Kriz derinleşti
Türkiye 2000 yılında sabit kur rejimi uyguladı. Kur artışlarını hedef TÜFE olan yüzde 20 kadar artırdı. Ama TÜFE hedeften daha yüksek yüzde 39''a çıkınca, serbest piyasada kur patladı.
O zamanki sabit kur politikası, bir bakıma sigorta işlevi gördü. Kur şoku ile kriz yaşandı. Ama istikrar programı ile Türkiye bir yılda krizden çıktı.
Dalgalı kur politikası ani krizler yaratmaz. Ama krizi kronikleştirir ve ömrünü uzatır. Türkiye önce dalgalı kur tuzağına düştü. Sonra siyasetin finansmanı için kur artışı hedefli eksi reel faiz tuzağına düştü.
Adına heterodoks politika deniliyor… Ama heterodoks politikalar kısa vadeli şok önlemlere dayanır. Söz gelimi kamu fiyatlarını kısa dönem için sabit tutmak gerekir. Ama bizim hükümet elektrik ve doğal gazda enflasyonun iki-üç katı fiyat artışı yaptı. Sektör temsilcileri sanayide kullanılan elektrik ve doğalgaz fiyatlarında yüzde 50 artışın, giyimde maliyetleri yüzde 20, otomotivde yüzde 15 artıracağını açıkladı.
Yine, heterodoks politikalarda, kurlar da geçici bir süre itibariyle dondurulur. Dalgalı kur sistemi, heterodoks politikalara terstir.
Bu tür yanlı ve yanlışlar, TL krizini derinleştirdi ve Türkiye''yi enflasyonu da içinden çıkılmaz bir sona getirdi.
*2002 sonunda dolar 1,600 lira idi. 2022 Ağustos ortalaması 18,20 lira oldu. Artış oranı yüzde 1127''dir.
*2002 yıllık tüketici fiyatları yüzde 29,7 iken 2022 Ağustos''ta yüzde 80,21 oldu.
*2002 yıllık toptan eşya fiyatları endeksi (TEFE-Benzeri Yİ-ÜFE ) o gün yüzde 30,8 iken, Ağustos ayında 143,75 oldu.
Enflasyondan daha çok kaybedenler;
Ağustos''ta TÜFE''nin 80,21 olmasına karşılık 12 aylık ortalama TÜFE oranı yüzde 54,69 oldu. İşyeri kira artışları yasal olarak 12 aylık TÜFE kadar artırılıyor. Bu durumda işyeri sahipleri kaybetti, işyeri kiracıları kazandı.
Konut kira artışları yüzde 25 ile sınırlı olduğu için, kiracılar kazandı. Ev sahipleri kaybetti.
Gıda fiyatları yıllık TÜFE''den daha fazla, yüzde 90,25 arttı. TÜİK Ağustos ay için TÜFE sepetinde zengin-fakir ortalaması olarak gıdanın payını yüzde 25,32 almış. Gerçekte çalışan ve yoksul kesimin harcama sepeti içinde gıdanın payı yüzde 40 ve üstündedir.
Eğer gıdanın payını yüzde 40 alırsak, Ağustos ayı TÜFE oranı 93,51 oluyor. Maaş ve ücretleri de bir geçinme endeksi hazırlayarak yüzde 93,51 oranında artırmak gerekiyor.
Mevcut durumda işçi ve memur kaybediyor. Yoksul kesim enflasyondan daha fazla etkileniyor.
Hükümetin yıl sonu yüzde 65 TÜFE hedefi tutar mı?
Yİ-ÜFE yüzde 143,75, TÜFE yüzde 80,21 daha yüksektir. Yİ-ÜFE maliyet artışlarını gösteriyor. Daha yüksek maliyet artışı firma ütünde kalırsa, firmalar iflas eder. Bu artışlar perakendeye yansıyacak ve bu nedenle TÜFE oranı artacaktır.
Yanlı ve yanlış politikalar, bizi faiz-kur-enflasyon tuzağına düşürdü. Eksi reel faiz kur artışına neden oluyor, kur arttıkça enflasyon da artıyor. Zira üretim ithal girdiye bağımlıdır.
Hükümetin bir istikrar programı yoktur.
Krizde en riskli iki gösterge, fiyat istikrarının bozulması ve kur riskidir. Bir istikrar programı olmazsa, güven sorunu artar. Ekonomi yönetiminin sorunun farkında olmadığı veya çözemeyeceği şeklinde algı oluşur. Enflasyon artar.
Türkiye''de olan da budur. Hükümet 3 yıllık orta vadeli program açıkladı ve fakat bu program yalnızca hükümetin bir temennisidir.
2001 yılında Türkiye''de enflasyon, güçlü ekonomiye geçiş programı ile düşürüldü. Bugün benzer bir program veya çözüm arayışı yoktur. Bu nedenle yıl sonu hedefi olan yüzde 65 oranı tutmaz ve dahası hiper enflasyon riski yüksektir.