“Bir elin parmakları kadar!”
Gerçekten öyle! Evet, bir elin parmakları kadar ve ne acıdır ki o parmaklar “aynı bilekte birleşiyor”, “aynı beden” adına, bir tek hedefe, kendisini var eden kudret olan, “Millete” vuruyor. İnanılması güç, anlatılması zor bir durum, bu. Peki, beş parmağın birleştiği “bilek” in arkasındaki “beden” hangi beden ve nasıl oluyor da, bu milletin parmakları, başka beden ve kafaların “yumruğu” olarak, millete dönüyor, Türk’e, Kürt’e, Laz’a Çerkez’e, yani millete iniyor!
O beden, “Globalizm” de denilen “Liberal sistem”. Ve bu bedenin “beyni” birkaç “aile” !
Bu beden ve bu beynin:1.Demokrasi 2.İnsan hakları 3.Serbest piyasa Gibi, bir düzine “yalanı” bu yalanları gerçekleştirmek için de:
1. Birleşmiş Milletler 2. NATO 3. AB 4. Lahey Adalet Divanı gibi yine bir düzine düzmece “kurum”u var.
***
Gerçek şu ki bu “beyin” dünyanın hiçbir ülkesinde “gerçek demokrasiye” tahammül edemez, etmez, öyle olduğu içindir ki, BM çatısı altında, hele NATO şemsiyesi dibinde toplanmış hiçbir ülkede “gerçek demokrasi” yoktur.
Buna izin vermezler.
Yine bu “beyin” takımı için “insan hakları” arsız, pervasız ve şerefsizce söylenmiş bir yalandır, Filistin bunun örneği, Irak’ta yaşananlar bunun ispatı, Afganistan’da olup bitenler bunun delili, Afrika ve dünyanın başka bölgelerinde açlık, susuzluk ve ilâçsızlıktan ölen, cesetlerini leş yiyicilerin gagaladığı milyonlarca “insan”, bunun inkârı mümkün olmayan belgesidir..
Ve bu “beynin” her millete reçete diye sunduğu, “serbest piyasa”, yeryüzünün en büyük “yalanı/talanı” dır.
***
Yeryüzündeki “sorunları” da, “çözümleri” de bu “beyin” kendine ait bedeni beslemek için üretir. Sen tutar, “Demokrasi” , “insan hakları” ve “serbest piyasa” malzemelerini kullanarak, “Avrupa Birliği” der, “Birleşmiş Milletler” yahut “NATO” der, demesen bile, plân ve programını bu mihraklardan esecek/beslenecek şekilde yoğurursan, PKK’lı bir “parmak” da olsan, kökün o bilektedir, başka parmak da olsan, kökün o bilektedir.. Çünkü PKK o mihrakların ürünüdür. Sağ/sol da o mihrakların ürünüdür. BOB da, AB de, Yeni Osmanlıcılık da, Laiklik de.. Eşyanın tabiatı olarak bunların cümlesi neşet ettikleri mihraka hizmet eder. Meclis’teki bütün partiler arasında bir fark kalmıyor, çünkü, herkes farkında olarak veya olmayarak, bu büyük, bu “global senaryoda” yer alıyor. Putin’in Rusya’sı bunu fark etti, çark etti.
***
Yani, “çözüm” şayet “sorunları üretenlerin aklı ve malzemesiyle” üretilmişse, (ki Meclis’teki bütün partilerin programları bu mantıkla üretilmiştir) “çözüm” değil yine ve yeni bir “sorun” doğuruyor.. Tanzimat’tan beri ve iki elin parmaklarına yaklaşan anayasa denememize rağmen hâlâ aynı meseleleri konuşuyor olmamız, ne demek istediğimizi anlatmamıza yeter de artar bile.
***
Evet, Meclis’te tek parti var. “Serbest piyasa” nın, “insan hakları” yahut “Demokrasi”nin, Brüksel’in, Lahey’in, AB’nin, NATO’nun, BM’nin, yani “Globalizm”in, yani Batı’nın.. Yani Filistin, Irak ve Afganistan’ın yani Afrika’da susuzluk ve açlıktan bir deri bir kemik can çekişen milyonların müsebbibi olan “mihrak”ın partisi.. İşte onun için insanlık Hz. Muhammed(s.av.) gibi devrimci yiğit, Mustafa Kemal gibi, şartlar ne kadar olumsuz olursa olsun, “Globalizm” in topuna birden meydan okuyabilecek bir “akıl” bir “yürek” hasreti çekmekte..
İşte bu hasret çekildiği için şurada bir avuç insan “Türk/Kürt” diye didişmekte, 70 küsur milyonun cebinden her hafta tam bir milyar dolar borç faizi olarak “Globalizme” ödenmekte, topraklar, fabrikalar, madenler “Globalizm” tarafından talan edilmekte.. Bu oyun sadece Türkiye’de değil.. Mısır’da böyle, Suudi Arabistan’da böyle, Pakistan’da, hatta ABD ve Avrupa’da, velhasıl her yerde böyle... Onun için, birkaç istisna dışında, “Aslında dünyada tek parti var!” diyeceğim ve siz buna inanmayacak, bana kızacak, belki de acıyacaksınız..
Olsun.. “Şahit ol Yâ Rabbî” diyebilmek için, biz söyleyelim, bir yerlerde kaydı bulunsun..
