Kolay değil ama Türkiye başaracak

Halktan gelen tepkilere bakarsak, 14 Mayıs seçimlerine siyasi partilerden daha çok halkın el koyduğu anlaşılıyor. Türkiye her sıkıştığı zaman çıkış yolu bulmuştur. Bu seçimlerde de halkın iktidar değişikliği talebi yaşamakta olduğumuz, siyasi, sosyal, demokratik ve hukuki sorunlardan çıkış yolu olacaktır.

Ekonomik sorunların başında enflasyon geliyor. Enflasyonla mücadelenin en etkin yolu faizleri artırmaktır. ABD, Avrupa ve Dünya yüzde 10 ve altında olmasına rağmen, enflasyonu düşürmek için faizleri artırdı ve başarılı oldular.

2018 yılında kur şoku ile TÜFE oranı Eylül -Ekim ayında yüzde 25 ''yükseldi. MB''da faizleri yüzde 24''e çıkardı. 2019 Eylül ayında TÜFE oranı yüzde 9''a geriledi. Sonrasında MB''da faizleri düşürdü.

Reel faiz politikası ile birlikte bütçenin etkin kullanılması, yatırımların teşviki ve mal arzının artırılması gibi iktisat ve maliye politikası araçları ile birlikte kullanılırsa, enflasyon önlenir.

Ücret -fiyat dengesizliği ve yoksullaşma; TÜFE''nin doğru gösterilmesi ve çalışanlara büyümeden pay verilmesi ile sabit gelirler artacaktır. Güven sorunu ortadan kalkacak, yatırımların önü açılacak ve işsizlik azalacaktır.

Kamuda ve Cumhurbaşkanlığı şatafat harcamaları ortadan kalkacak ve bunların satışı yoluyla gelen kaynaklar yatırımlara aktarılacaktır.

Bütçe içinde yatırımın payı artacak, devlet para dağıtmak yerine yatırım yaparak iş dağıtacaktır.

İşsizliğin azalması, yoksulluğun azalması demektir.

Kamu özel iş birliği yatırımları yoluyla halktan bir kısım müteahhide kaynak aktarma duracak, vergi mükelleflerin vergilerinin kur korumalı mevduat yoluyla dolar zenginlerine aktarılması sona erecektir. Vergi verenler devletten hizmet alacak ve sosyal refah artacaktır.

Cari açık ve dış borçlarda temerrüt riski ortadan kalkacaktır.

Cari açığı kaldırmak zannedildiği gibi yapısal değil ve önlenmesi de zor değildir.

2022 yılında Türkiye''nin Rusya ve Çin''e karşı verdiği dış ticaret açığı 81 milyar dolardır. Bu açık toplam dış ticaret açığımızın yüzde 80''idir.

Rusya''dan ithalatımız içinde gaz ve petrolün oranı yüzde 40 dolayındadır. Bu iki ülkede de dış ticarette yolsuzluk yüksektir. Ayrıca bu iki ülke ithalatımız içinde yatırım malı ve teknoloji ithalatı çok düşüktür. Yapılması gereken;

* Bu iki ülke ithalatına hakim olan ithalat kartelini kaldırır, uluslar arası mevzuata uygun kota ve vergi uygularsak,

* İthal girdiyi teşvik eder ve gerekirse bu girdiyi devlet üretirse;

Rusya ve Çin''e olan dış ticaret açığımız yüzde 60 azalır ve zaten o zamanda cari açığımız kalmaz.

Dış borçlarda Türkiye''yi zora sokan, cari açık ve yurt dışı tahvillerde sigorta risk primini gösteren CDS oranlarının yüksek olmasıdır. Kılıçdaroğlu''nun aday gösterildiği gün, CDS oranları düştü. İktidar değişirse CDS oranları 500 dolayından eskisi gibi 200 baz puan altına iner.

Ayrıca iktidar değişirse, yeniden güven oluşacak ve Türkiye ye doğrudan yabancı yatım sermayesi ve portföy yatırımları gelecektir. Bu durumda döviz arzı artacak ve kur artışları frenlenecektir. Hem enflasyon düşecek, hem de döviz ihtiyacı azalacaktır.

Ekonomik istikrarın alt yapısı, demokrasi, hukukun üstünlüğü, kurumsal devlettir. Başkanlık sisteminden sonra devlet parti devleti oldu. Parlamenter sisteme dönüş ile, tek adama dayanan otokrasi kalkacak, altılı masanın taahhüdü gereği yargı bağımsız olacak, devlette liyakata dayalı kurumsal yapı kazanacaktır.

Bu kapsamda temelde iktisat politikalarında değişiklik yaparak, devlet- piyasa optimum dengesini sağlamak ve planlama yapmak gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları