Lütfü Kaleli'yle Türkçe daha işlek ve varsıl...

Yazar Lütfü Kaleli, kimsenin yapmadığı özgün ve ilginç bir Türkçe çalışması yapmış ve kitap haline getirmiş (Sözcük Üretkenliği ve Tümce Zenginliği/Berfin Yayınları).

"Anagram"la başlayalım anlatmaya bu kitabı. Anagram, aynı harfleri kullanarak ikinci sözcük üretilmesine deniyor Batı dillerinde. Kaleli, ABC'mizin 28 harfi ile yapmış bu türetim işini (Ğ hariç). Tam 45 sayfa. Kaç sözcük var saymaya gerek yok, sayfa belli, siz tahmin edin, ben bazı örnekler vereyim. A'dan başlayalım: Adam-Dama, Ağdalı-Dağıla, Akaryakıt-Karakayıt, Acıma, Amacı, Acıbadem-Edabacım,

C ile devam edelim: Canayakın-Canakıyan, Cemal-Mecal, Cadde-Ecdad.

J'den 1 tane olabilmiş: Jurnal-Rujlan

S ile olanlarsa pek çok, 3 sayfa, biz üç örnek verelim ondan da: Sanatçı-Çantası, Sanık-Sakın, Sapkın-Paksın.

Z ile bitirelim: Zahmet-Hazmet, Zeki-Ezik, Zengin-Genzin, Zile-İzle, Ziya-Zayi.

Ve kitabın en ilginç ve en çok sayfa tutan bölümü (130 sayfa), baş harfleri aynı olan sözcüklerle üretilen tümceler. Ben bunu şiirde yaptım, ne denli zor bir iş olduğunu, ne kadar çok emek istediğini bilirim. Lütfü Beğ'i bu bakımdan da yürekten kutluyorum.

Burada da yine A harfinden başlayıp örnekler verelim:

"Altıok açılımlarıyla amaçlarını açıklayan aydınlanmacıların atası alicenabımız aziz Atatürk'ün amirliğinde albayrağımızla akın akın alanlara akan, alkanlarını, alınterlerini akıtarak azimle Anadolu'muzu alan atalarımızın alevlendirdikleri ateşle aydınlanan abıhayatımız, abide-i hürriyetimiz anavatanımızı, asli abadımız anayurdumuzu araboralaştıran Arapçı, antidemokratik anarşistlerle, Anadolu'yu arpalıklarıymışçasına araklayan ağustosböceği aktörlere Anayasal açıdan ayaklanalım; Ata'nın anısıyla amaçlarına akışan akılcı, aydınlıkçı, Atatürkçü, Apaydın'ları, Akçura'ları, Atabek'leri, Abdülbaki'lerle Abasıyanıkları alabildiğine arkalayalım."

M ile devam edelim:

"Modernleşmenin mimarı muzaffer mürşidimiz Mustafakemal, memleketimizdeki mantıkları muhakemesiz mürteci muhafazakârlardan muzdaripleşip mazlumlaşan milletimize muasır medeniyete meyletmelerini marş marşlamıştı.

Muasır medeniyete meyleden milletler, mucizevi mucitlikleriyle mükemmelleşerek müreffehleşip modernleşiyorken, medeniyete meyletmeyenler mankafalıklarıyla mallaşıyorlardı."

S ile bitirelim:

"Sömürüye sapmayan, sefilleri soymayan, soya sopa sövmeyen saygın siyasetçilere sonsuz saygılarımı samimiyetle sunarken, sessiz sedasız, sinsice sanayii satıp savarak servet sahiplenen, söğüşleme sevdalısı sapkın siyasetçilere de söyleyeceklerimi söylerim."

Kitapta sonu "YON"la biten yabancı sözcüklerin de uzun bir listesi var ve bu liste bizim utancımız aslında. O sözcüklere de birkaç örnek verelim: Balkanizasyon, Barkovizyon, Federasyon, Halüsinasyon, İspiyon, Eşantiyon, Telekomünikasyon, Varyasyon...

Ve farklı anlamlara gelen aynı sözcüklerle tümceler... Onları da örneklemiş Lütfü Kaleli:

"Acı patlıcanı kırağı çalmaz", "Yoksula acı, yardım et"

"Az ekmek karın doyurmaz", "Az sonra gelir Hasan"

"Ali sersem değil", "Odaya halı sersem iyi olur"

"Çakmak ile yaktı evi", "Çivi çakmak ustalık ister"

"Arı bal yapan ustadır", "Yüreğiniz arı, duru, temiz olmalı"

Türkçeyi ses bayrağı bilen herkese tavsiye ediyorum bu kitabı...

Yazarın Diğer Yazıları