Kılıçdaroğlu'na asıl tehdit!..

Ne yazık ki muhalefet lideri olmak çok zor Türkiye'de...

Hele de AKP'nin yönettiği bir ülkede muhalefete önderlik etmenin çok büyük "yaşamsal" riskleri de var!..

Baksanıza; AKP lideri Erdoğan sanki ülkeyi 17 yıldır CHP yönetiyormuş gibi sürekli ana muhalefeti hedef alıyor ve her fırsatta Kılıçdaroğlu'nun suçluyor...

Türkiye'deki tüm dertlerin, çarpıklıkların, çıkmazların ve çöküşlerin sorumlusu CHP'ymiş meğer!..

AKP terörü önleyemeyince CHP suçlu!..

Enflasyon milleti canından bezdirirken anamuhalefet suçlu!..

Dış politikadaki rezaletler ülkeyi sarsarken Kılıçdaroğlu suçlu!..

İşsizlik-geçim sıkıntısı ve sosyal bunalımlar milleti isyan ettirirken yine Kılıçdaroğlu suçlu!!!

Velhasıl; dünya kamuoyunda AKP'nin bu tuhaf tepkilerini görenler Türkiye'yi CHP yönetiyor sanacaklar!..

Ancak bu "hedef" göstermeler, takiye siyaseti ve gündem değiştirme oyunları dışında, bir de muhalefete saldırmanın "kışkırtıcı" sonuçları var ki, işte asıl tehlike!!!

Ana muhalefet liderinin "hedef" olması keşke sözlü tacizlerden- iftiralardan ibaret olsa!..

İktidarın duyarsızlığı ve gafleti nedeniyle bir dönem zirveye çıkan terör ve mafyanın CHP liderine yönelik dehşet verici saldırıları var ki, bunlar dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde asla kabul edilemez;

Kılıçdaroğlu 2014'te TBMM'de yumruklu saldırıya uğradı, ardından bir cenazede önüne "kurşun" bırakıldı...

2016'da, Artvin- Şavşat'ta, karayolunda seyir halindeyken Kılıçdaroğlu'na PKK'lılar kurşun yağdırdı, şans eseri ölen yaralanan olmadı...

Adalet yürüyüşünde Kılıçdaroğlu'nun üzerine araç sürmeye çalıştıklarını itiraf eden IŞİD'lileri kim yönlendirdi, o da ortaya çıkartılmadı...

Ve son rezalet tüm Türkiye'de infial yaratırken, yurttaşların can güvenliği ve gelecek kaygısını da büyüttü;

Ankara-Çubuk'ta, bir şehit cenazesine katılan Kılıçdaroğlu'na saldıran şahıs serbest bırakılırken, olayın perde gerisindeki "linç" planının failleri, bağlantıları ve azmettiricilerinin üzerine gidilmedi!..

CHP, linç ve kanıt...

Evet; Çubuk saldırısıyla ilgili ana muhalefetin hazırladığı "rapor" da gösteriyor ki, CHP bu tehlikeli saldırının peşini bırakmıyor ve kesinlikle de bırakmamalı...

İşte Kılıçdaroğlu'na yönelik linç girişiminin perde gerisi bir belgesele konu edildi ve savcılığın önüne konuldu...

CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, 700 güvenlik görevlisinin olduğu bir köyde yaşanan linç girişiminin ardındaki karanlığa dikkat çekerken şunları söylüyor;

"Aradan geçen 6 aylık sürede hala bir iddianame hazırlanmadı, kanıt ve itiraflara rağmen tek bir tutuklu sanık da yok!.. 43 dakikalık belgeselde, tek bir güvenlik koridorunun bulunmayışını, kalabalık içindeki grupları işaretlerle yönetenleri, genel başkanımızı kimlerin, nasıl takip ettiğini, taşları, sopaları, demir çubukları göreceksiniz. Ayrıca, bu belgeselde genel başkanımızın bulunduğu evin çatısına çıkanları, arka kapıyı kırmaya çalışanları, camları taşlayanları görecek, 'evi yakın, kanını akıtın' çığlıklarını duyacaksınız."

CHP, linç raporunu Meclis'teki tüm siyasi parti gruplarına vermiş, İngilizce ve Fransızca çevirisini de Avrupa ülkelerine ulaştırmış ama Çubuk saldırısıyla ilgili yaşamsal sorular var;

AKP iktidarı, Ankara'daki linç girişiminin perde arkasını neden sorgulamıyor, siyasi bir saldırı kuşkusu yaratan bu olaAyı tertipleyenler niçin korunuyor?..

Bir papağana eziyet edenlerin tutuklandığı bir ülkede, ana muhalefet liderini öldürmeye çalışanlar hangi karanlık örgütün adamlarıdır?..

Asıl soru; Kılıçdaroğlu'nun sürekli "tehdit" altında olduğu bir ülkede, sıradan bir yurttaşın yaşama özgürlüğü nasıl sağlanacaktır?..

İşte asıl mesele bu ama kaygı uyandıracak başka gelişmeler-sorular da var!!!

Karanlık ve olası tehlike!!!

Kuşadası'ndaki yumurtalı saldırı benzeri taciz olaylarını bir yana bırakırsak, Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlık koltuğuna oturduğundan bu yana "5 önemli saldırı"nın hedefi oldu...

Bu eylemler, 2010 yılında genel başkan seçilen Kılıçdaroğlu'nun 9 yıllık liderliği döneminde can güvenliğini tehlikeye düşüren ürkütücü saldırılardı...

Üstelik bu saldırıların çoğunun yaşandığı dönemde, Türkiye toplumsal olarak da bugünkü kadar kaos- karanlık, çatışma- kaygı- korku ve panik içerisinde değildi...

Sosyal bunalımların insanları "cinnet"e sürüklediği bir dönemde, "bireysel silahlanma" zıvanadan çıkmışken ve hergün pompalı silahlarla insanlar sokaklarda katledilirken, (toplu cinayetler işlenirken) yalnız sıradan yurttaşlar değil, Kılıçdaroğlu da olası bir tehdidin altındadır!..

PKK'nın operasyon ablukasını yarmaya çalışırken saldırı- sabotaj eylemlerine giriştiği bir dönemde, IŞİD ve El Kaide palazlanmaya çalışırken, kendini "suikast"larla ifade etmeye çalışan terörün "ilk hedef"i kuşkusuz siyaset olur!!!

CHP lideri ne kadar korunaklı bilemiyorum ama yaşanan 5 olayın dördünde fiziki saldırıya uğramış olması, devletin bu konuda teyakkuzda olması gerektiğini kanıtlıyor...

Düşünsenize; ana muhalefetin çok etkili olamadığı dönemlerde bir parti liderine pervasız saldırılar gerçekleştiren terör- mafya unsurları, CHP'nin ilk kez yerel seçimlerle AKP'yi sarstığı yükseliş döneminde Kılıçdaroğlu'na neler yapmazlar ki?..

Söyler misiniz; Kılıçdaroğlu'na yönelik 5 eylemde suçluların yaptıkları yanlarına kazanç kalırken, saldırganlar serbest bırakılırken ya da korunurken (!) yeni saldırı planlayanlar devletin ve iktidarın gafletinden de cesaret almazlar mı?.. Aman dikkat!!!

Yazarın Diğer Yazıları