MHP’ye zaman ve alan lazım
AKP-MHP koalisyon olasılığı yahut olasılıksızlığına “çözüm süreci”nin etkisinde kalmıştık dün.
“Taban(!)”ın argümanı şu:
- Bırakalım da “devlet” PKK’nın eline mi geçsin, teröristler mi sızsın devlet kadrolarına?
Sızmasın tabii...
Daha doğrusu, sızmayaydı iyiydi!
De...
Hatırlayın kimi vali ve emniyet müdürlerinin sözlerini; hadsizlikte, cürette, bölücülükte, “devlet yapısına/rejimine isyan”da Kandil’i bile fersah fersah geçmediler mi?
Sızan sızacağı yere çoktan sızdı yani... Bundan böyle “önleyici” değil “arındırıcı” bir müdahale gerekli. O da koalisyonun küçük ortağı olarak değil, “taban(!)” az biraz soğukkanlılığını koruyup da sabır gösterirse ufukta görünen en kötü ihtimalle kendi Başbakanlığı’ndaki hükümeti kuran parti yahut “ballı kaymak” tadındaki tek başına iktidar ile mümkün!
MHP’li yöneticilerinin ifadesiyle “açılım” AKP ile HDP (+PKK) arasında Oslo’da başlayan yasak aşktı. Bu aşktan bir gayrimeşru çocuk doğdu; “paralel devlet” ! Şimdi bu yasak aşkın iki tarafının da arzusu, gayrimeşru çocuklarına meşru bir kimlik kazandırılması. Adını koymak istiyorlar. Bir nüfus cüzdanı çıkarmak.
“Çözüm süreci” denilen tezgâhta maksadın hasıl olduğunu, işin yapılanları “yasal”laştıracak birkaç imzaya kaldığını düşünen MHP, bu günahı temizleyen olmak, yasak aşkın taraflarından birini nikâhına alıp “Kürdistan”ın “baba” hanesine adını yazdırmak istemiyor.
MHP’ye göre AKP “suçlu”. AKP’nin kendisini “Anayasal suç işlemiş olmaktan” kurtaracak düzenlemeler planladığı yeni dönemin ortağı olarak millete söz verdiği gibi onlardan hesap sorma, yargılama fırsatını -bu kadar yaklaşmışken- kaçırmak istemiyor MHP. “Suçlusunuz” diyebilme özgürlüğünü korumak istiyor. “Uzlaşma” , “sorumluluk” gibi prangalarınızın olduğu koalisyonu “kafes” görüyor bir anlamda!
Benim çıkardığım sonuç bu...
* * *
MHP tabanını neden Devlet Bahçeli’nin formüllerine sahip çıkmaya çağırdığıma gelince...
Bir AKP-CHP koalisyonunun MHP’ye ne kazandırabileceğini görmek, duymak, anlamak istemiyor bu arkadaşlar; çünkü “bir tatlı rüya”ya şartlanmışlar.
MHP liderinin;
Çözüm sürecine, “yerel yönetim reformu” maskesiyle eyaletleşmeye, “hak ve özgürlükler” maskesiyle teröristlerin “romantik devrimci” formunda topluma kazandırılması(!)na, Doğu ve Güneydoğu Anadolu coğrafyasının Kürtçeleştirilmesine, Cumhuriyet’in “katliamcı” , Cumhuriyeti kuran iradenin “soykırımcı” olarak sanık sandalyesine oturtulmasına, en nihayetinde İmralı’daki cani terör örgütü başının “iyi hal(!)”den salıverilmesine kadar birçok başlıkta AKP ile “uzlaşabilir” durumdaki iki partinin koalisyonuna geçit vermesi, bütün bu felaketlerin de önünü açması demek değil; tersine partisini bütün bunların olmamasını arzulayan toplumsal çoğunluğun “can simidi” haline getirir, ki bunun sandıktaki karşılığı ya iktidar, ya da hükümeti kuran parti olabilecek bir sayısal üstünlüktür.
Yine MHP liderinin, önceliğin AKP-CHP koalisyonu veya en azından AKP-CHP koalisyonu için masaya oturulması olduğunu savunması, çoğu kimse atlıyor ama cami cemaatini özgürleştirecek bir helmedir aslında! CHP ile koalisyon pazarlığına oturan bir AKP, meydan meydan dolaşıp “bunlar camileri ahır yaptılar, ezanı yasakladılar” diye bağırabilir mi bundan sonra. Veya “camileri ahır yaptığını iddia ettiği CHP” ile koalisyona oturan AKP gerçeğine karşı, “cami cemaati” hâlâ MHP’yi “DSP ile koalisyon”un bitmeyen cezasını ödemeye mahkûm edebilir mi?
AKP bırakın yapsın ve en önemli kozunu kaybetsin CHP koalisyonunda!
* * *
Ha bunca anlattıktan sonra yarın bir “AKP-MHP anlaştı” flaşı görebilir miyiz ekranlarda?
Mümkün!
AKP, CHP yahut HDP ile koalisyon kurmayı deneyip de başaramazsa...
Türkiye’yi hükümetsiz bırakmamak adına ve AKP, kurulacak hükümetin;
Bahçeli’nin “Ver Bilal’i al iktidarı” çağrısına uyacak, Güneydoğu’daki “paralel devlet”in cenaze namazını kılacak, hain-hırsız; devlete ve millete karşı suç işlemiş kim varsa yargı önünde hesap vermesini sağlayacak “millî” bir yapıda olması konusunda uzlaşmaya yanaşırsa, mümkün evet!
Günlerdir profesyonel bir Ankara tiyatrosu izlemiyorsak, duyduklarımdan gördüklerimden vardığım; kapıyı kilitlemiş de aralamış da değil MHP, kapalı tutuyor. Gelen önce bir kapıyı çalsın, o da “kim o”deyip hırlı mıdır hırsız mıdır bakabilsin istiyor. Öyle ya, yolgeçen hanı mı ülkenin bekası!
Sözün özü:
Heyecanlı, coşkulu, tez canlı, sabırsız “taban” kardeş soğukkanlılığını kuşanıp, AKP’nin, MHP ile koalisyon için üstünü başını parçalamıyormuş da MHP kör inadından memleketi ateşe atıyormuş algısı yaratmak için döşediği tuzakları boşa çıkarsa, şöyle iki adım geri çekilse ve MHP yönetimine, kurguladıkları oyunu oynayabilecekleri zaman ve alan kazandırsa...
Nasıl olur?