Milletsiz milliyetçilik
AKP'nin paralel ile mücadelede ne kadar samimi olduğunu görme fırsatı doğdu. Kumpas davalarının hâkim ve savcılarına yurt dış yasağı konması geç alınmış karar olmakla beraber ciddi mesafedir. Zekeriya Öz gibiler gitti zaten. 54 isimden hangilerinin kaçtığı belli değil. Asıl olan bu kişilerin adil olarak yargılanarak kurdukları tuzağı millete anlatmaktır. Öte yandan İzmir Casusluk Davası'nda sahte delil üreten çeteden 46 gözaltı var. Aralarında vali, vali yardımcısı, il Emniyet müdürlerinin de bulunduğu sahte delil üretenler için başlatılan soruşturmada 357 şüpheliden bahsediliyor. Bu defa amirlerin emir verdiği 3-5 polis memuru yerine işin ucunun valilere kadar uzanması önemli gelişme. Umarım elde ciddi kanıtlar vardır. Bugüne kadar gözaltına alıp bırakıldı çoğu. Binlerce kişiyi fişleyerek tasfiye edenlerden hesap sormanın zamanı geldi de geçiyor.
Gelelim 1 Kasım'da milletin tasfiye etmesine rağmen direnenlere. Bazı okuyucularımız ısrarla 7 Haziran'dan bu yana ne değiştiğini soruyor. Bana kalırsa 5 ayda değişen fazla bir şey yok. Değişmemekte direnenlere millet ceza verdi hepsi o kadar. Millete rağmen milliyetçilik yaptığını zannedenlere kırmızı kart gösterdi seçmen. Bu konuda yiğitçe fikirlerini açıklayan Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar'ı kutluyorum. Belediye seçimlerinden bir yıl önce bir dost meclisinde tanımıştım Acar'ı Aliağa'daki sohbet esnasında yüzündeki güzelliği ve ilk anda verdiği güvenirliğini belirterek mutlaka aday yapılması gerektiğini vurgulamıştım. İzmir Aliağa'da MHP seçmeninin dışından da oy alabilecek yegane aday olan Acar'ı Aliağa kucakladı. Bugüne kadar da başarı ile görevini yürütüyor. Her şeyden önce ülkücü olmanın sorumluluğunu yerine getiriyor. 1 Kasım seçim sonuçları üzerine çoğunluk sessizliğini korurken Acar, yaşadıklarını kaleme alarak kamuoyu ile paylaştı.
Uzun süredir bu yönde açıklama yapmayı düşündüğünü, ancak sabredip beklediğini vurgulayan Başkan Acar mesajında, "Milliyetçilik, milleti sevmektir. Milliyetçilik, milletin değerlerine bağlılıktır. Milliyetçilik, zor anlarda bazen susmak bazen sesini çıkarmaktır. Milliyetçilik, milletin ne dediğini iyi anlamak ve sonuçları ne olursa olsun milletin isteklerini yapmaya çalışmaktır. Milliyetçilik, görev alınarak yapılmaz, içten yürekten yapılır. Her gün anlamaya ve anlatmaya çalıştım. Milletimizin beklentilerini yazdım, çizdim, raporladım, günlerce dil döktüm. Ama maalesef gördüm ki uğruna binlerce şehit verdiğimiz davamızın yöneticileri, değil benim ve benim gibileri dinlemek, milletin ne dediğini anlama gibi bir dertleri yok. Hatta milletin sağduyusuna, yalvarırcasına göreve çağırışına kulak bile asmayıp bir de üstüne azarlıyorlar. Millet, çok partili hayata geçtiğimiz günden beri hiçbir seçimde yanlış yapmadı. Her seçimde, kendini ifade edenlerin içinde, iyilerden en iyiyi, kötülerin içinden daha az kötüyü tercih etti. Bugünden kamuoyuna bildiririm ki, ne zaman milletin değerlerini artık anlamayacağım, ne zaman başarısız olacağım, ne zaman milletim bana artık bırak derse o gün davama, milletime ve vatanıma saygımdan dolayı bu siyaseti bırakacağım. Millete rağmen siyaset, milletsiz milliyetçilik olmaz. Selam ve dua ile" diyerek bitirmiş yazıyı. Genç yaşına rağmen müthiş tespiti ile büyüklerine de ders veren Acar'ı bir kez daha kutluyorum. Umarım Acar gibi MHP'nin diğer belediye başkanları, il ve ilçe başkanları da öz eleştiri kültürü ile düşüncelerini dile getirerek 1 Kasım seçimlerinde kaybedenin her türlü fedakârlıktan kaçınmayan il ve ilçe teşkilatları değil de genel merkez yönetimi olduğunu açıklayarak, partinin bir an önce kurultaya giderek başarısız yönetim yerine yeni ve güçlü bir kadronun göreve gelmesini sağlarlar.