Kimin Kaddafi’si daha acar?
Başkent Washington’da ABD Başkanı Obama Libya’ya müdahale için büyük baskı altında. Yalnız Libya değil öteki Müslüman ülkelere de. Tombala çaktırmadan bize de vurabilir. Obama seçildiğinde kurban kesmedi mi bizimkiler? Tabii bizim BOP eş başkanı ile de görüşmüş olmalılar. Sanmayın burada endişe konusu zavallı halkın refahı. Hayır, hayır ellerindeki petrolün geleceği kaygı konusu.
Son günlerde Orta Doğu ve İslam ülkelerinde yaşananlar, aslında bize ve tüm Müslüman ülkelere ders olması gereken günler. İslam ülkelerinde ne hikmetse bu senaryo tarih boyunca defalarca bıkmadan usanmadan oynandı, oynanıyor. Ama anlayıp ders alana aşk olsun. Bizde de bunun denemesi yapılmıyor mu?
Olaylar, AKP tarafından eskisi yıkılmak istenerek yaratılmaya çalışılan yeni Türkiye arasındaki farkı da ortaya koyuyor. Bu iki Türkiye arasında öylesine temelden farklar var ki, sözler yetersiz. Mesela eski Türkiye’de liderler halk arasına korumasız korkmadan girebilirdi.
Ama şimdiki Türkiye’de ülkeyi yönetenler, bir polis ordusu ile bile halk arasına girmeye korkuyor. Yalnızca miting meydanlarına yığdıkları bindirilmiş taraftar kıtaları ile tatmin oluyor, şu anda aynı diktatörlerin çevresinde bulunan yağdanlıklar gibi. Bu ikinci Türkiye’de Erdoğan ve arkadaşları polis korumasından çıktıkları anda, kendilerine yumurta atan, kendilerine diklenen, kendilerini protesto eden gerçek Türkiye ile karşılaşıyor.
Son İslam ülkelerinde yaşanan krizler de yeni moda sürekli batının ağzında çiğnediği sakız, “Türkiye örneği”. Bizim yandaş basın ise konuyu kendilerine yontuyor. Onlar bu örnekte sürekli Erdoğan ve AKP hükümetini emsal gösteriyor. Yok, be yeşil liboşlar, yok. Yanlış örnek veriyorsunuz. Ya da anlamadınız, anlamak istemediniz.
Libya, Fas, Tunus, Pakistan ve çok sayıda Müslüman ülke, kendilerine AKP Türkiye’sini örnek almadılar. Erdoğan’ın Hıristiyan dünyasının elinde kuklaya dönen molla Türkiye’sini neden örnek alsınlar ki? Onlar Atatürk’ün tüm Hıristiyan dünyasını önüne katıp topraklarından çıkaran Türkiye’sini kendilerine örnek aldılar. Bu nedenle bu ülkeler bayraklarına ay yıldız koydular, molla iktidarı isteselerdi üç yeşil hilali kullanırlardı.
Onlar şeyh ve şıhların, diktatörlerin yanına diz çöken liderleri kendilerine örnek almadılar. Onlar ülkelerini gâvurlara satan, onlarla işbirliği yapan şeyh, şıh ve yobazları da önüne katan liderleri örnek aldılar. Onlar, topraklarındaki, İngiliz, Fransız ve İtalyan işgalcilere karşı bağımsızlık mücadelesi verdiler aynı Mustafa Kemal gibi. Evet, onlar ülkelerini kurtarırken Mustafa Kemal’in Türkiye’sini örnek aldılar.
Onlardan sonrakiler, milletlerinin adını ağızlarına alamayanlar aynı bizimkiler gibi ülkelerini Hıristiyan dünyasına yeniden peşkeş çektiler. Petrollerini sattılar, topraklarını düşman askerlerine kiraladılar. Sonuçta kendi topraklarında kiracı, kendi mallarına yabancı oldular.
Libya’ya bakın. Muammer Kaddafi’nin yanında kimler diz çöktü. Necmettin Erbakan değil mi onu ziyaret edip fırça yiyen? Tayyip Erdoğan değil mi ondan ödül alan? Peki, Kaddafi bir diktatör değil mi? Ya Suriye devlet başkanı Esat? Peki, Suudi Arabistan kıralı o da diktatör değil mi. Hani bizimkiler demokrasi âşığı ve halkın sesine kulak verenlerdi.
Dönün güneye bakın. Kuzey Irak’ta Türkmenler de dâhil bölge halkını demir yumrukla yöneten ama adını utanmadan demokrasi koyan Barzani kimdir. Hangi seçimle ve nasıl seçilmiştir. Nerde kaldı Kuzey Iraklı Kürt kardeşlerinizin özgürlük ve saygınlığı. Nerde kaldı Arap biraderlerinizin onur ve dinginliği?
Biz Türkler millet olmakla öğünürüz. Bize millet olma onur ve gururunu Mustafa Kemal ve arkadaşları kan akıtarak bağımsızlık ve kurtuluş savaşı vererek yeniden kazandırdı. O hortlatmaya çalıştığınız Osmanlı, Türkleri uşak ve köle gördü. Saraylarına dönme Hıristiyanları alıp ülkeyi onlara yönettirdi. Anaları gâvur olan padişahların Osmanlının kuruluşunda var olan Türk kanı son nesilde yüzde veya binde kaça inmişti acaba?
Bırakın Allah’ınızı severseniz elin Kaddafi’sini. Siz bizim Kaddafilere, Mübareklere, Esatlara bir bakın.