Kırmızılı Kadın

Sadece gazete manşetleri üzerine bile bir külliyat çıkar bugün aslında... Ama bir gün daha bekleyelim; bakalım iki farklı siyasi partinin iki farklı niyetle aynı şehirde ardı ardına yaptığı mitingleri nasıl görecek medya.

***

Dolayısıyla ben, Anadolu yollarında dolanmaya devam ederken bugünlük sizi Hadımköy’den, Balyoz Davası’nda 18 yıla mahkum edilen Nihat Altunbulak’ın mektubuyla baş başa bırakayım:
“Ben Asrın İftirası Balyoz Davası’ndan hakkında 18 yıl hüküm verilmiş Hadımköy Askeri Ceza ve Tutukevi’nde ikamet eden Deniz Kurmay Albay Nihat Altunbulak’ım. Gezi Parkı’nda alevlenen kıvılcım ile ülkemizin geldiği bugünkü durumda tarihi bir dönemeçteyiz. Türk halkının ayağa kalkması, meydanlara çıkması yeni bir dönemin başlamakta olduğunun en belirgin işaretleridir diye düşünüyorum.
Bu sürecin başlangıcında çok önemli olduğunu düşündüğüm olaylardan birisi de polisin sıktığı gaza aldırış etmeden dimdik duran Kırmızılı Kadın fotoğrafıdır. Bu fotoğraftaki hanımefendiyi Kurtuluş Savaşı’nda mermi taşıyan Türk kadınlarının günümüzdeki temsilcilerinden birisi olarak görüyorum. Bu fotoğrafı gazetelerde ilk gördüğümde inanın çok duygulandım ve duygularımı resme dikkatli bakarak şiirsel bir anlatımla yansıtmaya çalıştım.
Kırmızılı Kadın fotoğrafı yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada çok ilgi gördü; masumiyetin, haklılığın ve kararlılığın sembolü olmanın yanı sıra bu fotoğraf bir direnişin, bir mücadelenin de fotoğrafı oldu.
Türkiye’de yargının sembolü olarak elinde adalet terazisi bulunduran gözleri bir bez ile kapatılmış bir bayan silüeti vardır. Bu kadının gözlerinin kapalı olması yargının tarafsız ve hiçbir şeyden etkilenmediğini sembolize etmektedir.
Ancak günümüzde adalet mekanizması bırakın gözlerinin kapalı olmasını, bence bütün duyu organlarını kaybetmiş durumdadır. İçinde bulunduğumuz sahte delillerle yürütülmeye çalışılan davalar, yapılan haksızlıklar ve hukuksuz uygulamalar karşısında adalet mekanizmasının duyarsızlığı ve tepkisizliği acıdır ama gerçektir.
Semboller, kurumlar ve topluluklar için çok önemlidir. Sembollerin tarihsel anlamları vardır. Toplumsal davranışları yansıtma özelliği vardır. Kurumsal kimlik kazandırma özelliği vardır. İnsanları motive etme özelliği vardır. Türk adalet sisteminin sembolü olan ve Yargıtay binası önünde heykeli bulunan gözleri bağlı bayanın yerine gönüllerde bir kahramanlık sembolü olan Kırmızılı Kadın fotoğrafının esas alınarak yeniden düzenlenmesi ihtiyacının doğduğuna inanıyorum.
Bu şiirimi Gezi Parkı gösterileri dolayısıyla duyarlılık göstererek büyük bir özveri ve cesaretle Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde gösterilere iştirak eden tüm hanımefendilere armağan ediyorum:


Kırmızılı kadın
Dedi gazete manşetleri.
Dimdik duruyor,
Kaçmıyor, duruyor.
Tam yüzüne sıkıyor
Polis biber gazını,
Tam gözüne sıkıyor.
Kırmızılı kadın
Gözleri açık bakıyor.
Sadece bakıyor.
Elbette acıyor.
Canı çok acıyor.
Ama o yine de bakıyor.
Bir nefret,
Bir hiddet,
Bir şiddet yok yüzünde
Canı çok acıyor.
Polis biber gazını
Tam gözüne sıkıyor
Kırmızılı Kadın
Gözleri açık bakıyor.”

Yazarın Diğer Yazıları