Kuzey Irak Sürprizi ve "MURO"
Toplumu yönlendirmekle görevli ince (!) diplomatların kirli bilgileriyle karşı karşıyayız. Türkiye’nin yeni siyasi açılımlarından tutun da burnumuzun dibindeki dış olaylara kadar hepsinde kendilerine göre sihirli bir kelime buldular. Şu günlerde manşetlerden düşmeyen sihirli kelimenin adına “Sürpriz Gelişme” diyorlar. Oysa söz konusu sürprizin zemini aylar hatta yıllar öncesinde hazırlanıp servis ediliyor.
Servis deyimini dilerseniz birazcık açalım. Türkiye sınırları içinde ya da kapsama alanındaki yapılması gerekenleri okyanus ötesinden kurgulayanlar sınırın içindeki tepkileri öğrenip, devamındaki gaz alma operasyonu için beyaz eldivenli garsonlar yerine memlekette rüzgâra göre hareket eden basına yaptırıyorlar servisi.
Çuval olayından tutun da Kerkük ve Irak’ın kuzeyiyle ilgili hassas konularda kimin nasıl nerede, niçin, ne zaman tepki gösterip de hangi yöntemle dindirilebileceğini tespit edenlerin, sosyolojik anlamda genetik şifremizi çözdüklerini yıllar önce ifade etmiştim. Nitekim çuvalın intikamını sanal ortamda yani sinemada almanın dayanılmaz hafifliğini hissetmişti necip milletimin bazı fertleri...
Kurtlar Vadisi’ndeki Muro tiplemesine hayran kitlesi yaratmak ile aynı anda Irak’ın kuzeyiyle sözde barış görüşmelerinin zarif bir psikolojik harekât olduğunu söylemek komplo teorisyenliği midir?
Dilerseniz uzatılan havuca, yani sürpriz gelişmelere dönelim.
Her fırsatta Türkiye aleyhinde çemkiren, senelerdir terör örgütüne destek veren ağaların birdenbire uysallaşması ve yeniden “Özal’ın büyük projesi”nin gündeme gelmesi tesadüf müdür? Diplomaside tesadüfün olmadığını bilenler böylesi ortamda “sürpriz gelişme” deyimini gündeme getirip, hafızaları yoklamadan toplumu yönlendirme görevini itina ile yerine getirirler.
“Barzani DTP’lileri kabul etmedi. Kuzey Irak’taki Kürtler Türkiye ile birleşmek istiyor. Kerkük referandumu iptal edildi. PKK’da iç çatışma. Cemil Bayık kaçtı... 1650 terörist silah bıraktı...” başlıklı haberlerle hazırlanan zeminin altında ABD’nin birkaç yıldır dayattığı “siyasi çözüm ve af” yok da ne var?
Sürpriz ne olmalı?
Diplomasi masasına konan argümanlar arasında Kerkük de var tabii... Türkiye’nin birinci öncelikleri arasında olan Kerkük konusunda Türkmen’in yine adı yok. Dayatılanlara göre Mendele’den Telafer’e kadar uzanan Türkmeneli coğrafyası dağıtılıyor. Kerkük’te referandumun ertelenmesi karşılığında Sincar, Telafer ve Altınköprü gibi yolların kavşakları sözde Kürt yönetimine verilecek, hatta Suriye ile bağlantı kurmaları sağlanacak. Yani Azerbaycan ile Nahcivan arasındaki geçişin Ermenilere bırakılması gibi bir şey. Dolayısıyla sorunlu bölgede yüz yıl sürecek çatışma ortamı...
Geçtiğimiz hafta satranç masasına oturacakların kimliğinin önemli olduğunu vurgulayarak, son kullanma tarihi geçenlerin buna hakkı olmadığını ifade etmiştim. Ama giderayak düz ovaya indirme taktiğiyle teröriste affı gerçekleştirmek için didindiklerine de tanık oluyoruz.
Dönelim Kurtlar Vadisi’ne... Madem toplumu yönlendirmekle ilgili görev(!)i ifa ediyorlar. Öyle ise Muro’nun yanına niçin Türkmen davasıyla bütünleşmiş bir karakter konmuyor? Tarafsızlığın, milliliğin göstergesini kanıtlamak isteyenler samimiyetlerini sergilesinler de görelim. Alın size teklif; trafik kazası adındaki suikastte şehid olan Mustafa Kemal Yaygılı’yı hatırlayın da inanalım.
Sözün özü a dostlar:
Kuzey Irak ile Ankara arasında başlayan yeni süreçte adına sürpriz denen kavşakta yollar Türkmeneli’ne çıkmıyorsa yazıklar olsun.