Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN

Ahmet B. ERCİLASUN

MHP, yandaş medya ve iktidar

Son yirmi yılda Türkiye dört büyük tehlike ile karşı karşıya kalmıştır. Bunlar birçok siyasetçi ve yazarın “beka meselesi” dediği ölçüde ciddi tehlikelerdir. Beka meselesi, ölüm kalım meselesi demektir. (Beka kelimesinin ikinci hecesi uzun söylenir. Fakat kâtip kelimesindeki gibi değil “öldüren” anlamındaki katil kelimesinin ilk hecesi gibi telaffuz edilir.)

Dört büyük tehlikeyi ve sorumlularını sırasıyla görelim.

1.Bölücülük tehlikesi. Kökleri daha eskilere gitmekle birlikte bölücülük tehlikesi son yirmi yılda iyice artmış ve görünür hâle gelmiştir. PKK, YPG gibi oluşumlar, bölücülüğün eylemci kuruluşlarıdır; binlerce insanımızı öldürmüşlerdir ve hâlâ öldürmektedirler. Ancak bu eylemci kuruluşların arkasında bölücülük düşüncesi vardır ve bu düşünce sivil toplum kuruluşlarıyla, yayın organlarıyla ve siyasi partilerle de kendini göstermektedir. Nihai amaçları Türkiye’nin bir parçasını koparmaktır.

Bölücülüğün son yirmi yılda iyice azmasının asıl sorumlusu bugünkü iktidardır. Oslo görüşmeleri, açılım/çözüm politikaları, Habur sınır mahkemeleri, Dolmabahçe mutabakatı hep bugünkü iktidar tarafından icra edilmiştir. Belli bir tarihten sonra bu politikalardan vazgeçilmiş olması sorumluluğu ortadan kaldırmaz.

2. İrtica/şeriatçılık tehlikesi. Bu tehlikenin kökleri de eskiye dayanmaktadır. Ancak tehlike hiç bugünkü kadar azgın ve görünür hâle gelmemişti. Günümüzün iktidarı, aslında yasak olan tarikatlara yol vererek tehlikeyi büyütmüştür. Hatta iktidar partisinin bizatihi bu tehlikenin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından tescillenmiştir. İktidar mensuplarının Atatürk, cumhuriyet ve cumhuriyet değerlerine karşı söylem ve tutumları artarak devam etmektedir. Millî Eğitim Bakanı’nın STK dediği tarikat ve cemaatlerle yapılan anlaşmaları savunması, böylece tarikat ve cemaatlerin Türk millî eğitiminin içine sokulması, çağdaşlıktan uzak yeni müfredat programı bu tehlikenin en son ve en vahim uygulamalarıdır.

3. FETÖ. Aslında irtica/şeriatçılık tehlikesi içinde olmakla birlikte bu tehlike ayrıca ele alınacak ölçüde büyüktür. İktidarın FETÖ ile iş birliği yaptığı bizatihi iktidar partisinin başkanı tarafından ifade edilmiştir. ABD destekli olduğu da ortaya çıkan ve kanlı bir darbeye teşebbüs edecek kadar cüretkâr ve gözü kara kara olan bu örgüt bugün için tasfiye edilmiş gibi görünmektedir. Ancak iktidarla yaptığı iş birliği sayesinde Türk silahlı kuvvetlerinin, emniyet teşkilatının, yargı organlarının ve üniversiteler gibi daha birçok kurumun yapısında çok büyük tahribata yol açmıştır.

4. Sığınmacı ve kaçaklar. Çoğu Suriyeli ve Afganistanlı olan sığınmacı ve kaçaklar, ülkemizi Türk devleti olmaktan çıkaracak kadar büyük bir tehlikedir. Bu tehlikenin sorumlusu da bugünkü iktidardır. AKP iktidarı Suriye’nin iç işlerine karışarak ve sınırlarımızı sonuna kadar açarak, hatta ensar-muhacir edebiyatıyla sınırlardan girişi âdeta teşvik ederek bu büyük tehlikeye yol açmıştır. Tehlikenin ortadan kaldırılması için hâlâ ciddi bir tedbir düşünmemektedir.

MHP yöneticilerinin de bu tehlikeleri kabul ettiğini düşünüyorum. Olayların tarihleri açıktır ve hepsi 2002’den sonradır. Buna göre tehlikelere yol açan sorumlu(lar) konusunda farklı bir düşüncede olamaz, olmamalıdır. Dolayısıyla Türk milliyetçileri ve ülkücülerin büyük bir bölümünün, MHP’nin bugünkü duruşunu kabul edememeleri son derece normaldir.

Yandaş medyanın bir bölümü ise tehlikeleri yaratan odakların zaten içindedir. Bir bölümü de ya çıkarları için ya korktukları için sorumluların yanında durmayı tercih etmektedirler.

Yazarın Diğer Yazıları