Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Necdet Ekici’nin sanat dünyası...

Yazar, şairler gibi söz ve dil ustasıdır. Onun romanı, onun hikâyesi-öyküsü önce içinde, yüreğinde oluşur; sonra da toplumla buluşur. Eserini ’içinde oluşturduğu’süreç, yazarın en zor anlarıdır. O süreç, adeta günlerce süren bir doğum sancısıdır’85 Alman şair ve yazarı Rainer Maria Rilke “İnsan en içinden bir şey verirse; o, küçük ya da büyük olmaz; gerçek olur” derken, sanırım o ’doğum sancısını’kastetmektedir. O ’sancıyı’pek çok yazarımızın eserlerinde hissedebiliyoruz. Yazımızın konusu olan Sayın yazar Necdet Ekici’nin eserlerindeki özgünlük, o ’sancının’yoğunluğunu anlatmaktadır.
Sayın Ekici’yi özellikle 90’lı yıllarda, dergilerde yayımlanan hikâyelerinden tanıyorum. Yazarımız, Kahraman Maraş’ın Afşin ilçesinin Arıtaş Köyü’nde doğdu. Yayımlanmış yedi kitabı var. Yüreğimi Sana Bıraktım (Hikâye, Timaş Yay.), Gül Olacaksın (Hikâye, Ötüken Yay.), Gül Şafağı (Hikâye, M.E.B. Yay.), Yüreğimdeki Cemre (Hikâye, Kültür. Bak. Yay.) Arzu ile Kamber (Hikâye, Timaş Yay.), İdeoloji ve İnsan (Hamle Yay.), Arıtaş’ın Ağıtları (Arıtaş Bld. Yay.).
Yazarımızın, İdeoloji ve İnsan dışındaki, tüm eserlerini okudum. Sayın Ekici, yoğun olarak hikâye-öykü yazarı olmasının yanında, o gerçekçi bir yazar. Bir başka deyişle, gerçeği korumak adına, sözünü esirgemeyen birisi! Bunu özellikle Arzu ile Kamber hikâyesinin girişinde açıkça görüyoruz. Arzu ile Kamber çok eski, güzel bir halk hikâyesidir. Ne var ki, 1930’lu ve 40’lı yıllarda dalkavuklar, yayımladıkları sözde Arzu ile Kamber hikâyelerinde, iktidara yaranmak için bu hikâye’ye utanmadan Atatürk’ümüzün adını da yerleştiriyorlar. Arzu ile Kamber’in düğünlerini Halk Evleri’nde balo ile yaptırıyorlar’85 Ve daha neler, neler! Sayın Yazar bu konuda üç ayrı yayın tespit etmiş. O aşağılık yayınevlerinin adreslerini de veriyor.
Arzu ile Kamber hikâyesinin böylesine sulandırıldığını öğrenen yazar, hikâyenin doğrusunu çok yoğun bir emekle kendisi yazıyor. Sayın Ekici’nin yazdığı Arzu ile Kamber gerçekten harika. Zevkle bir çırpıda okudum. 6 ve 7. Bölümler, yazarın şair ağabeyi emekli asker Sayın Mehmet Ekici’nin dörtlükleriyle beslenmiş. İşte Arzu’ya söyletilen bir dörtlük: “Doruklarda yavru şahin besledim/Sarp kayalar, uçurumlar süsledim/Gözyaşımla bulutları ısladım/Sana doğru akan sel olmak için”.
Değerli okuyucum, Türk Halk Kültürü’nün kurucuları olan rahmetli Fuat Köprülü ve Pertev Naili Boratav yaşasalardı, inanıyorum ki; Necdet Ekici’yi alnından öperlerdi!
Ben sizlere bu küçücük köşede sevgili yazarımızın hangi eserini hakkıyla anlatabilirim ki? Gül Şafağı’nda bacağını Çanakkale’de kaybeden; tek bacakla, Galiçya, Kanal, Gazze, Tih Sahrası çarpışmalarına ve Kurtuluş Savaşı’na katılan Hüseyin Onbaşı’nın hikâyesini mi? 55. Sayfada “Bir ayrılık, bir yoksulluk bir ölüm” bölümünde kızını yoksulluktan evlatlık veren Derviş’in yürek dağlayan kara bahtını mı? Hangisini anlatabilirim ki? “Gül Olacaksın” adlı eseri ise ayrı bir güzellikler demeti. Yazarın tüm eserlerinde okuyucuyu yormayan bir üslup var. “Yüreğimi Sana Bıraktım” adeta bir doruk! Okuyucu hikâye değil de bir şiir okuyor sanki. 96. Sayfadaki Yamaçtaki Işık hikâyesinin girişine bakınız: “Güneş dağların doruklarına çöken mor bulutların yırtıklarından, altın sarısı son huzmelerini uzatarak eskiyen bir güne el salladı” Ve 113. Sayfada “Deftere Ne Yazacağız” başlığında ise, bizi perişan eden Türkiye ‘hâlleri’ var...
Bu eserler yeniden yayımlanmalı. Ve herkesin eline değmeli. Sevgiyi, saygıyı, insanca yaşamayı yüceltmek istiyorsak; ibret ve güzelliklerle dolu eserler okuyacağız. Aklımızı donatmaktan başka çaremiz yok! Sayın Necdet Ekici’ye 532 505 55 94 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Esen kalın efendim.

Yazarın Diğer Yazıları