Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

MHP ne yapmalı?

MHP’nin milliyetçi bir parti olduğu muhakkaktır. Meclis’te grubu bulunan partiler içinde şu anda milliyetçi olduğunu ileri süren başka bir parti bulunmadığına göre MHP’nin siyasi arenada Türk milliyetçiliğini temsil ettiği de açıktır. CHP oklarından biri her ne kadar milliyetçilik ilkesini temsil ediyorsa da bugünkü CHP’de Atatürk dönemi milliyetçiliğinden eser kalmamıştır. Esasen CHP’nin şu andaki yönetici kadrosu da hiçbir zaman milliyetçilik iddiasında bulunmamakta, milliyetçilik vurgusu yapmamaktadır.

MHP’nin milliyetçiliği temsil eden yegâne parti olması, hiç şüphesiz ona çok ağır sorumluluklar da yüklemektedir: Günün şartlarına göre yeni fikirler üretmek, milliyetçiliğin topluma yayılmasını sağlamak için ciddi eğitim ve yayın çalışmaları yapmak, kamuoyuna ve özellikle genç nesillere milliyetçiliği doğru, haklı ve sevimli gösterecek tarzda konuşmalar yapmak ve davranışları da buna göre ayarlamak... Ve elbette vatan ve milletin bölünmesi tehlikesine karşı en şiddetli şekilde mücadele etmek.

Son yıllarda bölücülüğe karşı mücadele öne çıkmış bulunuyor. MHP yöneticilerinin bölücülük karşısındaki tavır ve konuşmaları açıktır. Bölücü terör ve yandaşlarına karşı en ciddi tavır koyan parti hiç şüphesiz MHP’dir; daha doğru bir ifadeyle yegâne parti MHP’dir.

Ancak... MHP yöneticilerinin tavır ve açıklamaları basın yayın organlarında ya görmezden gelinmektedir, ya eksik ve çarpıtılmış olarak verilmektedir, ya da daha vahim olarak aşağılayıcı, küçük düşürücü bir tarzda sunulmaktadır. İşte  “MHP ne yapmalı?” sorusu burada önem taşımaktadır.

Son günlerde “Boğaz’da viski içen şerefsizler” ifadesi etrafında fırtınalar koptu. Sözün söyleniş tarzı, üslubu elbette tartışılabilir. Ancak arkasındaki ana fikrin doğru olduğu bence muhakkaktır. Bu söz bu tarzda söylendi ve arkasında da duruldu. Tamam ama... Bu kadar mı? Karşı tarafın söylemleri bir bir sıralanmak gerekmez mi? Bunu Yılmaz Özdil mi yapmalı, MHP’liler mi? Özdil’in 05 Ağustos 2015 tarihli yazısına bakınız. HDP’lilerin neler söylediklerini bir bir yazmış. Osman Baydemir’in “astirin”inden Sırrı Sakık’ın “it sürüleri”ne kadar.  On kadar bölücü ve münasebetsiz sözü sıraladıktan sonra da “(Bunlardan) kimse rahatsız olmadı. Şerefsiz denildi... Ortalık ayağa kalktı.” diyerek lafı gediğine koymuş. Yılmaz Özdil’e teşekkür ederiz tabii. Ama MHP yöneticileri nerede?

HDP, KCK, PKK ve bunların ileri gelenlerinin yıllardan beri söyledikleri ve yaptıkları var. Bunların en çarpıcılarını listeleyip, her gün televizyon ekranlarında milliyetçiliğe mikrop muamelesi yapanların gözüne sokmak gerekmez mi? Üstelik MHP’nin bu konuları en iyi bilen Ümit Özdağ gibi bir milletvekili var. Önceleri daha çok televizyonlara çıkardı. Şimdi?.. Bölücülerin ve yardakçılarının sözlerini görüntülü olarak ekranlardan izleten Oktay Vural gibi bir parti yöneticisi var. Şimdi bu görüntülerin zamanı değil mi? Yoksa MHP televizyonlara, basına, yayına önem mi vermiyor?

Elbette bir siyasi parti bunu da tercih edebilir. Gazeteler, televizyonlar bizim umurumuzda değil, diyebilir. Ama “milliyetçilik” ülküsünü temsil eden bir parti, sadece bir siyasi parti değildir ve temsil ettiği ülkünün de sorumluluğunu taşımaktadır.

MHP’nin 80 milletvekili var. Bir siyasi parti bütün milletvekillerinin en verimli şekilde çalışmasını sağlamak durumundadır. Bunun için de milletvekillerinin hepsi de sık sık ekranlarda, basın yayın organlarında yer almalıdır. Parti disiplini milletvekillerini konuşturmamak anlamına gelmemelidir. Bana öyle geliyor ki MHP milletvekillerinin en yoğun şekilde çalıştıkları alan genel başkanlarının yazı ve konuşmalarıdır. Eğer bir yerlerde konuşmak durumunda kalırlarsa genel başkanın söylediklerinin dışında bir anlama gelebilecek bir söz sarf etmemek için bu çalışmayı yapmak zorundadırlar. Ancak o zaman parti disiplini sağlanabilir, değil mi?      

Yazarın Diğer Yazıları