Mehmetçiğe sesleniş!
Mehmedim, şu puslu, şu zalim günlerde hep sen varsın aklımızda. Ne yazık ki yiğidim; 13 yıldır devletimizi yönetenler, hainlerin palazlanmasını seyrettiler... Ve bu yüzden öfke, bir koca dağ oldu yüreklerimizde! Toprağa her düşüşünde, içimiz kan ağlıyor.
Mehmedim, seni hep sevdim. Sende milletimin, sende ülkemin dirliğini gördüm. Benim için, bu dünyada en sevimsiz alet olan silah, sadece senin elinde yaşamak ve yaşatmak için anlamlı. Çünkü sen, gerçekten "Barışın güvercini, savaşın kartalı"sın! Sen -kahraman polisimizle beraber- toprağa düştün yine... Yüreğime kor olup düştün! Ama sana ağıt yakmadım. Sana sadece şu mektubu yazdım:
MEHMETÇİĞE MEKTUP!
Mehmedim,
Meydan savaşlarından tanırım seni
Malazgirt'in, Kosova'nın, Dumlupınar'ın
Nişanı var iman dolu göğsünde.
*
İstersin ki, düşman mert ola!
Çıka er meydanına,
Kozlar paylaşıla!
Ah yiğidim, ah!
Zaman kötü yürüdü
Şimdi bir kalleş pusu
Şuheda toprağında,
Bir hain tuzak var
Öz vatanında!
*
Sen ey korkusuz asker!
Cudi'de, albayrak altında
Ellerin silah değil sadece
Bütün vatanı kavramakta!
Bu toprak senin yiğidim
Bu toprak senin!
Cudi, Erciyes kadar
Gabar, Köroğlu kadar
Tanin Allahüekber kadar
Türk'ü anlatır, Türk kokar!
Sen yürürken ihanetin üstüne
Palu'da Belek Gâzi,
Mardin'de Artuk Bey,
Malazgirt'te Alparslan
Kalkar gururla,
Seni selamlar!
*
Mehmedim,
Canevim,
Bilenmiş öfkem!
Eğilme sakın sen,
Ben eğilir
Gözlerinden öperim!