif vergi yaygınlaşıyor, kitleler gitgide yoksullaşıyor, örgütsüzleşiyor, umutsuzlaşıyor.
“Tarihin sonu” demişlerdi, dünyanın sonu geliyor sanki. Neoliberalizm dünyayı krize soktu, bizde de “son sosyalist devleti yıkma” adı altında cumhuriyetin bütün ekonomik kazanımlarını haraç-mezat sattırdı.
“Sömürü küreselleşti, 3. dünya ülkeleri için 3.dünya savaşı çoktan başladı” tespitini yapıyor Alpaslan Işıklı.
Kırmızı Kedi Yayınları tarafından yayımlanan “Neoliberalizm ve Üçüncü Dünya Savaşı” adlı yapıttan söz ediyorum. Alpaslan Işıklı Hoca, bilgi birikimini, ufuk varsıllığını konuşturmuş. Herkese tavsiye ediyorum.


Sosyalizm, Türkçülük ve İttihatçılık

Rasim Haşmet Bey, bir Türkçü-İttihatçı ve sosyalist... Sosyalistliği öyle sıradan değil, Memâlik-i Osmaniye’nin ilk sosyalisti o. Şair ve gazeteci ve de dönmelik tartışmasını ilk başlatan aydın.
İ. Arda Odabaşı, bu önemli ve değerli aydına ait bilinenleri ve bulunanları derleyip 358 sayfalık bir kitapta toplamış (Kaynak Yayınları). Bu eserde ilgi çekici bilgiler var, paylaşayım sizlerle:
-Türkçülükten sosyalizme kayan aydınlarımızın içinde Nazım Hikmet’in de bulunduğunu biliyor muydunuz? Evet öyle. Diğer aydınlar da şunlar: Mustafa Suphi, Ethem Nejat, Şevket Süreyya Aydemir ve Fuat Sabit Ağacık.
-Yeni Hayat fikri ve Halka Doğru Hareketi hakkında da bu kitapta özel bilgiler bulunuyor.
-Rasim Haşmet Bey, dönmelerin kapalı bir kast durumundan çıkarak, Türklerle karışıp kaynaşmalarını savunmuş.


Sun-Yat-Sen Halkçılık Üzerine

Birikimli aydın, yayıncı ve yazar Sadık Usta, ustalığını gösterip yine değerli bir araştırma yapıtına imza atmış. Sun-Yat-Sen, 1911 Çin Devrimi’nin önderi. Bugün dünya, bir Çin mucizesinden söz ediyor, bu mucize her şeyiyle incelenip irdelenecekse, temellerini atanın Sun-Yat-Sen olduğu en başta bilinmeli. Üç halk ilkesi var Sun-Yat-Sen’in, bunlar; Milliyetçilik, Cumhuriyetçilik (Demokrasi) ve Halkçı Yaşam (Sosyalizm). Milliyetçiliği devrimci bir milliyetçilik... Halkçılığı, bizim Atatürk’ümüzün halkçılığına benziyor; “imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir millet” onun da ütopyası. Halkçılık aynı zamanda ulusal bir bilinç Sun-Yat-Sen’e göre. Bu değerli milliyetçi ve devrimci, Kurtuluş Savaşımızı de yakından izlemiş, takdir ve övgülerini de yazıya geçirmiş. Kaynak Yayınları arasından çıkmış bu kitap.

Yazarın Diğer Yazıları