Leşlerin birleşmesinden...
Bir leş, bir başka leşe, “birleş” dedi. Bir leş, bir leş daha “birleş” oldu böylece...
Leşler irade beyan edip konuşur mu ki? Şairin “Hayat süren leşler” indenseler, yalnız irade değil, böyyük ve parlak fikirler de beyan ederler ve konuşurlar; hemi de kürsülerden, hemi de yırtınırcasına, hemi de yandaşlarından “gaz” ve “poh poh” alaraktan...
Peki bu leşler neyin üzerinde sözü bir ettiler? Neyin olacak, bir “garibe” üzerinde.
Başka leşler de “Biz de... Biz de...” deyu, bu birleşmeye özel leş kokularıyla katıldılar.
Basınsal leşler durur mu? Kıçına bakmayıp Hasan Dağına oduna gidercesine, nicesi soyundu siyaset mühendisliğine, akıldâne, taktikdâne, leş-i şâhâne kesildiler. Bazı çaptan düşmüşlerse, bize de buradan bir şeyler düşer belki, usta gazeteci pozlarında tüneriz 864 rakıma, diye, darı ambarı düşlemeye, bu düşlerine taş atanlara küfür atmaya koyuldular.
Ve bozuk Türkçeli, bozuk ağızlı, cinsi bozuk amigolar... Onlar bu birleşmenin leş kargalarıydılar.
Sonra o üzerinde birleşilen leşe makyajlar başladı... Kokusu giderildi özel kara kedi esansıyla... Giderildi ya, bütün bunlara inanmayanlar, ciddiye almayanlar, gülüp geçenler vardı... Önlem alındı heman bu münafıklara karşı: “Bundan kellim, leşe leş denmeyecek” dendi.
“Lavaş” dendi o günden sonra, rumuzlu olaraktan ol yasağı delmek kasdıyla...
Vay vay vay, yahu neymiş bu lavaş?.. Her şeymiş meğer... Nerde aş orada baş, kim neyim diyorsa, onlara yoldaş...
Rakiplerinin biri keş, öteki serkeş... Bunu tutanlarsa hâlâ “Patlat dokuz kişiye bir gazoz” keyfinde...
Ve sonuç?.. Yaşadığınız, gördüğünüz gibi canım işte...
(Bu satırlar 7 Ağustos 2014’te yazıldı ve gazeteye gönderildi)
EY OĞUL YAZICI OLURSAN
Özdemir İnce’nin, yazıcı olacaklara (ve yazıcılardan medet umacaklara bence) “bizden, çağcıl, özgün, iletili ve içerikli” öğütleri var bu şiirde, sunayım da, ülkemin çocukları bundan böyle leşlere meyletmesinler:
Ey oğul bir gün
yazıcı olursan
gözü gözünde yüreği
yüreğinde eli elinde
inancın tadını söyle
ülkemin çocuklarına
Ey oğul bir gün
yazıcı olursan
kuşkunun birikmenin
ve beklemenin
yazıcısı sakın masal
anlatma ülkemin
çocuklarına
Zaman akıp gitmekte
dağ taş değişmekte
dir demir pas
lanmak ta temel
çürümektedir al
kalemi bildiğin
en gerçek sözü yaz
İşte ateş tuğlası
ağaçlar kökleri
işte ayağımızın buka
ğısı sırtımızdaki han
çer yazılmamış şiir
isimsiz kapalı kitap
Erkeklerimiz var
elmanın bir yarısı
biraz sabır biraz öfke
biraz sarmaşık
sorusu sorulmamış
yanıt boynu Pir Sul
tan Ey oğul bir gün
yazıcı olursan
sesini sev sevgini
çoğalt yüreğini aç
onu güzel ölüyü
anlat ülkemin
çocuklarına