Kim bu adam? (29 Temmuz 2008)
Kanada’da kameralarla korunan bir evde oturuyor. Kimi zaman başında Yahudilere özgü fötr, kimi zaman da Musevi din adamlarına özgü kipa ile görülüyor. Arkasını dayadığı duvarda itinayla çizilmiş siyon yıldızı var.
Gazeteci ve televizyoncular onunla konuşabilmek için inanılmaz bir yarış sürdürüyorlar. Pertevniyal Lisesi birinci sınıfından ayrılmış. Askere gitmeden önce de Milliyet, Sabah ve Akşam gazetelerinde, bir süre de Samanyolu Televizyonu’nda çalışmış. İran, Irak, Suriye, Lübnan, ABD gibi ülkelere gidip gelmiş. 1997’de askere gittiyse de, 4 ay sonra “gay” olduğu gerekçesiyle askerlikten muaf tutulmasına karar verilmiş.
Adam tam bir kriminal vaka. Gazeteci olarak çalıştığı dönemde, Abdullah Çatlı’yı fotomontajla Mesut Yılmaz’la aynı karede gösteren bir fotoğraf yapmış ve bunu zamanın DYP milletvekiline 5 bin dolara satmış. Bir araba satış işinde sahte ruhsat ve plaka yaparak cip satmaktan gözaltına alınmış. Dolandırıcılık ve sahtecilik yaptığı gerekçesiyle sorgulanmış.
Kanada’dan pişkin pişkin “Doğuştan Musevi olduğunu, Elhamdülillah Müslüman değilim” diyerek ifade eden bu adamın evinde yapılan arama sırasında bugün “Ergenekon” adıyla yürütülen soruşturmaya esas olan altı çuval dolusu belge çıkmış. Bu belgeleri kendisine muhalif bir binbaşının verdiğini söylemiş.
Daha bitmedi.
Adamın hem hahamlığı hem de işi hazır!
Bu adam 8 Mart 2001 tarihinde tutuklanmış ve bir gün sonra da talep edilen 3 bin YTL teminat olarak yatırılınca serbest kalmış. Serbest kalmadan kısa bir süre önce de ABD Konsolosluğu’ndan aldığı on yıllık vize sayesinde ABD’ye gitmiş. Gider gitmez -işi hazır olduğundan- New York Institute adlı kuruluşta çalışmaya başlamış.
“Ergenekon” adlı soruşturma Türkiye’de başladıktan sonra kendi anlatımıyla “doğuştan Musevi” olan bu zat, Kanada’nın Toronto kentinde haham kimliğiyle ortaya çıkmış.
O inanılmaz iddialarda bulunan adam budur. Her gün medyanın gündeminde bir biçimde yer buluyor. 32. Gün programında kendisinin röportaj vermediği halde kendi adına Yeni Şafak gazetesi kendisiyle yapılmış gibi röportaj yayımladığını söylemiştir. İşin ilginç yanı “Ergenekon” zanlılarının ifadelerinin Yeni Şafak gazetesinden kendisine gönderildiğini söylemiştir.
Adam inanılmaz şeyler söylüyor. Söylediklerinin doğru ya da yanlış olması çok da önemli değildir. Önemli olan bu şahsın kişiliği değil, söylediklerinin ya da iddia ettiklerinin kime ve neye hizmet ettiğidir.
Olgular MOSSAD ve CIA’yı işaret ediyor
Önce bütün göstergelerin bu şahsın tek başına hareket etmediğini gösterdiği tespitini yapmak durumundayız. Şahsın, Türkiye’ye yönelik büyük bir organizasyonun elemanı olduğu açıktır. Şahsın kişiliğinin her türden istihbarat servisleri için kullanımı son derece uygun bir kişilik olduğunu söylemek mümkündür. Altı çuval belge muhalif bir şahıs tarafından, sıradan bir insana herhalde arşiv amacıyla verilmiş olamaz.
Şu bilgiyi de bu ilişkilerle bir arada düşünmek gerekir: Açıklandığına göre soruşturma kapsamında bir zanlının evinde ele geçen belgeye göre Uğur Mumcu’ya suikast İsrail’den sızan altı Mossad ajanı tarafından gerçekleştirilmiş. Demek ki İsrail, Türkiye’nin istikrarsızlaştırılmasıyla yakından ilgileniyor.
Şimdi bu adama birileri bir anda ABD’de oturmak için on yıllık vize, ABD’ye varır varmaz dayalı döşen mekân, hazır bir iş ve Kanada’da haham yardımcılığı vb. görevi ne karşılığı sağlamıştır? Bunu kim, nasıl ve ne karşılığında sağlar? Cevabı bulunması gereken soru budur.. Bütün sorular sonuçta MOSSAD/CIA bağlantısına işaret ediyor! Gladio da bu olsa gerek!