Kolpacı siyaset!..

Amerikan Büyükelçisi Ricciardone, Ankara’da ABD Büyükelçiliğinin yanı başındaki gazeteci temsilcilerini ağırlamış. Onlarla sohbet edip, tavsiyelerde bulunmuş, bir de gazete sayfalarında okuduğunuz görünür(!) demecini vermiş.
Baştan uyarayım!..
Yazılanları değil yazılmayanları takip edin.
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün terör örgütü PKK tarafından kaçırılmasına Ricciardone ‘aptalca’ diyip görüş buyurmuş!..
Sonra ne demiş?
“Tam müzakereler iyi gidiyor derken ya bir kaçırma işlemi gerçekleşiyor ya birileri bir eylem yapıyor. “
(Gazete sayfalarından öyle görünüyor ki; bu sözleri bazı gazeteci arkadaşlarımız her nedense ya hiç görmemiş ya da kenarından geçmiş. Bir de “Bu müzakereler nedir? Nerede ve kimler tarafından nasıl sürdürülüyor” diye soran da
olmamış.)
Evet!..
“Tam müzakereler iyi gidiyor derken...
Bir kez daha ABD sefirinin ağzından bilgilendirildik. Yalandan konuşuyor ve şikayet ediyor gibi görüntü veriyor ama bu arada ustaca gerekli bilgilendirmeyi de yapıyor.
Şimdi anladınız mı?..
AKP büyüklerinden (!) Hüseyin Çelik’in, “Birkaç Mehmet öldü diye Meclis’i toplayamayız” sözlerinin ne manaya geldiğini..
Meğerse, dertleri müzakere sürecini baltalamamakmış!...
Bana kalırsa bu seferki müzakereler Oslo’nun çok çok ilerisinde ve daha kapsamlı. ABD sefiri her zamanki rutin görevini yapıyor. Başta da söylediğim gibi yazılanları çok önemsemeyin. Ricciardone’nin “Bunları yazmayın. Bundan sonra gelişmeleri bu açıdan takip edin” talimatları çerçevesinde önümüzde gelişen olayları daha da dikkatle takip edin.
Bu işleri yakından bilen deneyimli bir gazeteci olarak derim ki;
ABD’nin Irak işgali öncesinde o zamanki Amerikan sefirinin demeçlerine bakın. Sonucun tam tersi (ABD, Irak’ın toprak bütünlüğünün bozulmamasını istiyor vb..) olduğunu göreceksiniz. Bu seferkinin yer ve şahıs isimleri değişik. Hepsi o
kadar!..
CHP’li Hüseyin Aygün’ün kaçırılması olayının öncesi ve sonrasına gelince;
Bu da kolpacı siyasetin bir ürünü. Çok güzel tezgahlanmış bir beşinci kol faaliyeti..
“Herkesi aptal sanıyoruz”sisteminin çok güzel bir örneği.
Halk arasında derler ya!..
“Yerseniz yoğurt, içerseniz ayran.”
Ne yeriz ne de içeriz ve hatta gargara bile yapmayız...
Salı günü Ankara’da olmadığım için CHP Meclis grubunun basına kapalı yaptığı toplantıda neler olduğunu muhabir arkadaşım Refika Karabacak’a sordum. Gazeteciler yokken, Hüseyin Aygün olayına (o saatlerde Aygün bırakılmamıştı) nasıl tepki verildiğini merak ettim. Refika, “abi, grupta ağırlıklı olarak Suriye konuşulmuş. Aygün ile ilgili birkaç bir şey söylenmiş ama tepkiler sert değilmiş” dedi.
Anlaşılan o ki;
CHP’de de  “yemezler”diyenlerin sayısı bir hayli fazla ama ortaya çıkamıyorlar. Refika, bir de Aygün’ün kaçırıldığı gün CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ile yaptığı konuşmayı anlattı. Kamer Genç’in söylediklerini aynen aktarıyorum;
“30 senedir bölgede sıkıntı vardı. Bu tam anlamda PKK ve AKP’nin müşterek işbirliği. Bir iki gün önce de bölgede bildiri yayınlıyor. ’CHP hain partidir istifa edin’şeklinde. Hüseyin Aygün’ün dile getirdiği konuların hepsini ben çok önceden dile getirdim, kanun tekliflerini verdim, araştırma önergelerini verdim ama hiç biri basında yer almadı.  Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gizli desteği ile biraz böyle oldu. Şimdi tabii her şeyden önce arkadaşımızın kurtulması önemli. Kabul etmek mümkün değil.”
Bu satırları yazarken, aklıma birden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte olduğumuz iftar yemeği geldi. Kılıçdaroğlu, partisinin Kürt açılımının akamete uğramadığını söyleyip, yeni bir açılım daha yapacaklarını kaydetmişti. Kılıçdaroğlu’na en yeni açılımın hususlarını ısrarla sormuştuk. O da en ufak bir ipucu vermemişti.
Ne diyelim?..
Haydi Allah’tan hayırlısı!..

Yazarın Diğer Yazıları