Necdet Özel, kademeli eğitime "itiraz" etmiş...
Sözcüklerin ve ifadelerin yetmediği günlerden birini daha yaşadık Ankara’da. Kabil’de şehit verdiğimiz yiğitlerimizin cenaze törenlerinde “göz yaşları sel oldu” ifadesi bile çok yetersiz. Vatan için can veren tüm şehitlerimize yüce Yaratandan rahmet dilerim.
Maalesef ama maalesef, onlar cennete uçarken biz geride kalanlar bu yalan dünyanın kirli işlerine kafa yormaya, onlarla uğraşmaya devam ediyoruz. Yazımdaki, başlık konusuna geçmeden Kabil’deki helikopter kazası ile ilgili bazı notlar aktaracağım.
Neredeyse konuştuğum tüm askeri uzmanlar helikopter kazasındaki teknik garipliklere işaret ediyorlar. Skorsky tipi bir helikopterin “medyaya yansıyan fotoğraflarına bakılarak” böyle bir kaza yapmasının teknik olarak imkansızlığını anlatıyorlar. Kafamda bir soru daha vardı; “Nasıl olur da bu kadar üst rütbeli subay bir arada aynı helikoptere bindirilir” diye. Onu da sordum. Askeri uzmanlar da bunun “hata” olduğu görüşünde birleşiyorlar, “Bu konuda Genelkurmay’da emirler vardır. Mutlaka işin bu yanı da soruşturulacaktır” diyorlar. Ama her şey geliyor yine kaza-kırım raporuna kilitleniyor. Önceki gün tanıdığım bir şehit ailesini, başsağlığı dilemek için aradım. Acılı babanın sesi çok zor çıkıyordu. Taziyelerimi ilettikten sonra tek bir soru sorabildim: “Kaza ile ilgili Genelkurmay size bir bilgi verdi mi?”
Acılı baba, “Yalnızca kaza dediler. Kaza işte, iştee, iştee, iştee, iştee, işte. Amerikan uşaklığının sonu bu oldu” diyebildi. Sözün bittiği yerdi. Tekrar başsağlığı dileyip telefonu kapadım.
.......................
Yazımızın başlığına dönelim.
“4+4+4” diye formüle edilen kademeli eğitim sistemi tartışmalarının, hatta tekmeli tokatlı dövüşlerin yakın takipçisi olduk. Biz kavgayı Meclis komisyon ve koridorlarında seyrederken daha şiddetlisi kapalı kapılar ardında yapılmış. Biraz geç de olsa itiraf etmeliyim; ancak haberimiz oldu.
Kademeli eğitim yasa teklifinde Tayyip Erdoğan ve yakın mesai arkadaşı-bakanı Ömer Dinçer’in, iki ileri bir geri gitmesinin asıl sebebinin de Genelkurmay karargahından kaynaklandığı ortaya çıktı.
Tayyip Erdoğan, “Kamuoyunu Eğitim Bakanı aydınlatacak” derken, Ömer Dinçer de televizyon televizyon gezip ve de gazetecilere reverans yaparken bu işte bir tuhaflık olduğunu sezinlemiştim .Çünkü “Ben yaparsam olur. O kadarrr...” zihniyetli Tayyip Erdoğan ile bu zihniyetin en iyi temsilcilerinden biri olan Ömer Dinçer, öyle pek kamuoyunu falan kale almazlar. Çünkü Tayyip Erdoğan her zaman şuna inanır:
“Ben ne yaparsam bu millet onu doğru bulur ve onaylar”...
CHP sözcüleri, teklifteki bazı düzenlemelere bazı bakanların itiraz ettiğini ve onaylamadığını ileri sürdüklerinde Ömer Dinçer, “Doğru değil. Bakanların itiraz yok” demişti. Ömer Dinçer doğru söylüyor. Bırakın itirazı, çoğu bakanın teklifin içinde ne olduğundan bile haberi yok!..
Gelelim esas itiraza...
Genelkurmay Başkanlığı’nda, güvenilir kaynaklardan aldığım bilgilere göre; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, kademeli eğitimde ilk dört yılın ardından isteyenlerin açık öğretime geçmesine ve 8 yıllık temel eğitimin kaldırılmasına karşı çıkmış. Necdet Özel, kademeli eğitim ile ilgili pek çok çekincelerini Başbakan’a iletmiş.
Demek ki bu uyarıdan sonra Erdoğan ve Bakanı, hafif yollu geri vitese taktılar. Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Pazartesi günü gazetecilere yaptığı toplu açıklamada zorunlu eğitimin 12 yıl olacağını, açık öğretime de istenirse ilk sekiz yıldan sonra gidileceğini üstüne basa basa anlattı.
Dinçer, “İlkokula bu yıl başlayacak çocuklarla, mevcut eğitime devam eden çocukların farklı müfredatı olacak” dedi.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in kafasına takılan sorulardan biri de “müfredatmış”. Özel, tüm çalışmaların tamamlanmasının ardından ne olup biteceğine dair brifing istemiş.
Tayyip Erdoğan, Eğitim Bakanını veya başka bir kurmayını karargaha brifinge gönderir mi?
Nasıl olur bilemem ama Başbakan, kurmayları ile toplantı üstüne toplantı yapıp bir formül arıyor.
Eğitim Bakanının şu sözlerine de dikkat:
“Bu kanun teklifi, eğitim sisteminin sorunlarını çözen bir kanun değil, sadece yapısal düzenleme yapan bir kanun. Sorunlar bugünkü kanunu çıkartmasak da vardı. Çıktığında da devam edecek.”
Peki o zaman;
Bayram değil seyran değil bu işi neden yaptınız?
Eğitim sisteminin sorunlarını çözmek kimin işi?
Yoksa, “bu yapısal” kanunu birileri dayattı da kaçış yolu mu bulamadınız?
“Müfredat, müfredat” diyorsunuz. Bakanlık da Talim Terbiye Kurulu da dahil kimsenin “yeni müfredattan” haberi yok. “Yeni müfredat”da bir yerlerde hazırlandı, oradan mı gelecek?
Bu sorulara doğru yanıt alacağımızı hiç beklemiyorum.
Genelkurmay karargahından aldığım bilgilerle son fotoğrafı da aktarmak isterim. Denilen o ki;
“Necdet Özel son günlerde yay gibi” ...