Muammer Kaylan’ı kaybettik

Bir basın savaşçısını, bir ağabeyimizi kaybettik. Her gün sayıları azalan ve yerlerine yenileri yetişmeyen, namuslu usta bir gazeteciden söz ediyorum. Gazeteci, ağabeyimiz Muammer Kaylan’ı kaybettik. Bir hastalık falan değil, kazada yaşamını yitirdi. Bisiklete binerken düşmüş ve başını kaldırıma vurunca beyin kanaması geçirmiş. Bir süre beyindeki kanama durana kadar uyutmuşlar, sonra düzelir gibi olmuş ve uyanırken de gözlerini temelli kapamış.
Yeni nesil gazeteciler onu tanımaz. 60 yıllık gazeteci Muammer Ağabey tam bir Mustafa Kemal hayranı Atatürkçü bir basın çalışanı idi. Basına Beyoğlu muhabirliğinden gelmiş. İstanbul’da eskiden iyi muhabir Beyoğlu muhabirliğinden gelirdi. Orada polis adliyeden tutun da magazine kadar her türlü olay yaşanırdı.
86 yaşında aramızdan ayrılan Muammer Kaylan Antalya doğumlu. İstanbul Erkek Lisesini bitirmişti. Daha sonra İngiltere’de eğitim görmüş. Yeni Sabah ve Akşam gazetelerinde muhabirlik yanı sıra, 15 yıl kadar da Reuters haber ajansında çalıştı. Akşam gazetesinden Necati Zincirkıran kendisini Hürriyet’e haberler müdürü olarak transfer etti. Hürriyet’te şimdiki Doğan Haber Ajansı’nın nüvesini oluşturan Haber ajansını kurdular ve Muammer Kaylan ilk genel müdürü oldu.
Hürriyet gazetesinde bir dönem ABD muhabirliği de yapan Muammer Kaylan daha sonra gazetenin genel yayın yönetmenliği yaptı. O tarihlerde Süleyman Demirel’i istifaya davet eden bir köşe yazısı ardından tehditler aldığını söyleyerek işi bıraktı ve yeniden ABD’ye geldi. Muammer Kaylan yıllardır ABD’de Florida eyaletinin Napels kentinde yaşıyordu.
Benim kendisi ile tanışmam garip bir tesadüf. Hiç yüz yüze görüşmedik; bir kez telefonda konuştuk. Bir gün yemyeşil bir internet sitesinde Muammer Ağabey tarafından yazılan ateşli bir Mustafa Kemal yazısını okudum. Yazısı sitede nazar boncuğu gibiydi. Sitedeki 50 yazı içinde laiklik ve Mustafa Kemal’i savunan tek yazı Muammer Kaylan’ın yazısıydı. Bir mektup yazıp yazdığı sitenin künyesine bakmasını istedim.
Bir hafta sonra aldığım bir mektupta durumu bilmediğini ve teşekkür ettiğini yazdı. Ben bizim de bir gazetemiz olduğunu ve yazılarını isterse bizim yayınlayabileceğimizi belirttim. Muammer Ağabey bir hafta sonra ilk yazısını yolladı ve ardından haftada iki kez yazmaya başladı.
Yazıları çok ateşli ve Türkiye’nin demokrasiden laiklikten yobazlığa geçişine tahammül etmeyen ve isyan eden boyutlardaydı. Hakaret etmek istemediği zamanda Meksika körfezi kıyısında Nasrettin Hoca ile birlikte yürür ve onunla dertleşirdi. Atatürkçü bir aileden gelmişti. Bir de Hürriyet’in izlediği çizgi, yaptığı gazetecilik onu çıldırtıyordu. Hangimizi çıldırtmıyor ki?
Amerika’da kaldığı yıllarda İngilizce bir kitap yazdı adı Kemalistler. Kitap, laik bir devleti dinci unsurların ele geçirişini anlatıyor. Bana taslak halindeyken kitabı yolladı. Güzel bir kitaptı ama Türkiye’de okumayı sevmeyen yeni neslin pek ilgisini çekmedi. Onlar manken ve dizi haberleri ile daha fazla ilgileniyorlardı.
Muammer Kaylan’ın Atatürkçü veya dinci olması ona herhangi bir çıkar sağlamıyordu. O yalnızca inandığı doğruları yazmayı tercih ediyordu. Benim hiçbir zaman beceremediğim boyutlarda çok güzel akıcı bir dili vardı.
Geçen hafta ilk defa yazısı gelmedi, merak edip bir email attım hasta mı diye. Kötü haber eşi Magrid’ten geldi. Florida Naples’da sabah turunda başına gelmiş bu acı olay.
Ne diyeyim. Bir savaşçı daha aramızdan ayrıldı. Allah kendisine rahmet, okurlarına ve ailesine sabır versin derim. Seni çok özleyeceğiz Muammer Ağabey.

Yazarın Diğer Yazıları