Kurumlar arası kaos!
Türkiye’de akla gelmeyenler başa geliyor. Olmaması gerekenler oluyor. İnsanlar, gözlerine inanamayacakları olaylara şahit oluyor. Kısacası Türkiye, olağan üstülüğü olağan yaşıyor.
Son on beşgün içinde meydana gelen olayları bir hatırlayalım: Bir süre önce 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk, şüpheli sıfatıyla ifade vermeye çağrıldı. Ardından da Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Kadir Sağdıç ile Foça Çıkarma Gemileri Komutanı Tuğamiral M. Fatih Ilgar, İzmir’de “gayri Müslimlere karşı suikast yapacak timleri yöneten kurulun üyeleri olmak” suçlamasıyla 7.5 saat 270 sayfa ifade verdiler. Bu arada Genelkurmay Başkanı, intihar eden Albayın arkasından yaptığı konuşmada “insaf yahu” dedi. Deniz Kuvvetleri Komutanı ise “Biz canavar mıyız” diye yakınarak olanı biteni “milletimize şikayet ediyorum” dedi.
İktidar yargıya karşı!
Son iki gün içinde ise Erzurum-Erzincan hattında skandal gelişmeler yaşandı. Bu gelişmeler ve neden olduğu yargı krizi çok fazla şaşırtmadı. Ancak bu gelişmeler İktidar-Yargı, İktidar-TSK, İktidar-Muhalefet ilişkilerinde gerçek bir kırılmayı meydana getirmiştir. Bir anlamda bardağı taşıran son damla Erzincan Cumhuriyet Başsavcısına uygulanan muamele olmuştur. Yirmi dört saat içinde bu konuda olaylar şöyle gelişti: Özel Yetkili Erzurum Savcısı, İsmail Ağa, Gülen, Menzil Cemaatleriyle ilgili soruşturma yapan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı’nın makamını ve evini bastırıp, “terör örgütü üyesi olmak, tehdit ve iftira” suçlarından önce göz altına alıyor sonra da Başsavcı Mahkeme tarafından tutuklanıyor.
Gelişme yargı çevrelerinde şok etkisi yaratıyor. HSYK toplanıyor ve Erzurum özel yetkili Başsavcı vekili Tarık Gür, Cumhuriyet savcıları Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı ve Osman Şanal’ın yetkilerini kaldırıyor. Bu 4 savcı ve Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş ile diğer ilgililer hakkında ise suç duyurusunda bulunuyor. Bu arada HSYK, görevden alınan savcıların yerine yeni atama yapmasını Adalet Bakanlığı Müsteşarı katılmadığı için yapamıyor. İktidar ile yargı arasında alabildiğine taktik savaşları sürüyor.
Saflar belirginleşti!
Gelişmelerin ardından Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker “HSYK’nın kararlarının hukuka uygun olduğuna karar verdik” diyor ve ardından da “HSYK’nın aldığı kararın da takipçisi olacağız” diye ekliyor. Danıştay Başkanı Mustafa Birden de yazılı bir açıklama yaparak, “HSYK’ya olan güvenimiz tamdır” dedi. YARSAV başkanı da Erzincan Cumhuriyet Başsavcısına yapılan muamelenin kabul edilemez olduğu anlamına gelen türden açıklamalarda bulundu. Bu arada Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Erzincan-Erzurum-Habur üçgeninde yargıya yönelik müdahele olup olmadığını incelediği haberleri medyaya düştü.
Kılıçlar çekildi!
İktidar ve yargı karşılıklı bir biçimde kılıçları çekmiş durumdalar. Taraflar karşılıklı olarak birbirlerini “bağımsız yargıya müdahale” etmekle suçladılar. İktidar “yargı darbesinden”, yargı ise hukuka yönelik “siyasi darbeden” söz ediyor. Yine her iki taraf da birbirlerine yönelik olarak “meşruiyet” suçlaması yapıyor. Kısacası olaya nereden bakılırsa bakılsın elle tutulacak bir yanı olmadığı görülür.
Erkler arasındaki çekişme giderek çatışmaya dönüşmüş durumdadır. Tarafların bundan sonra makul bir çizgide bulaşacağını düşünmek mümkün değildir. Olaylar iktidarın Türkiye’yi taşıyamadığının açık kanıtıdır. İktidar, demokratik sistemi daha fazla zorlarsa aklına getirmek istemediği sonuçlarla yüz yüze gelmesi kaçınılmazdır. AKP iktidarı için tek çıkar yol makul bir sürede seçime gitmektir.