Mahnı Demekte Nursaç Doğanışık
Azerbaycan okunuyor
gözlerinden
Oradan esintiler oralı beniz
Oralı ezgiler cıvıl cıvıl
Nursaç okuyor içime
işleyerek
Tizleri kalıcı iz
Nursaç şakıyor Resul
Rıza’nın yalgızlığını
Nursaç kanatlanıyor
Kanatlanıyor Tevfik
Guliyev’in notaları bale
zarafetiyle
Göktuğ’un kamançasıyla
Gelin ağlatmaya
dönüşüyor
toy havası
Tar’da Mirza Başara
Göğsüne bastırdığı
ikizcelerle
Sola haray çektirip sağıyla
sağıyor şikesteleri
Hazar Küleği dolduruyor
yüreğime
Hep o yana esiyorum işte
bundan ötürü
Nursaç okuyor
Mahnısı ıssızlığımla
yankıdaş
Nursaç okuyor
Beni de aşka getirip
ses kattırarak
Bergüzar Nefes-En Güzel Nefes
Nefes nefese iki şiir kitabı... Gazanfer Eryüksel yazmış birini... Kibele Yayınları’ndan çıkmış... Bir şiir kitabı düşününüz, içindeki 101 şiirin 100’ünün başlığı nefes... Ve adı da “Bergüzar Nefes”. Nefes, soluk anlamına da geliyor, Bektaşi ve Aleviler’in ileti ve öğretilerinin işlendiği şiirlere de deniyor. Eryüksel’in nefesleri bunları hem kapsıyor, hem aşıyor. Nefeslerinden bazılarının adlarını verirsem, şairimizin ne denli zengin bir nefes açılımı olduğunu anlatabilirim bir ölçüde. İşte onlar: kuytu nefes, yanık nefes, sürgün nefes, firak nefes, mecaz nefes, encam nefes, dem nefes, sim nefes, bîgâne nefes, hicran nefes, fi nefes...
Yaşam nefesten ibaretse ve ölüm nefesin bitmesi ise, şair sorgular bunu. Gazanfer Eryüksel bunu bir sürek avı haline getirmiş.
Özel imgelerle yazıyor şiirini Eryüksel, yeni sözcükler sokuyor şiir dolaşımına. Bu sözcüklerin kimisi yeni Öztürkçe sözcükler: eskil, göksel gibi; kimisi kadim, bergüzar, simkeş, neveser, neşide gibi...
“Mektup Nefes” şiirinden iki küme sunarak ayrılalım bu şairimizden:
“camda cemdi sözcükler/ey ağzı mühürlü kalbim/dayanır mı şişedir bu/açılır elbet bir gün/ipek tenli bir kumsalda/kim bulur, kim okur seni...
kararlıydı o sözcüğü okumada/ne yandan baksak ateş ve kül/tersten okuyalım istersek/camda cemdi yazı/ey ağzı mühürlü kalbim/uçuşurken ışığına/mavi tenli bir sonsuzda...”
Gelelim “En Güzel Nefes”e, o kitabın şairi de Selman Özdemir. Karina Kitap yayımlamış. Kitap “Ankara’da şiir yazar/İstanbul’da şair olur insan...” sunu-dizeleriyle başlıyor. Sonra bir şiirli özyaşam öyküsü. Çok hoş bir öykü “Kendi başına barış’tı/Kendi kendine her gün barışırdı/İstanbul’dan Ankara’ya trenle gitmek/En sevdiği varıştı”dizeleriyle biten.
Selman Özdemir’in şiirinde sevda, ironi ve yaşam sorgulamaları iç içe. Onun şiirinden de bir tutam örnekleyelim:
“Sen en güzel sebepsin/Sebepli sebepsiz her davanın/Hem başlangıç/Hem bitiş çizgisisin/Sen aslında en güzel nefessin/Yağmurda ıslanmış toprak kokusu/Sonbahar kırmızısı/Genze kaçmış deniz suyu/Portakal çiçeği/Beklediğin kap zili/Kimyada varoluş simgesi/En duygulu insan sesi/Başka şeylere bakınca/Sen Tanrı’nın sanat eserisin...”