Müsteşar Özçelik’in ABD Büyükelçisi ile gizli görüşmeleri...

Sizlere, bugünkü yazımda, AKP iktidarının Barzani üstünden yürüttüğü yeni Kürt açılımından, değişik açıdan bir fotoğraf sunacağım.
Biliyorsunuz, bu açılım sarmalının Ankara’daki en önemli üssü Kamu Düzeni ve Güvenliği(KDGM) Müsteşarlığı. Bu müsteşarlığın başındaki isim Büyükelçi Murat Özçelik.
Büyükelçi Murat Özçelik, Tayyip Erdoğan’dan daha çok Abdullah Gül’e yakın bir isimdir. Abdullah Gül, Özçelik’i 2007’de “Irak özel temsilcisi” olarak bölgeye göndermiş, 2009’da da Bağdat’a büyükelçi yapmıştır. Murat Özçelik, Abdullah Gül ile “aralarında su sızmayan diplomatlar listesinde” oldukça önemli bir isimdir. KDGM’nin tüm çalışmalarını koordine ve başkanlık eden Habur açılımı mimarı Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın Abdullah Gül’e olan yakınlığını ise bu köşeden çeşitli vesilelerle çok kez okudunuz.
Bu ince ayrıntılara dikkatlerinizi çektikten sonra; gelelim işin aslına.
Barzani açılımı için Erbil’i adeta su yoluna çeviren Büyükelçi Murat Özçelik 16 Kasım 2011’de yeni görevine getirildi.
Sıkı durun!..
Murat Özçelik geçen süre içinde ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone’yi tam dört kez ziyaret etti. Bizim güvenilir kaynaklara dayanarak tespit edebildiğimiz ve kamuoyundan gizlenen tam dört ziyaret. Bu ortalama olarak ayda bir görüşme demek.
Özçelik, göreve gelir gelmez de ilk yurt dışı ziyaretini ABD’ye yapmıştı. Tüm gayretlerime ve tüm kaynaklarımı seferber etmeme rağmen Özçelik’in, ABD Büyükelçisi ile yaptığı görüşmelerden tek satır bilgi sızdıramadım. Bir kaynağım, “Edindiğim izlenimlere göre, Özçelik’in gayri resmi basın çalışmalarını eskiden bir partiye yakın bir televizyon kanalının başında bulunan eski bir gazeteci yapıyormuş. Eğer samimiyetin varsa onunla diyaloğa geç. Belki bir şeyler bulursun” dedi. Eski gazeteciyi ve bağlantılarını iyi(!) bildiğim için tercih etmedim. Siz, kıymetli okurlarıma bugünlük bu kadarını verebiliyorum. Eğer, KDGM Müsteşarı Murat Özçelik veya resmi basın danışmanı, 4 gizli görüşmenin içeriği ile ilgili bilgi verirlerse bizleri çok mutlu ederler!..
Gelelim, medyadaki, Tayyip Erdoğan’a dayandırılarak yapılan “devlet içinde kavga istemiyorum” , “kurum ve kuruluşlarınıza sahip çıkın yoksa kimsenin gözyaşına bakmam” başlıklı dezenformasyonlara. İstihbarat ve güvenlik birimleri Başbakan’ın bu talimatlarından o kadar çok etkilenmişler ki; artık çok sıkı bir işbirliği içinde çalışıyorlarmış.
O zaman ben de size şu sıcak bilgiyi aktarayım:
Terör örgütü ve uzantılarının Nevruz’u bahane ederek başlattıkları yeni kalkışmada Cudi dağlarının eteğinde polis özel harekattan şehit verdiğimiz aslan gibi dört vatan evladını bu iç çekişme yüzünden kaybettik. İstihbarat birimlerinden aldığım bilgilere göre; “Barzani’nin müjde vereceğinin duyulduğu akşam, polis özel harekat önlem almak amacıyla bölgeye intikal ettirildi. Jandarma özel harekat birimlerine haber verilmeden yapılan bu atakta ilk çatışmada 4 şehit verdik. Daha sonra olayı haber alan Jandarma timleri süratle bölgeye ulaşınca daha büyük kayıpların önüne geçildi”. İstihbarat birimleri şehit polislerimizin yaşlarının “gençliğine” ve “tecrübesizliğine” de ayrıca dikkat çektiler.
Servis edilen sahte “uyum” palavralarının en acı ve sıcak örneklerinden sadece birisi bu.
Gelelim AKP siyasetçilerinin büyük uyumuna!..
Yeni Kürt açılımı konusunda hem KDGM’de hem de Hükümet içinde bazı sıkıntılar var. Bir Hükümet yetkilisinin ifadelerini aynen
aktarıyorum:
“İdris Naim Şahin bir şans. Ancak Şahin’e karşı hükümet içinde tezviratı Beşir Atalay yapıyor. Bakanlar Kurulu’nda da karşı karşıya geldiklerini duydum. Atalay, Cumhurbaşkanı’na yakın olmanın avantajını kullanıyor. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı da Beşir Atalay’dan dolayı sıkıntılı. Atalay, müsteşarlığı kendi kontrolünde tutmak istiyor. Müsteşarın da çok mutlu olduğunu, rahat çalıştığını zannetmiyorum. Beşir Atalay, Muammer Güler’i de rahat çalıştırmamıştı. Çok sayıda proje, çalışma Atalay’dan geri dönmüştü. Beşir Atalay, Terörle Mücadele Koordinasyon Kurulu normalde İçişleri Bakanı’na bağlı olmasına rağmen, geçen Temmuz ayında Başbakan Yardımcısı olunca kendisine bağladı. Böylece İçişleri Bakanı’nı devre dışı bıraktı. Müsteşar Özçelik de Irak’ta görev yaptığı dönemde Barzani ile kurduğu ilişkiye güvenerek bir şeyler yapmaya çalışıyor. Ama Barzani’nin PKK’ya karşı bir şey yapacağını sanmıyorum.”
Tebligatçı, beceriksiz AKP’nin eliyle ülkenin nasıl bir ateş çemberine sokulduğunu bir kez daha gösteren farklı fotoğrafı nasıl buldunuz?


Bahçeli’nin ‘Top 38’i...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, severek en çok dinlediği şarkıları ve şarkıcılarını kendi internet sitesinden paylaştı. “Top 38”e baktığımda ağırlığın Klasik Türk Müziği’nde olduğunu gördüm. İşte Bahçeli’nin en çok dinlediği şarkı ve şarkıcılardan bazıları:
Bir bahar akşamı rastladım size (Nesrin Sipahi), Mehtaplı gecelerde hep seni andım (Müzeyyen Senar), Yaralarım çok derin (Müzeyyen Senar), Kalbimde ne aşkın elemi matemi kaldı (Hüseyin Hüsnü), Yandı gönlüm sana ey gülgül-i alaya bedel (Mustafa Zeki), Acıyaydı bana bir kerecik ol gonca femim (Hafız Memduh), Neler geldi garip başıma (Halit Arapoğlu), Kalemi kaşta koydun (Mükerrem Kemertaş), Ne karaymış şu alnımın yazısı (Aziz Şenses), Bakmıyor çeşmi siyah (Melihat Gülses), Bu yalnız geceler bana arkadaş (Yaşar Özel), Dönülmez akşamın ufkundayız (Nazire Yağız), Emmioğlu (Ferdi Tayfur), Dertliyim ruhuma hicranımı sardım da yine (Mustafa Sağyaşar), Bir ihtimal daha var (Mustafa Sağyaşar)...

Yazarın Diğer Yazıları