Kurt kapanında yol ayrımı
AKP’nin içinde doğması beklenen bir çatlaktan yeni siyasi çizgi belirlenmesi bana göre acziyetin göstergesidir. Fakat Türkiye’nin en büyük sorunu olan muhalefet boşluğu yeni yol arayışlarını bu yönde tetikliyor. Hükümette bakan revizyonu dahil, bakan ve bürokratların istifalarının beklendiği Ankara, Tayyip Erdoğan’ın yurda dönüşüne kilitlenmiş durumda. RP’nin Beyoğlu İçe Başkanlığı, İstanbul İl Başkanlığı, Belediye Reisliği ve Başbakanlık sürecini iyi bilip, öfke kontrolünü kaybettiğine tanık olanlar Erdoğan’ın gelişi ile beraber çok sert açıklamalar bekliyor. Bir dönem uçaktaki koltukları merkez medya ve diğerleri ile de paylaşıp, neo-liberallerin desteğini arkasına alan Erdoğan, eski çekirdek ekibine geri dönüş yaptı. Sözde gazetecilerle uçakta verdiği poza yeniden bakalım. Sağ başında Deniz Feneri yolsuzluğunun bir numaralarından, RTÜK eski Başkanı Zahit Akman var. Kadim dostu Akit, yürüyüşe beraber başladığı Yeni Şafak, havuza dahil ettiği Akşam, Star... Merkez olarak bilinenden ise Fikret Bila. Bila ile merkeze diğerleri ile parti tabanına mesaj gönderiyor. Gazetelere, internete yansıyanlara bakmayın siz. Heyette olan iki kadın gazetecinin yanında bile ağza alınmayacak küfürler savurduğu başkent kulislerine yansıdı bile. “Sır küpümüz” yerine “sır küpüm” dediği Hakan Fidan’a ne kadar öfkeli, hiç aklında bulunmadığı halde partisini emanet ettiği Ahmet Davutoğlu’na ne kadar güveniyor belli olacak. Erdoğan’ı hırsını, öfkesini, desiselerini bilenlerin ilginç bir tespiti var ki ben de inanıyorum. Neticede kendisinin hedefte olduğunu vehmetmeye kapıldığı anda elleriyle kurduğu AKP’yi bir gecede tasfiye edip yenisini kurmaktan geri durmaz. Karşıtlarının stratejisini iyi okuyamaz. Erdoğan’ın “C” sandığı plan karşıtları için “A” dır. Pervasızdır ama bu defa işi zor. Görevden ayrıldığı günden bu yana Huber Köşkü’nde tadilat bahanesiyle ikamete devam eden Abdullah Gül’ün “yakında boşaltıp yeni eve geçeceğim” açıklamasına inanmıyorum. Bir kaç ay değil, duruma göre bir kaç yıl daha uzatacaktır. Gül halen “krizi çözen adam” edalarıyla bekleyişini sürdürüyor. Kendi aday olma yerine büyük umutlarla aday ilan edilmesini istiyor. Gerçekleşmesi zor görünen bu ihtimal bile Erdoğan’ın öfkesinin katmerleşme sebeplerinden biri. “Benim ve ailemin hayatı tehlikede” diyen Erdoğan o ünlü “van mınüt” çıkışında olduğu gibi “Canıma kast ediyorlar” çığlıkları ile gece yarısı meydanlara inip, kendisi sonrası planları bozmak için taarruza geçebilir. “Bazı şeyler vaat edilmiş olabilir” dediği Hakan Fidan’ı “Brütüs” ilan etme ihtimali de var. Ama Fidan’ın eli sağlam. Öyle ya “sır küpü” ...
Üçüncü dönem kuralına takılan 70’den fazla isimden fire verecek olsa da partiyi yeniden şekillendirecek güce sahip. Muhalefet partileri seçim öncesi liste krizi yaşarken inisiyatifi ele geçirme ihtimali yüksek. Dedik ya Ankara, Erdoğan’ın dönüşüyle fırtınalı bir hava yaşayabilir. İneceği havalimanının adı bile Esenboğa... Bakalım kaç çatı uçup, kaç minare yıkılacak? Ağaçları kökünden sökecek şiddetteki rüzgârda ayakta kalan ağaçların dalları da kopmuş olabilir. Biat kültürüne sahip olanlar için “bunda bile hayır vardır” teslimiyeti önceliklidir. Ama “kurt kapanı” na düşen Erdoğan için “yol ayrımı” kaçınılmazdır. Çok can yanacak çook... Umarız kan akmaz...