Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Milli haysiyet milli hassasiyet gerektirir!

Türkiye ile Suriye arasında asla bir savaş çıkmamalıdır ve çıkmayacaktır. Böyle bir savaşın çıkması da esasen imkânsızdır. Zira böyle bir savaşa ne Türkiye’nin ekonomisi ne de bölge ve uluslararası şartlar izin verir.
Bugün İran, Irak, Rusya ve Çin’in bölgede hayati çıkarları vardır. Çin, BM Güvenlik Konseyi üyesi oldu olalı sekiz karar tasarısını veto etmiştir. Bunlardan ikisini Suriye için sunulan karar tasarılarını işlevsiz kılmak için yapmıştır.
Suriye ne Mısır, ne Tunus ne de Libya’dır. Küresel bloklaşmanın en önemli jeopolitik alandır. İran, Rusya ve Çin bloku hiçbir şart altında Suriye’nin üzerine oturduğu jeopolitikten çekilmeyeceğini ortaya koymuş bulunmaktadır.
Türkiye ile Suriye de sebebi ne olursa olsun asla savaşamaz. Zira böyle bir savaş İran, Irak, Rusya ve Çin gibi ülkelerin de müdahalesini getirir. Hükümet dahil herkes bunun farkındadır.
Kaldı ki, Türkiye’nin ekonomik durumu da Türkiye-Suriye savaşını yürütecek kapasitede değildir. Türkiye ile Suriye arasındaki gerilim, Türkiye’ye yönelik mülteci akımı, Türkiye’nin Orta Doğu’ya açılan ticari kapısı olan Irak ve Suriye güzergâhının kapalı olması, ülke ekonomisine büyük zararlar vermiştir. Elektriğe, doğal gaza, akaryakıta yapılan zamlar ve artırılan vergilerin Suriye gerilimi ile yakından ilişkisi vardır.
Türkiye-Suriye arasında yaşanacak sıcak bir çatışmanın bütün bu olan bitenin üzerinde ölümcül sonuçları olacaktır. Böyle bir durumda yatırımlar duracak, ticaret stop edecek, üretim aksayacak, yabancı sermaye çekilecek, borsa dibe vuracak, dolar fırlayacaktır. Bütçe açığı ve cari açık ise zirveyi zorlayacaktır.
Bunu kimse göze alamaz!
Herkesten daha çok da AKP bunun farkındadır. Tezkereyi ABD’nin yönlendirmesiyle çıkan bir tezkere olarak görmek ise hiç mümkün değildir. ABD, bölgede Türkiye’nin değil, İsrail’in etkinliğini istemektedir. Esasen ABD, Türkiye’yi değil Türkiye, ABD’yi Suriye’ye müdahale için ikna etmeye çalışmaktadır.
Türkiye’ye sığınan mülteci sayısının 100 bini aşması nedeniyle Ankara, sonraki göç dalgalarının Suriye topraklarında barındırılması amacıyla güvenli bölgeler oluşturulmasını talep ediyor. ABD ve diğer NATO ülkeleri, bu talebe sıcak bakmıyorlar.
Fransa dışında uçuşa yasaklanmış güvenli bölge oluşumu konusunda Türkiye’ye hak veren ülke de yok.
Bu sebepten dolayı Suriye’ye yönelik olarak çıkarılan tezkereye Türkiye’yi savaşa sokacak tezkere demek yanlıştır.
Çıkarılan tezkere, Türkiye’nin Suriye sınırında oluşan otorite boşluğunun Türkiye’ye istikrarsızlık ihraç etmesini engellemek amacına yöneliktir.
AKP’nin Suriye politikasının savunulacak hiç bir tarafı yoktur. Suriyeli muhaliflerin Türkiye’de toplanması, örgütlenmesi ve teçhiz edilmesinin de izahı yoktur.
Bu durum Suriye’nin Türkiye’nin uçağını düşürmesini, sınırlarına tecavüz etmesini haklı kılmaz. Sınır bölgesinde Suriye ordusu, muhalif güçlere karşı yürüttüğü operasyonlarda son derece özensiz davranmaktadır. Çatışmalar sırasında Türkiye sınırlarının içerisine top mermileri düşmekte ve bunlar ölümlere neden olmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları sürekli ihlal edilen, halkının güvenliğini sağlayamayan bir ülke konumuna düşmüştür.
AKP’ye duyulan tepki, Türkiye’ye duyulan tepkiye dönüşmemelidir. Bir zamanlar Öcalan, Şam’dan Türkiye’deki terörü yönetirken TSK, sınır ötesine top mermisi düşürmemiş, Suriye’ye sürekli çağrıda bulunmuştu!
Suriye’yi caydırmak, önleyici tedbirlerin alınmasını sağlamak ve PYD’nin bölgedeki otoritesinin kurumlaşmasını, önlemek bu tezkereye “kabul” demek için yeterlidir.
Milli egemenlik söz konusu olunca, soruna parti gözlüğüyle değil, milli gözlükle bakmak gerekir. AKP’nin yanlışları, Türk devletinin egemenliğini ve Türk milletinin çıkarlarını savunmamaya gerekçe yapılamaz. Milletin güvenliği, devletin hukuku ve ülkenin bütünlüğü tehdit altında iken siyasi çıkar peşinde koşulmaz!
Milli hassasiyet, milli haysiyetin zorunlu
sonucudur!

Yazarın Diğer Yazıları