Latife Hanım ve İzmir
Gazeteciler, bürokratlar ve askerlerin en büyük fantezisi emekli olunca Ege kıyılarına yerleşmektir. Gazetecilerin çoğu emekli olamıyor. Bu meslekte emekli olmak ile bitkisel hayata girmek arasında fark olmadığı için Ege kıyılarında kısa tatillerle yetinmek zorundalar. Ancak bürokratlar ve askerlerin çoğunun İzmir'e yerleşme heyecanlarını şimdi daha iyi anladım. Ege'nin ve İzmir'in insanı o kadar samimi ve sevimli ki orada yaşamak o güzel insanlarla aynı havayı solumak, sosyal hayatı paylaşmak gerçekten ayrıcalıklı. Davet aldıkça gitmekten haz duyduğum İzmir'e bu defa "Latife Hanım Grubu" çağırdı. Kumpas davalarının en başında tavır koyup 'Vardiya Bizde Platformu' ile her fırsatta tutuklu askerlerin sesini duyurmak için çabalayan her birinin yüreğinde vatan sevgisi çarpan bu münevverlere hayır demek mümkün değildi. Silivri önlerine, mahkeme salonlarına gelerek haksızlığa baş kaldıran bu soylu insanlarla geçtiğimiz hafta bir araya gelmenin hazzını yaşadım. Ankara Sakarya Meydanı'nda başlatılan 'Sessiz Çığlık' eylemleri, başta İzmir ve İstanbul olmak üzere bazı kentlerde son tutuklu asker tahliye olana kadar devam ediyor. Uçaktan iner inmez Konak'taki 'Sessiz Çığlık' eyleminde Yüzbaşı Murat Eren ve TSK'daki tasfiyeleri anlatmaya çalıştım. Ertesi gün eski milletvekilleri, emekli askerler, gönüllü kuruluşların temsilcileri, sanatçı ve eğitimcilerle fikir uçuşmaları gerçekleştirerek, ülkemizdeki endişe verici gelişmeleri ve çözüm önerilerini konuştuk. Baştan sona samimiyet ve inanç hâkimdi. Grubun adı 'Latife Hanım' ancak sadece kadınlardan oluşmuyor. İlk defa erkeklerle kadınların eşit temsil edilişi mutlu etti hepimizi.
***
Sadece İstanbul ve Ankara merkezli başında "millî" bulunan 8-10 grubun iyi niyetli çalışmalarından haberdarız ve omuz vermeye çalışıyoruz. Türkiye'nin bir çok kentinde "Müdafa-i Hukuk Cemiyetleri" gibi çoğalan ancak henüz bir çatı altında toplanamayan bu güzel insanların gerçek anlamda vatansever bir "Lider" arayışı içinde olduğunu hissettim. Bir çoğu ideolojik dogmaları yenmiş, siyasettten öte ülke bütünlüğünü düşünüp imkansız gibi görünen bir arada olup tek çatı altında birleşmeyi arzu ediyor. Ve bu konuda zamanın kalmadığında hem fikirler. Bu sütunlardan isimlerini ayrı ayrı zikredemeyeceğim bir birinden değerli şahıslar dikkat çekici bir merkez oluşturabilirse Anadolu'da yanmakta olan çoban ateşleri birleşerek ülkemize çöken karanlığı aydınlığa eriştirebilir. İzmir'imizin tatlı imbatındaki doyumsuz sohbet dönüp dolaşıp CHP ve MHP'nin bugünkü umutsuz durumuna geldi. Cumhuriyeti kuran iradenin partilerinin nasıl kurtulacağına dair umutsuz polemiğe girmektense, irili ufaklı gruplar ile önder isimlerin sanal alemde kurulacak ortak platformda öncelikle bir araya gelmeleri için ortak karar alındı. Önümüzdeki günlerde oluşacak internet sitesi ile yapılacak çağrıların mutlaka yankı bulacağına inanıyorum. Bireysel hesaplar, şahsi kaprisler bir kenara bırakılmalı. "O varsa ben yokum" zihniyetinden kurtularak atılacak küçük adımların, büyük mesafelerin aşılmasını sağlayacağından şüphemiz yok.
Bu arada güzel Kordon akşamı ile İzmir'in cennet köşeleri Bozdoğan ve Karaburun ile tanışıp bu güzel koylara sevdalanmama sebep olan dostlara da teşekkür ediyorum.
Ve bir çift söz de Gazeteciler Cemiyeti'ne. Buralarda bir sosyal tesis kurup çalışanların tatil yapmasını sağlarken turizme katkı sağlamak gibi bir girişimde bulunulsa kıyamet mi kopar.