Müzakereleri keselim; KKTC’ye sahip çıkalım
Anavatan Türkiye’deki AKP iktidarı son 9 yıldır biz Kıbrıs Türklerini katillerimizle birlikte ortak bir çatı altında yeniden birleştirmeye çalıştı. AKP’nin desteklediği ‘Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ başlamadan sona ermeye mahkûm, işlemesi mümkün olmayan bir projeydi. Nitekim de öyle oldu. Rum tarafı Annan Planını reddetti ve Kıbrıs Türkleri ile paylaşacak hiçbir şeyi olmadığını kararlılıkla dünyaya gösterdi. Siyasetlerinde dik durdular ve kendi hesaplarına kazandılar. Bizden gaspettikleri haklarımızla Kıbrıs Cumhuriyetinin tek sahibi oldular. Adanın tek meşru devleti olarak AB’ye kapağı attılar. Sürdürülmekte olan müzakerelere göstermelik olarak katılmaktadırlar. Elde ettikleri kazanımları elden çıkarmak yahut paylaşmak niyetinde değildirler.Tek hedefleri kaldı; o da adanın tümüne hakim olmak, Kıbrıs’ı Yunan adası yapmak. Enosis ve Megali İdea ülküsünden milim sapmadılar ve sapmayacaklar da. Rum bu siyasetini gözler önünde ve gizlemeden yürütmektedir.
Bakınız geçen günlerde Avustralya’ya giden Rum Yönetimi Başkanı faşist Hristo-fiyasko temaslarını tamamlamasının ardından Sidney’de düzenlediği basın toplantısında Rum tarafının; tek egemenlik, tek vatandaşlık ve tek uluslararası kimliğe sahip olacak federal bir devlet hususunda; İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’la vardıkları anlaşmalarda ısrarcı olduğunu bir kez daha tekrarladı. Hristo-fiyasko çözüm için garantilerin lağvedilmesinin ve Türk askerinin adadan çıkarılmasının şart olduğunu da vurguladı.Bu talepleri karşılamak mümkün değildir. Böyle bir anlaşma Kıbrıs Türkünün sonu demektir. Müzakerelerin bu tutumdaki Rumla devamı sonumuzu getirecektir.
Diğer taraftan Kilise de rahat durmamakta, âdeta yangına körükle gidercesine tahrik dolu açıklamalarda bulunmaktadır. Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos “Kıbrıs Helen’dir, Helen kalacaktır” kampanyasını yeniden başlatmıştır. Kilise Rum televizyonlarında “Milli mücadele zamanıdır” sloganlı reklam filmleri yayınlatmakta ve Türk düşmanı katil Makarios’un mücadelesinin devam ettirilmesi yönünde çağrı yapmaktadır. Rum televizyonları Makarios’un, dikkatle seçilen “Asırlar boyunca Helen kaldık ve Helen kalmaya devam edeceğiz” açıklamasının yer aldığı spotları sürekli yayınlamaktadır.
Emperyalist güçler biz Kıbrıs Türklerini gerçekte olmayan ‘Kıbrıslı milletin’ bir parçası olarak görmekte ve Rum çoğunluğun yönetiminde bir azınlık olarak yaşamaya zorlamaktadır.
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu da yaptığı bir açıklamada Hristo-fiyasko ile yürüttüğü müzakerelerde karşısında Kıbrıs Türk tarafının kabul edemeyeceği aşırı isteklerde bulunan bir zihniyetin temsilcisi bulunduğunu ifade etmiştir. Bütün bu olumsuzluklar ortada iken Allah aşkına bu “emperyalist destekli” katillerle neyi, niçin müzakere ettiğimizi anlayan, bilen biri varsa bize de anlatsın.
Önümüzdeki tek çıkar yol müzakerelere son verip, Anadolu’daki kardeşlerimizin desteği ile egemen devletimiz KKTC’ye sahip çıkmaktır.