Milli Eğitim’de yaz-boz devri
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Prof. Dr. Mümtaz’er Türköne’ye fena batmış. Türköne bunun faşizmden kaynaklandığını savunuyor. AKP hükümetinin ateşli savunucusuna hükümetten tek cevap yok. Törenlere soğuk algınlığı yüzünden katılamayan Recep Bey de birkaç saat sonra hanımköyde esip gürlüyordu. Siirt’te “eniştenize sahip çıktınız” dedikten sonra “Burada olduğum için hapis yattım, buradan başbakan yaptınız” nutku attı. Duyan gören Recep Bey’in hapis hayatının ne kadar acılı olduğunu sanır. Oysa kendisi içeri girmeden korumaları girip cezaevini lüks şekilde teşrif ederek hazırlamışlardı. Pınarhisar Cezavine günde üç öğün yemek servisi yapıldığını cümle âlem biliyor ama Recep Bey tıpkı seçim vaatlerinde “hayaldi gerçek oldu” sloganında olduğu gibi Türk milletinin zekâ seviyesiyle alay ediyor. 1992’de kurulan üniversiteyi, kapalı olan hastahaneyi bile ben açtım diyor. Hızını alamıyor “ayağa kalkmayan bedelini öder” sözleri ile Türk Ordusunun gözbebeği Engin Alan’ın niçin Silivri’de yattığını itiraf ediyor.
Recep Bey’in on yıla yaklaşan devri iktidarında yaz-boz tahtasına çevirdiği Milli Eğitim’de gün geçmiyor ki bir rezalet çıkmasın. Sınav sistemi sizlere ömür, kopya ve şifre skandallarına rağmen pişkinlik had safhada. Recep Bey’in gözdesi Milli Eğitim Bakanı’ndan ise ses yok. AKP’li il-ilçe yöneticilerinin atama talepleri anında yerine getirilirken, mahkeme kararları hiçe sayılıyor. Öğrencinin, velinin talebine kulak tıkanıyor.
Recep Bey’in Milli Eğitime yerleştirdiği kadrolara gelince önce ihtişam dikkat çekiyor. Makam odaları, elektronik cihazlar saltanatı aratmıyor. Ne de olsa ön teker nereye giderse arka teker de onu takip eder. Bu sütunlardan Milli Eğitim Bakanı’na defalarca seslendik. Henüz cevap alamadık. “Okullar olmasa Milli Eğitimi nasıl da idare ederdim” diyen devrin bakanlarına inat, Milli Eğitimi başarıyla idare etmiş bakanları şükranla yad ediyoruz.
Başbakan Recep Tayyip Bey, meydanlarda sınav sistemini yeniden değiştireceğinden dem vuruyor, okullara ücretsiz kitap dağıtmakla övünüyor. Bu kitapların hangi firmalarca kaç paraya basıldığını, devlete maliyetini görmezden geliyor. Başbakan Recep Bey’in Ankara’da Ergazi İlköğretim Okulunda adaşı olan bir müdürü var. Atatürk’ün 1932’de yaptırdığı okul bu yıl ilk defa 19 Mayıs törenlerine katılmadı. Halk oyunlarında Türkiye derecesi olan Ergazi bu yıl Recep Bey’in spor salonuna kira istemesi yüzünden halk oyunları oynayamadı.
Makam odasının tefrişine para bulunur ama eğitime harcamak müsrifliktir. Bir de içme suyu meselesi var ki evlere şenlik. Hayırseverler tarafından okula alınan arıtma cihazları masraflı diye çocuklara şebeke suyu içiriliyor şimdi. Ergazi’de öğrenci, öğretmen ve velilerin isyanı had safhada, fakat Milli Eğitim Bakanı, Atatürk’ün kurduğu okula uğramaya vakit bulamıyor.
Recep Bey’in “Ayağa kalkmadığı için bedelini ödedi” dediği Korgeneral Engin Alan ile ilgili gerçeği detayları ile önümüzdeki yazıya bırakıyorum.