Miting meydanlarından iktidara yürünür mü?
Eğer bu mitingler etkili bir siyaset dili ve programı ile desteklenirse, düzenlenen mitinglerin MHP’nin iktidar yolunu açması hiç de zor değil.
Evvela buna gönülden inanmak gerekiyor. Mitingler, tabanın beklentisini karşılamak için bir mecburiyeti defetmek kabilinden yapılıyor ve mitinglerin sonucundan belli somut hedeflere yönelik netice almak hedeflenmiyorsa, harcanan bu kadar emeğin hiçbir anlamı kalmaz.
Özellikle önümüzdeki mahalli seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi için yapılan bu mitingler tam bir fırsat. Mahalli seçimlerde aday tespitleri liyakat esasına göre yapılır ve bütün ülkücüleri sahaya indirecek bir bütünleşme Genel Merkez tarafından samimiyetle ortaya konursa mahalli seçimlerden çok iyi bir sonuçla çıkmak imkânsız değil.
Ayrıca mahalli seçimler kadar önemli olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için de şimdiden çalışmak gerekiyor. Devlet Bey’in yakın zamanda bu seçim için MHP’nin aday çıkartmayacağını ima eden “Biz haddimizi biliriz” sözünü ise yapılmış bir latife olarak düşünüyorum. Hedefi iktidar olan bir siyasi yapının, Cumhurbaşkanlığı gibi önemli bir makama aday çıkartmaması olacak iş değil. Devlet Bey, Ahmet Necdet Sezer’in ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olduğu seçimlerin MHP’ye ve ülkeye hiçbir şey kazandırmadığı gibi çok şey kaybettiğini görmüştür. Bugün hâlâ seçmenin aklında, o dönemlerde MHP’nin aday çıkartmaması vardır ve milliyetçi-muhafazakâr seçmen bu konuda MHP Genel Merkezi’ne kırgındır.
AKP’nin her seçimde yüksek oy alarak iktidarını sürdürmesinin en önemli sebebi, seçmenin muhalefeti iktidar için yetersiz görmesidir. Bu algıyı yıkmak için şimdiye kadar yapılanlardan daha farklı, fakat oldukça etkili stratejilere başvurmak gerekmektedir. MHP, ülkenin içinde bulduğu durumdan dolayı başarılı olmaya mahkûmdur. Şimdiye kadar ortaya konan performans, iktidar olmak için kesinlikle yetersiz bir performanstı.
MHP Genel Merkezi’nde bulunan sorumluların kişisel çekişme ve intikam duygularından soyunup, en başta ülkücüleri kucaklayıp iktidar yürüyüşü için ikna etmesi gerekiyor. Bu konuda da fedakâr ve hoşgörülü davranması gerekenler, sorumluluk mevkiini işgal edenlerdir.
Zaman, kişisel bir takım tatmin ya da intikam duyguları üzerinden politika yapma zamanı değildir. MHP, bu dönem toplumda iyice çoğalmaya başlayan iktidarın icraatlarına olan tepkiyi, sandıkta üç hilalle buluşturmalı ve bunun için gücünün yettiği bütün vasıtalara dört elle sarılmalıdır.
MHP idarecileri eğer şu son on senede ortaya koydukları etkisiz ve kısır yöntemlerle bu dönemi de geçiştirmek gibi bir düşünceye giderlerse bu durumun sonucu sadece kendileri için değil memleket için de hayırlı olmayacaktır.
Mesele, MHP’nin siyaseten başarılı olması değildir sadece... Bu süreç, memleketin nereye doğru gideceğine karar verileceği bir süreçtir. Eğer bu süreçte de AKP iktidarına mahkûm olursak, belki birçok şey için geç kalmış olacağız. Artık o saatten sonra MHP’nin aldığı oyun da başarısının da çok bir anlamı kalamayacak.
İktidar olmak MHP yöneticilerinin isteyip istememesine bağlıdır. Bu konuda bütün doğrular bir araya getirilip bunun mücadelesi samimiyetle verilirse, MHP iktidarının önünde hiçbir güç duramaz.
Bu konuda kimin ne kadar samimi olduğunu test edeceğimiz bir döneme girdik. İnşallah temenni ve beklentimiz boşa çıkmaz da, memleketin istikbali adına taşıdığımız bu endişe, bizzat MHP yöneticileri tarafından bertaraf edilir.